Memur-Sen, kamu emekçisinin Türk Metal'idir
Fotoğraf: Envato
Kamu emekçisi sendikaları konfederasyonlarıyla Hükümet temsilcileri arasındaki iki buçuk milyon kamu emekçisini doğrudan ilgilendiren “toplusözleşme görüşmeleri”, iki haftayı aşkın bir zamandan beri sürüyor.
Bu, Türkiye’de yapılan en büyük toplusözleşme görüşmesidir!
En son gelinen yer, Hükümetin 2016 için maaşlara yüzde 5+4, 2017 için de yüzde 3+3 zam teklifidir.
Hükümetin ilk teklifi; yüzde 4+4, 3+3’tü ve bir milyona yakın üyeye sahip Memur-Sen, Hükümetin bu teklifi için “Görüşülemez bile!” diyerek masayı terk etmişti. Ama Hükümetin bir gün sonra teklifini, 2016 yılındaki teklifinin birinci altı ayı için yüzde 1 artırarak yüzde 5 yapmasıyla Memur-Sen’in Genel Başkanı Ali Yalçın’ın, kumarhane krupiyesi edasıyla; “Kasa açılmıştır, masa da açılmıştır!” diyerek “masaya geri dönmesi”, aslında kamu emekçileri sendikalarının Hükümet ve Memur-Sen tarafından nasıl bir oyuna çekildiğini de göstermektedir.
Bu oyun bir ay boyunca kamu emekçilerinin taleplerini mümkün olduğu kadar aşağı çekmek, sendikalar arasında ağız dalaşını teşvik ederek, kamu emekçilerinin içindeki çatlakları derinleştirmek… sonunda Hükümetin teklifine üç aşağı beş yukarı imza atmak ya da Yüksek Hakem Kuruluna (YHK) göndermektir!
Geçmiş yıllardaki “toplu görüşmeler” ve son yapılan “toplusözleşmelerde” Memur-Sen bunu yapmıştır!
Kısaca şunu söyleyebiliriz ki, Memur-Sen kamu emekçileri sendikaları içinde, Türk Metal’in işçi sendikaları içinde oynadığı sınıf iş birlikçisi rolünü oynamaktadır. Türk Metal nasıl ki, TİS görüşmelerinde MESS’e karşı mücadele etmek yerine Birleşik Metal-İş ve Çelik-İş’i devreden çıkarmayı ve onlarla rekabeti esas alıyorsa, Memur-Sen de Hükümetle el altından anlaşırken aslında toplusözleşme masasındaki KESK ve Kamu Sen’i küçük düşürmek, onlarla kavgaya tutuşarak, sözleşmeyi gürültüye getirmek için kullanılıyor.
Bütün bu gelişmeler ve sözleşmenin de bir aya sıkıştırılması, toplusözleşmelerin grev hakkından yoksun olması, toplusözleşme masasının tepesinde YHK’nin “Demokles’in Kılıcı” olarak sallanmaya devam etmesi etkenleriyle bir arada düşünüldüğünde şunları saptayabiliriz:
1- Kamu emekçilerinin taleplerini savunmada ileri kamu emekçileri ve onların mücadeleden yana olan sendikaları ve sendikacıları; ki burada elbette en başta KESK ve bağlı sendikalar, bu talepleri savunmanın önemini kamu emekçilerinin tabanı içinde tartıştırarak sendika farkı gözetmeden tüm kamu emekçilerini kendi talepleri etrafında birleştirmek belirleyici önemdedir. “Devlet güdümlü” olmaktan da öte “AKP’nin arka bahçesi” olarak, kamu emekçilerinin mücadelesini bölmeyi başlıca görev edinen Memur-Sen’i de hedefe koyan bir mücadele yürütmeden kamu emekçilerinin ortak bir mücadele hattında birleşmeleri olanaklı olmayacaktır. Yani toplusözleşme masasındaki tartışma kamu emekçileri arasında tartışılmadığı ve kamu emekçilerini birleştirmenin bir dayanağı yapılmıyorsa, mücadelede bir ilerleme beklenemez.
2- Toplusözleşme mücadelesi “Memur-Sen’den kurtulma mücadelesi olarak” da gelişmek durumundadır. Metal işçileri nasıl ki, Türk Metal’i hedefe koymadan MESS’e tokat atıp sözleşmelerini yenileyememişlerse, kamu emekçileri de Memur-Sen’i kendi sözcüleri olarak tanımadıklarını ilan etmeden, en azından böyle bir yola girmeden, başlıca birkaç önemli talepleri etrafında bir ortak mücadele bayrağı açmadan, taleplerini elde edemeyeceklerini bilmek durumundadırlar.
3- Kamu emekçilerinin sözleşmeleri, ister Memur-Sen’in satış sözleşmesini imzalamasıyla, ister YHK’ye gönderilmesiyle sonuçlansın, bir “erken seçim” sürecine de girildiği şu günlerde kamu emekçilerinin hem Memur-Sen’e hem de Hükümete alacağı tavır emek cephesinden ve kamuoyundan da destek alacaktır.
Bu koşullar dikkate alındığında kamu emekçilerinin sözleşmesinin resmen bitmesine 10 gün kalmıştır. Ama içinden geçilen sürecin özelliklerini dikkate alan ileri kamu emekçileri kamu emekçileri sözleşmesinin yeni başlayacağını görüyorlar.
Koşullar bunun için çok elverişlidir. Yeter ki kamu emekçileri sendikalarının ortaya çıktığı günlerdeki “fiili ve meşru mücadele” çizgisine dönüp, aralarındaki birliği, talepler üstünden mücadelelerini yenileyebilsin ve metal işçilerinin deneyimlerini görmezden gelmeden ilerleyebilsinler!
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00