09 Ağustos 2015 01:00

Termodinamik ve insanın geleceği

Termodinamik ve insanın geleceği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Termodinamik, ısı ve sıcaklık ile bunların enerji ve iş ile ilişkilerini inceler. Fiziğin bir alt dalıdır. Termodinamik bilim ve mühendislikte pek çok konuya uygulanmakta, kullanılmakta. Tarihsel olarak termodinamik, on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında, buharlı motorların verimini ve gücünü arttırma isteği ile birlikte gelişmeye başlamış. Termodinamiğin temellerini atan ve bu alanın babası sayılan, Carnot döngüsüne ismini veren Nicolas Léonard Sadi Carnot Fransız ordusunda mühendis ve aynı zamanda bir fizikçi idi. Carnot, ısı motorlarının veriminin ve gücünün arttırılmasıyla Napolyon Savaşları’nı Fransa’nın kazanacağını düşünüyordu. Termodinamiğin genel olarak formüle edilmiş dört yasası bulunmakta. Bunlara burada ayrıntılı olarak değinmeyeceğiz ama bir kısmımız mutlaka termodinamiğin birinci yasasının basit olarak söylenmiş halini duymuşsunuzdur. Bu yasa aynı zamanda enerjinin korunumu yasası olarak da adlandırılır. Enerji yoktan var, vardan yok edilemez der bu yasa. Yani termodinamik sistemlerde enerjinin kaybolmayacağını, sıfırdan yaratılamayacağını, sadece bir şekilden diğerine dönüşeceğini ifade eder.  

DÜNYA PİLİ

Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinin 4 Ağustos 2015 tarihli perspektif köşesinde yer alan mini makale dünya ve uzayı termodinamik bir sistem olarak ele alıyor1. Brown ve arkadaşları, diğer türleri bastırarak dünyayı ele geçiren insanın geleceğine dair termodinamiğin yasalarını kullanarak bir analiz sunuyorlar bu makale ile.
Dünyayı kim yasal bir pil olarak düşünün. Evrimsel zaman boyunca bu pil de enerji güneş ışığını kullanarak fotosentez yapan canlılar sayesinde depolandı. Buna ek olarak enerji, ormanlarda ve diğer ekosistemlerde biyokütle olarak ve fosil yakıtlar halinde depolandı. Dünyanın büyük ve uzun evrimsel tarihine rağmen büyük insanlık dünyanın evrimsel tarihinde bir an sayılabilecek kadar bir zaman diliminde, yalnızca son iki yüz yılda, biyokütle ve fosil yakıtlardan elde edebilecekleri kadar enerjiyi çıkararak bu kaynakları sömürdü. Bunun yanında milyonlarca yıllık biyolojik ve kimyasal süreçler sonunda oluşan fosil yakıtlar bugün tükenme aşamasında ve bunu kapitalizmin tarihi ile hemen hemen eş zamanlı bir sürede, iki yüz yıl da becerdik. Dünya pilini boşaltırken onun kendisini yenilemesine, doldurmasına fazlaca da bir zaman tanımadık ve hâlâ tanımıyoruz.  İnsanın dünya üzerindeki yayılışını hızlandıran ve besleyen bu sömürü dünyayı da dönüştürdü. Doğal habitatların yok edilerek bunların tarım arazilerine dönüştürülmesi, ve bunun sebep olduğu biyoçeşitlilikteki azalma, karbondioksit salınımının artışı, buna bağlı olarak iklimsel değişim ve deniz seviyesindeki yükseliş, buna ek olarak güneş, rüzgar, nükleer, hidroelektrik enerji kaynaklarının yoğun kullanımı dünya pilini hızla boşalttı ve dünya alarm vermeye başladı. Termodinamiğin yasaları bu duruma uygulandığında şu sonuç çıkıyor:
Enerji kaynakları damla damla dolan ve hızla boşalan dünya, dış uzay ile termodinamik dengeden uzaktır, dengede değildir. Bu dengeyi sağlayabilecek olan şey ise enerjidir. Dünyanın hızla tükettiğimiz enerji kaynaklarının başında biyokütlede depolanan enerji gelmektedir. Yiyecek olarak tükettiğimiz, enerjisinden yararlandığımız biyokütleyi yani canlıları düşünün. Kapitalizmin artı değer üretim süreçleri ile her zaman ihtiyaçtan fazlasının üretilmesinin, harcanmasının nasıl teşvik edildiğini... Pilin nasıl daha hızlıca boşaltıldığını... Bu pili hızlıca dolduracak ve termodinamik dengeyi sağlayacak kısa vadede pili dolduracak bir şarj cihazı yok. Dünyanın pili boşaldıkça insan türü varlığını sürdürmekte zorlanacak belki de yok olacak. Kaynaklar tükendiğinde, insanın soyu tükenmese bile insan nüfusunun sayısının önemli ölçüde azalacağını ve muhtemelen bu süreçte kalan insan nüfusunun, avcı toplayıcıya da ekici olarak yaşamını sürdüreceğini öne sürüyor James Brown ve ekibi. Bu çalışma kapitalizme hiç değinmese de, insan eliyle (aslında kapitalizm eliyle) dünya kaynaklarının fütursuzca tüketilmesinin dünyayı (aslında insanlığı) nasıl bir sona sürüklediğini termodinamiğin yasaları ile göstermesi bakımından kayda değer bir çalışma.  Çalışma bir kez daha gösterdi ki, kapitalizmin insan eliyle neden olduğu yıkım aslında gördüğümüzden, algıladığımızdan çok daha derin.

1 Human domination of the biosphere: Rapid discharge of the earth-space battery foretells the future of humankind,John R. Schramski, David K. Gattie, and James H. BrownçPNAS 2015 112 (31) 9511-9517

Basının iki temel görevi, haberleriyle kamu adına her tür iktidarı denetlemek ve gerçeğe ulaşmak için her türlü görüş ve sesin kamuya ulaşmasını sağlamaktır. Bu görevlerden biri sınırlamaya uğrarsa ülkede basın ve ifade özgürlüğü, dolayısıyla demokrasiden söz etmek imkansız hale gelir. Bugün gazetelere, haber ajanslarına, televizyon ve internet sitelerine getirilen sansür, kısıtlama ve baskılar özgür medyanın işlevini hedef almaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa