20 Ağustos 2015

Kapalı kapılar arkasında demokrasi

İş iyice şirazesinden çıktı. “Düğün yok bayram yok eniştem beni niye öptü” misali, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) toplanıp erken bir seçim olursa, seçim kararı alındıktan sonra doksan günde yapılması gereken seçimi daha önceki bir tarihe alınabilir mi diye tartışıyor ve alınabilir diye karar veriyor. “Bu da nereden çıktı?” diye düşünürken, gazetelerden öğreniyoruz ki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçimi 25 Kasım değil de Ekim’in son haftası yapmayı planlıyormuş.
O zaman YSK’nin neden toplanıp hukuka ve yasaya aykırı bir karar aldığı ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanının önce fiili Başkanlık sistemi ihdas edip sonra anayasasını yapmayı önermesi gibi, erken seçimin de önce doksan gün yasal zorunlu süresinden önce yapılması kararlaştırılıyor, sonra da bunun güya yasal kılıfı oluşturuluyor.
Özdemir Asaf’ın ünlü bir şiiri vardır. “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu/birinciliği beyaza verdiler “ diye, bu şiiri konumuza Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının hepsi aynı hızla kirleniyordu birinciliği yargıya verdiler diye adapte edebiliriz belki.
Madem, ekim sonunda seçim düşünüyordun, niye yetmiş gündür koalisyon kurma görüşmeleri yapılıyormuş gibi numaralar çekiyorsun. Temmuz sonunda koalisyon görüşmelerini bitirip ağustos başında erken seçim kararı alsaydın. Ama, o zaman senin koalisyon istemediğin, erken seçim istediğin anlaşılırdı değil mi?
Şimdi anlaşılmadı mı?
Milleti aptal mı sanıyorsun?
Millet senin ne dolaplar çevirdiğini, millet iradesi diye diye aslında millet iradesine en fazla senin saygı duymadığını anlamıyor mu sanıyorsun?
Haziran seçimlerinde senin numaralarını yutmadıklarını gösterdiler, demek ki senin numaralarını anlayabiliyorlar, senin sandığın kadar aptal değiller…
Yalan imparatorluğunun son çabaları. Herkes artık iktidarın dalaverelerini görüyor. Hiçbir inandırıcılığı kalmadı. İktidarı teşhir etmek hiç bu kadar kolay olmamıştı.
Yeter ki, onların tahriklerine kapılmayalım, oyunlarına gelmeyelim. Bundan sonra yine sert bir şekilde “onlar ve biz” propagandasına başlayacaklar. Dindar insanları korkutacaklar, istismar edecekler, en azından geçen seçimlerde aldıkları oyları etraflarında kemikleştirmeye çalışacaklar. Bu politikayı da boşa çıkarabilirsek işleri bitecektir.
Söyleyecek sözümüz barış ve demokrasi üzerine olmalıdır. Savaşa karşı savaş sloganları ile dindar ve dindar olmayan bölünmesi ile başarı sağlayamayız. İktidarın değirmenine su taşımış oluruz.
Bu zehrin panzehri barış ve demokrasidir. Daha çok demokrasi, daha çok eşitlik, daha çok kardeşlik ve daha çok barış.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Metal tokat

Metal tokat

Renault işçileri, yaşadıkları sorunlar karşısında patronların yanında duran şube yönetimine karşı harekete geçti: Delege sayısının 3 katı aday çıktı, seçimlere katılım rekoru kırıldı, şubenin belirlediği adaylar geride kaldı. 200 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup sözleşmesi öncesi Metal Fırtına’nın amiral gemisi Renault’da yapılan seçimler sendikal bürokrasiye tokat oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
12 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et