Barış için haydi!
Fotoğraf: Envato
Bugün İstanbul-Bakırköy’de ve daha başka pek çok ilde Türkiye’nin halkları “barış” talebini yineleyecek.
Bugün Türkiye’nin halkları, “AKP Savaş İstiyor Barışı Biz İnşa Edeceğiz” diye alanlarda olacak.
Bugün Türkiye’nin halkları, insanlık tarihi boyunca halkların en yakıcı talebi olmuş “barış talebi” için alanları dolduracak.
Çünkü Erdoğan ve AKP Hükümeti iktidarlarını ayakta tutmak için “tehlikeli” buldukları, Türkiye’nin halkları arasında barış ve kardeşliğin adımı olan “çözüm süreci”ni tıkayarak, askerin, polisin, savaşın sorunları çözmenin aracı olarak öne çıkarıldığı bir yönelişe girmiştir.
Ortadoğu’daki gelişmeler de dikkate alındığında AKP Hükümetinin bu adımı Türkiye’yi hızla Iraklaştıracak, Suriyelileştirecek bir adımdır. Çünkü AKP Hükümeti, “çözüm masasını” devirerek sadece Kürt siyasi güçleriyle Kürt sorununun demokratik çözümünün gerektirdiği müzakere yolunu tıkamış değil aynı zamanda Suriye’deki, Irak’taki, tüm Ortadoğu’daki savaş ve çatışmaları yaymaktan yana olan güçler arasında yer almıştır.
Bu, politikanın silahlarla yapıldığı yol, Türkiye’yi yöneten güçlerin; Erdoğan’ın, AKP Hükümeti’nin bilmeyerek girdikleri bir yol da değildir. Tersine onlar bir yandan yeni Osmanlıcı dış politikalarının duvara çarpması, öte yandan da Ortadoğu’daki şer güçlerle ilişkileri, NATO ve ABD ile girdikleri kirli pazarlıklarla Türkiye’yi bir etnik ve mezhep çatışmasının burgacına doğru sürükleyen bir yola girmişlerdir. Nitekim bu yüzdendir ki son 20 günden beri 3 yıldır gelmeyen ve neredeyse tüm halkın “artık gelmesin” diyerek “çözüm süreci”ne destek verdiği, gerilla ve asker cenazeleri yeniden siyaset gündemini belirlemeye başlamıştır. Elinde silahı tutan güçler politikayı da belirlemeye başlamışlardır. Ve 20 gün önce, barış ve halkların kardeşliğinden umutla söz eden halk kesimleri bugün yeniden eski endişeli günlerdeki gibi savaşın getireceği tehditleri konuşmaya başlamışlardır.
Evet halk endişelidir, Cumhurbaşkanı ve AKP Hükümeti, MHP’nin desteği ile ülkeyi savaş tamtamlarının çalındığı bir gerilim ve fiili “savaş hali” ortamına sürüklemişlerdir; bunca emek verilen “çözüm süreci”nin akamete uğratılması karşısında tedirgindir. Ama çatışmaların yeniden başlamasından sonra yapılan anketler göstermektedir ki, Türkiye’nin halklarının yüzde 70’i “çözüm süreci’nin devamından yana”dır. Bu oranın bölge halkı içinde yüzde 90’ı bulduğu bu anketin gösterdiği diğer bir gerçektir.
Kuşkusuz bu tablo çok kıymetlidir! Ve bugün bu tablo barış mücadelesinin de en önemli dayanağıdır.
Çünkü bugün savaş politikalarıyla ülkeyi yönetmek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha bir yıl önce yüzde 52’lik bir oy oranıyla seçildiği, daha iki ay önce AKP’nin yüzde 41, MHP’nin yüzde 16 oy aldığı (toplam yüzde 57) dikkate alındığında, ankette çıkan yüzde 70’lik oranın değeri daha iyi anlaşılır. Çünkü bu durum; Erdoğan’a, AKP’ye ve MHP’ye oy veren halk kesimlerinin çok önemli bir bölümün oy verdiği parti ve kişilerin açıkça “çözüm süreci karşıtı” tutumlarına karşın “çözüm süreci”ne destek verdiklerini göstermektedir.
Bu yüzden bugün İstanbul’da, Türkiye’nin her yanında barış bayraklarıyla ve barış haykırışlarıyla alanlara çıkanlar, Türkiye halklarının yüzde 70’i gibi çok büyük çoğunluğunun, AKP, MHP ve Erdoğan’a oy ve destek vermiş olanların da büyük çoğunluğunun desteğini arkalarına almış olarak alanlara çıkmaktadırlar.
Bu aynı zamanda Türkiye’nin büyük “barış mücadelesi” potansiyelini göstermektedir ve mücadele ilerledikçe bu potansiyelin büyük bir güce dönüştüğünü de göreceğiz.
Öyleyse;
- Barış gibi evrensel ve Türkiye’nin halklarının büyük çoğunluğunun özlemi ve en yakıcı taleplerini dile getirmek için,
- “Çözüm süreci”’nin devamına destek vermek ve “çatışmasızlığa” geri dönülmesi için,
- AKP ve MHP’nin savaş politikalarına hayır demek için
- Bölgede emperyalistlerin ve gericiliklerin, halkların birbirini boğazlamasını kışkırtan planlarına hayır demek için haydi alanlara!
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00