22 Ağustos 2015 01:00

Oyun içinde oyunlar!

Oyun içinde oyunlar!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Davutoğlu’nun MHP ve CHP’ye yönelik son çağrısına bakarsanız; ülkeyi 70 gün boyunca “koalisyon kuruyoruz” diyerek oyalayan ve daha 8 Haziran günü tespit ettikleri “erken seçim” amacına varmak için entrikalar çevirerek halkla alay eden o değil de muhalefettir!
“Çağrıyı yapıyorum. Yarın toplanabilirsek HDP’nin hükümette görev almasına gerek kalmaksızın 3’lü bir koalisyon oluştururuz. İsteniyorsa 2’li de olur. HDP’nin hükümette görev almasına gerek kalmaz” diyen Davutoğlu, asıl amacını da bu arada itiraf ediyor: HDP’nin bir “seçim hükümeti”nde bile yer almaması!  
Nitekim Davutoğlu, “koalisyon kurmama” çalışmalarının, Cumhurbaşkanının ülkeyi bir tekrar seçime götürme seçeneğine getirdiğini görerek; “Olmasını istediğim en son senaryoydu. Bunun sorumlusu çağrılarıma cevap vermeyen CHP ve MHP olur” diyor.
Davutoğlu, “erken seçime” gitmenin, Cumhurbaşkanı kararıyla olmasının neredeyse kaçınılmaz hale geldiği bir aşamada MHP ve CHP’ye çağrı yapıyor. Çünkü Davutoğlu, erken seçime Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin plan ve manevraları sonucu sürüklendiğinin görüldüğünü (AKP sürekli anketlerle vatandaşın hangi gelişmeyi nasıl algıladığını takip ediyor) fark ettiği için şimdi yeni manevralarla, durumu kurtarmaya çalışmaktadır.
Çünkü anketlerden, medyadaki ve siyaset arenasındaki tartışmalardan anlaşılmaktadır ki;
1- Halkın önemli çoğunluğu artık, AKP’nin bir koalisyon kurmak için çalışmadığını ama Erdoğan’ın da isteği doğrultusunda “bir koalisyon kurmamak” için 70 gün halkı oyaladığını fark etmiştir. Davutoğlu bu algıyı geri çevirmek, “Ben bir koalisyon kurmak için çok çaba harcadım ama diğer partiler yanaşmadı” iddiasına bir dayanak sağlamak üzere bu çağrıyı yapmaktadır.
2- Davutoğlu, “Mademki artık erken seçim kaçınılmaz oldu, öyleyse Meclisteki partilerin kararı ile erken seçime gidelim ki, o partileri de erken seçim sorumluğuna ortak edelim” uyanıklığı ile hareket etmektedir.
Ama bu tespitlerden, Davutoğlu’nun bu çağrısında, CHP ve MHP’ye, “Gelin Mecliste seçim kararı alalım ve üç partiyle (olmazsa iki partiyle) koalisyonla seçime gidelim” derken bile samimi olmadığını söylemek için çok neden var.
Tersine Davutoğlu, Cumhurbaşkanı inisiyatifinde ve “seçim hükümeti” adı altındaki, görünüşte çoğu sözde bağımsız kişilerden oluşan sorumsuz bir “AKP hükümeti” ile seçime gitmekten yanadır. Erdoğan ve Davutoğlu (Burada asıl yönetmenin kim olduğu bizi çok ilgilendirmiyor), bu aşamaya bilerek isteyerek, planlayarak gelmişlerdir. Ki, 70 gün boyunca halkı oyaladıktan sonra, muhatabı partilere en ileri teklifi, “Seçime giderken bir AKP azınlık hükümeti için destek” istemeyi aşmayan Davutoğlu’nun şimdi partilere böyle “arabesk” bir üslupla “Ne diyorsanız öyle yapalım. Yeter ki siz de ‘erken seçim’ kararına ortak olun!” demesinin hiçbir inandırıcılığı yoktur.
Gelinen bu aşamada Davutoğlu’yu daha çok rahatsız eden ise, HDP ile “seçim hükümeti” kurma ihtimalidir! Nitekim bunu AKP’ye oynanan bir oyun olarak görüyor. “Akıl başka kurnazlık başka. AKP, HDP ile birlikte görülsün oylara talip olayım demek kurnazlıktır. Oynanan oyun bu” diye itiraf ediyor Davutoğlu. Onun için de son yaptığı, muhalefet partileriyle koalisyon manevrasını HDP’yi seçim hükümeti dışında bırakma amacıyla da birleştiriyor.
Çünkü AKP’nin istediği, seçimde hiçbir ortak olmadan Hükümet ve devletin imkanlarını AKP’nin seçim kampanyasında kullanmaktır. Çünkü seçim gibi hassas bir süreçte, bir de ülkedeki gelişmeler dikkate alındığında, birkaç kişi de olsa “yabancı” bakanlar, Hükümetin elini kolunu bağlayıp onu yasal çizgide davranmaya zorlayabilir diye düşünmektedir. Yani AKP’nin geldiği yerde mantığı artık böyle işlemektedir.
Nitekim CHP ve MHP’ye “erken seçim” ve “seçim hükümeti”nin meşruiyeti için yalvar yakar olan (Onların teklifini reddedeceğini bildiği için rahatça teklifte bulunuyor) Davutoğlu, HDP’nin “seçim hükümeti”ne katılma kararını geri aldırmak için kışkırtmak amacıyla, olmadık bahaneler uyduruyor!
Kısacası; Erdoğan ve Davutoğlu, oyun içinde oyunlar, tezgah içinde tezgahlar kurarak amaçlarına doğru yürüyor.
Ancak halkın Erdoğan ve AKP’nin oynadığı oyunun farkında olduğunu gösteren işaretler de çoğalıyor. İçinden geçtiğimiz sürecin çok yönlü ilişki ve çelişkileri halkın bilincinin daha da gelişmesi için son derece uygun veriler sunuyor. Çatışmaların nasıl kışkırtıldığı, buradaki başlıca amaçlardan birincisinin de HDP’yi barajın altına iterek AKP’nin Meclisteki egemenliğini sürdürmek olduğu düşünce ve duygusu halk indinde daha da güçleniyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa