12 Ağustos 2015 00:51

Şekip Avdagiç, yeter artık! susma, açıkla!

Şekip Avdagiç, yeter artık! susma, açıkla!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bataklığın en derin kıyısında yolsuzluklar, hırsızlıklar, hukuksuzluk, şiddet ve kuralsızlıklar içinde debelenen halklarım, Ortadoğu’nun yeniden üleşilmesini isteyenlerin çıkardıkları/çıkaracakları savaşın daha farkında değiller. 

Okuyorsunuz, Evrensel’in ve diğer “özgür” gazetelerin yazarları, Sultan’ın seçimleri yenileme formüllerinin altındaki gerçekleri seçmenin gözünün önüne durmadan yığıyor. “Seni başkan yaptırmayacağız” diyen ve sözünü tutan HDP’yi küçük düşürerek ortadan kaldırmayı amaçlamanın altındaki pis politikayı, neredeyse lokma yapıp seçmenin ağzına veriyor. Meclis çoğunluğunu elde etmek için oynanan kanlı oyun sürekli irdeleniyor.

Bu ortamda, ben gene İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’ni tavaya koyarsam kızar mısınız?
N’olur kızmayın!

Bu da ülkemizde süren, sürdürülen sanatsal savaş. 

Halklarımız bütün savaşları günü gelecek kazanacak, bu yazılar da bağımsız yargılamaların belgeleri olacak. 

OPERA OLARAK TASARLANAN İLK BİNA

AKM’deyiz İnsiyatifi, “AKM’nin onarımının tamamlanarak sanata açılmasını istiyoruz” diyerek yeni bir imza kampanyası başlatmış. Kampanya gerekçesinde, iki kıtanın buluştuğu İstanbul’un tarihsel ve kültürel değerlerinin yıkım ve talan süreci ile karşı karşıya olduğu ifade edilmiş. Garların, limanların, tersanelerin, okulların, hastanelerin yanı sıra kültür ve sanat yapılarının da yok edilerek bir halkın kültürel ve tarihsel belleğinin silinmeye çalışıldığı vurgulanmış. Sonrasında, bu eşsiz değerlerin en başında AKM gösterilmiş.

Doğru saptamalara ne denir?

Kampanyaya duhul edilir, imza verilir.

 “Türkiye’nin Opera olarak tasarlanan ilk binası” olma özelliği bile AKM’nin ulusal ve uluslararası bütün kurallar uyarınca korunmasını gerektirmekte olduğu bir kez daha kabul edilir; yıkımı ve daha da vahimi kamuoyunda kültür varlığı olarak tescilinin kaldırılmasına göz yumulmaz isyan bayrağı çekilir. 

KONUYU BİR KEZ DAHA ÖZETLİYORUM 

Ben bu köşede, haftalarca İstanbul’un “sanat mabedi” AKM’nin Haziran 2008 tarihinden beri “tadilat yapılacağı” gerekçesiyle kapalı tutulmakta olduğu konusunu çomakladım. Neden olanların mutlaka yargılanmalarını istedim. 
Zamanıdır, bilenler bilmeyenlere anlatsın demiyorum, konuyu bir kez daha özetliyorum.

Belki hatırlayacaksınız, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nin 06.01.1999 gün 10521 sayılı Koruma Kurulu kararıyla tescil edilmiş, 30.10.2007 gün 1344 sayılı kararla da koruma grubu 1. Grup olarak belirlenmiş. 06.12.2006 tarih, 689 sayılı kararla rölövesi, 14.05.2008 gün, 1783 sayılı kararla da restorasyon avan projesi onaylanmıştı. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı arasında AKM’nin yapımına ilişkin imzalanan protokolden sonra bütün süreç değişti, bu konular artık Bakanlığın inisiyatifi dışına çıkarıldı. Ajans tarafından hazırlanan çeşitli projeler, Koruma Bölge Kurulunca onaylandı. 24.12.2008 gün 2268 sayılı kararla Koruma Bölge Kurulunca onaylanan restorasyon Avan Projesi, binayı kullanan sanatçılar ve yöneticiler tarafından sanatsal aktiviteleri ve işleyişi olumsuz etkileyeceği saptanarak uygun bulunmadı. 

75 MİLYONLUK BÜTÇE NASIL PİÇ EDİLDİ

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından hazırlanan, kullanıcıları tarafından istenmeyen bu projede ısrar edilmesi üzerine, Kültür Sanat Sendikası İdari Yargı’da dava açtı. Mahkeme, bilirkişi incelemesi de yaptırarak önce yürütmeyi durdurma, sonra esastan karar vererek bu projeyi bozma kararı aldı. 

Derken beklenen gerçekleşti, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın 2011 yılı başından itibaren yerinde yeller esti. Çalışanlarının her biri başka yer, iş ve görevlere gitti. 

Ajans gitti, bizim kavgamız bitti mi? 

Binayı/işleyişi bilmeyen geçici bir kuruluş olan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, bu projenin uygulanmasında kendi istekleri doğrultusunda acaba neden ısrar etti, o gün bugündür merak ederim.

AKM için özel olarak ayrılan 75 milyonluk bütçeyi Bakanlığa aktarmayı neden düşünmediğini düşünüp o gün bugündür için için kendimi yerim.  

HAYDİ BE ŞEKİB KARDEŞ, AÇIKLA

Diyeceğim o ki, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Başkanı Şekib Avdagiç artık dağarcığındakileri boşaltmalı.
Hatta 5706 sayılı İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkındaki Kanunun 11. Maddesi’nde belirtilen İstanbul Atatürk Kültür Merkezi onarımı, Rami Kışlası’nın kütüphane olarak restorasyonu, Ayazağa Kültür Merkezi’nin yapımı İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın asli görevleri arasındayken bu görevleri neden yerine getirmedi, öbür dünyaya bırakmamalı açık seçik açıklamalı.

PARALAR NEREDE

İstanbul Atatürk Kültür Merkezi onarımı için çeşitli Bakanlıklar, kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü ve benzin gelirlerinden elde edilen maddi kaynaklar bugüne kadar nerelere sarf edildi bilinemedi, Başbakanlık, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı denetçileri de işin üstüne gitmedi.   

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 65 (a) maddesi kültür ve tabiat varlıklarını tahrip edenlerle ilgili 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası uygulanmasına amir olduğuna; binanın bu halde bırakılması kültür varlığının tahrip edildiği anlamını taşıdığına göre, Savcılığın bu yazıyı suç duyurusu olarak kabul edip, Avdagiç’i yargılaması gerekiyor.

Gel gör ki nerdeee eski savcılar!

O halde, bu günahın öbür dünyası, ahrette hesabı falan yok be Şekib Avdagiç!

Acilen açıklaman gerekiyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa