07 Eylül 2015 00:51

Sömürünün ağırlaşması hak yoksunluğu savaş ve seçim

Sömürünün ağırlaşması hak yoksunluğu  savaş ve seçim

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçen haftaki parlamentarizm ve burjuva hükümetler üzerine söylenenleri beğenmeyenler oldu. Kimi ben ve partimin bir zamanlar parlamentarizmi savunduğumuzu sanırmış, kimi eğer böyleyse HDP ile “ittifak” ne olacak derdindeymiş!
Arşivlere bakan parlamentarizmi ve burjuva demokrasisinin ikiyüzlülüğünü suçlayan epey bir külliyat bulabilir. “İttifak” sorununa gelince, memleketin bugünkü durumu, kim ne derse desin, biçimi şöyle ya da böyle olabilir, ama halkın en geniş birliğini zorunlu kılıyor ve hiçbir aklıevvellik bu ihtiyaca gözleri kapamanın bahanesi kılınamaz. Ya da kılınmaya kalkılırsa, hesabı halka verilemez.

'Şehit yüzbaşının' kardeşi Yarbayın feryadı bir veridir ve gericilik arasındaki çekişmeyle gericilikle halk arasındaki ayrışmanın, iç içe geçmiş haliyle, aldığı boyutu göstermektedir. Bir diğer veri, son ayların starlarından –“mahalleyi terk etmedim, mahalleliler komple taşındı” diyen– eski siyasal İslamcı L. Gültekin’in geldiği nokta ve saptamalarıdır: “Kazansalar da yenildiler artık. İslamcılar ağır bir yenilgi aldı. Topluma söyleyecek bir sözleri kalmadı. Ülke elden gidiyor, çocuklar ölüyor, eğitim çöktü, şehir kuramıyorlar, kültür-sanat yok, bilim yok... Erdoğan’ın en büyük sloganı neydi? ‘Kimsesizlerin kimsesi olmaya geliyorum.’ Artık sabah akşam kimsesizlerle kavga eden bir iktidar var karşımızda.”

AKP’nin sonuna gelindiği tartışma götürmez, ancak her sonu gelen sonuna kadar direnmiştir! İktidar ve ikbali tatlıdır. Saraylar, hanlar, hamamlar, Dolarlar, Eurolar tatlıdır. Üstelik skandallar, soruşturmalar ortasında bir kez gitmeye gör, nereye kadar düşeceğin belirsizdir. Direniş kat be kat artıp ciddileşir.

“Ortak çıkarlar”ınız vardır; sömürülen yığınlar sıkıştırmaya başlamışlardır, kriz belirtileri çoğaldıkça sıkıştırma artacaktır ve güneyden bir Kürt devletleşmesiyle kuşatılmak irkilticidir.  Gericiliğin sair kanatlarıyla birleşmeye yönelir, Osmanlıcılığı bırakıp İncirlik’i falan vererek 1 nolu gerici Amerika’nın kollarına atılırsınız. Ve Koçlarla... Ama işe yarayacağı kuşkuludur, farklı “özel çıkarlar”ınız vardır; hem yetinmez, daha çoğunu ister, verseniz bile yaptıklarınızı unutmazlar, hem siz kendinize yontma peşindesinizdir, ortasını bulma fırsatı kaçırılmış gibidir.

Başlıca isteğiniz hükümferma oluşunuzun devam etmesidir. Sorunludur, ama hükmedişinizi buradan sürdürmeye, gericiliğin birleşme eğilimini en çok buradan fırsata çevirmeye uğraşırsınız. “Sandık”ı devirmişsinizdir, çünkü yansıttığı “irade”yi beğenmemişsinizdir! Sizden yana irade istersiniz, ama sihriniz bozulmuş, bir kez yenilmişsinizdir. Zorlarsınız. Savaşla toparlamaya bakarsınız. Desteği.. Oyları. Ama iş işten geçmiştir. Yarbay tek değildir! Metalci kopmaktadır. Memura öngördüğünüzün iki misli zam vermek zorunda kalmışsınızdır, ama enflasyon ve zamlar onu da anında sıfırlamaktadır. Doları tutamazsınız. Tırmandıkça, o da gelirleri eritmektedir. HES’ti, “Yeşil Yol”du, hayat pahallılığıydı– köylü, Karadeniz’de bile karşınıza geçmektedir. Çiğnenmedik milimini bırakmadığınız hak, hukuk, adalet arayışçıları karşınıza dikilmektedir. Öngördüğünüz gibi ne milliyetçi etki altındaki oylar size akmakta ne ulusal eşitlik talebini kırabilmektesiniz. Memleketin en az üçte birinde halka yaşamı zindan edersiniz. Kentlerini tek tek tarumar etmeye giriştiğiniz Kürt direnir. Ayıptır, demokrasi bir yana, vicdan sorunudur; ama ülkenin batısı henüz ilgisiz gibidir. Ama bu sonuncusu da içinde, tümü, tek bir şeyi dayatmaktadır: Sömürünün ağırlaştırılmasına, hak yoksunluğu ve savaşa karşı halkın en geniş demokratik birliğinin sağlanması.

Asıl “tartışma” ve mücadele cephesi buradadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa