Her futbolcu asker mi doğar?

Ahh be futbolcu kardeş!.. Gol sevincini yaşarken asker selamı verip militarizm övgüsü, savaş kışkırtıcılığı yapmayı biliyorsun, peki askerlik nedir, savaş nedir biliyor musun?.. Pek bilir gibi görünmüyorsun... Ama biz profesyonel futbolcuların nasıl askerlik yaptıklarını biliyoruz. Daha doğrusu nasıl yapmadıklarını... Gariban, yoksul, arkasında kendisine rahat bir askerlik yapmasını sağlayacak kimsesi olmayan gençler dağ başlarında savaşın dehşetini en yakıcı haliyle yaşar, ölümün soğuk nefesini enselerinde hissederken, sen güvenli ortamından asker selamı aracılığıyla onlara destek ve moral verdiğini mi zannediyorsun?.. O işler öyle uzaktan göründüğü gibi değil maalesef...
Görüyoruz ki kimin askerlikle ilgisi yoksa, kimin rahatı yerindeyse, en çok onlar savaş yanlısı oluyor, en çok onlar militarizme övgü düzüyor ve en çok onlar şehitlik üzerinden ölümü kutsuyor...
Üstün ve ayrıcalıklı oldukları yönündeki inançlarına vatan, millet, bayrak, şehit, kan gibi kavramları sos yapıp barışa ve hayata yönelik ırkçı nefretlerini kusmaya başlıyorlar!.. Üstünlüklerine, ayrıcalıklarına son vereceğini bildikleri için ürküyorlar barıştan ve kardeşlikten...
Futbolcu kardeş, başkalarının kanı, canı üzerinden savaşı, militarizmi kışkırtmanın çok büyük bir alçaklık olduğunun farkında mısın?.. Savaşın insanı ve doğayı yok etmek anlamına geldiğinin... Hiçbir şeyin doğadan ve insandan daha kutsal olamayacağının... Bir canlının hayatının yanında, senin o tapındığın değerlerin zerrece önemi bulunmadığının... Doğaya, insana yönelik derin bir yıkım, vahşet ve katliamın ardından hiç kimsenin savaşı kazandığını iddia edemeyeceğinin...
Savaşın ancak düşman ya da düşmanlar yaratılarak sürdürülebileceğini biliyor musun peki?.. Sana düşman olarak belletilenlerin de tıpkı senin gibi anneleri, babaları, kardeşleri, çocukları, arkadaşları, sevgilileri olduğunu... Senin verdiğin asker selamının kine, nefrete ve devletin düşman yaratma stratejisine hizmet ettiğini...
Peki futbolcu kardeş, sana düşman olarak belletilenler hakkında ne biliyorsun?.. Kültürleri, tarihleri ve talepleriyle ilgili bir bilgin var mı?.. Onların kitaplarını, dergilerini, gazetelerini okudun mu?.. Şarkılarını, türkülerini dinledin mi?.. Filmlerini izledin mi?..
Farklı etnik kimliğe sahip olmalarına karşın eşit ve özgür yurttaşlar olarak yaşamak isteyen insanların haklarıyla ilgili olarak ne düşünüyorsun peki?.. Gerçi eşit ve özgür yaşamak lafından ne anlayabileceğin de şüpheli ya...
Çatışmalarda hayatını kaybeden insanların birbiri ardına toprağa verildiği ve bu nedenle “barış” talebini en yüksek sesle haykırmamız gereken bu kan kokulu günlerde asker selamı verirken aslında ölüme selam verdiğinin farkında mısın futbolcu kardeş?..
Devletin türlü propaganda aygıtları aracılığıyla zehirlediği beynin, savaş kışkırtıcılığından, militarizm övgüsünden, vatan, millet, şehit söyleminden öteye geçip neler olup bittiğini sorgulayabilecek, yaşananları sağlıklı bir şekilde yorumlayıp değerlendirebilecek kapasitede görünmüyor ne yazık ki...
Daha kendi mesleki haklarını savunacak bilinçten yoksun kişiler için bunlar zor sorular elbette. Ama sen o selamı verdiğin sürece biz de bu soruları sana sormaya devam edeceğiz futbolcu kardeş!..
Ah be futbolcu kardeş!.. Vicdan, duyarlılık ve bilgi sahibi bir insan olup üstünlüğü değil kardeşliği, kanı değil barışı, ölümü değil hayatı savunsaydın keşke de, sana bu soruları sormak zorunda kalmasaydık!..