19 Eylül 2015 00:51

Haysiyet anıtı

Haysiyet anıtı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çok iyi hatırlıyoruz!

Gebze-Orhangazi-İzmir otoyol projesinde bir halatın kopmasından kendisini sorumlu tutan Japon Mühendis Kishi Ryoichi intihar etmiş idi. Bunun üzerine Yalova Belediyesinin almış olduğu karar doğrultusunda intihar eden mühendisin anısına bir heykel yaptırılmış, geçen günlerde de törenle açılmış olduğunu gazetelerden öğreniyoruz.

Ülkemizde bir inşaat işinde çalışırken intihar eden bir yabancı insan adına heykel dikilmesi vefa duygusu ile açıklanabilir. Ancak, yapılan açıklamalara bakılırsa inşaatta kullanılan halatın kopmasında bu mühendisin bir hatası olmadığı gibi, hafızam beni yanıltmıyorsa, inşaattaki nadir yerli parçalardan biri de bu halat imiş.

Ne var ki, mühendis bir Japon. Ben Japonya’da bulundum. O ülkede bulunduğum sürece öyle şeyler okudum ve bizzat yaşadım ki, bir halat koptu diye Japon mühendisin intiharı, günlük olaydan öteye geçmez. Eğer her bu tür intihar için Japonya’da heykel dikilmiş olsa idi, Japon adalarında her köşebaşında bir heykel görülür, bu tür intiharlar haysiyet sembolü olmaktan çıkardı. Ben Japonya’da iken iki talim uçağı havada çarpışmış, yanılmıyorsam pilotlar kurtulmuş idi. Bu olay üzerine Ulaştırma Bakanı derhal istifa etmiş idi. Bizde ilk hızlı tren raydan çıkıp birkaç insanı yaşamdan koparırken aklıma bu örnek geldi ve kimin daha haysiyetli olduğunu şöyle bir kafamdan geçirdim. Korkak Japon iki uçak havada çarpıştı diye hemen görevini bırakmış, oysa Türkiye’de ölümlü bir tren kazası sonrasında en üst düzey sorumlu kişi büyük bir metanetle görevi başında kalarak, makinistin sorumluluk derecesini adeta bir sadekar  hassasiyeti ile adaleti kılı kırk yararcasına saptamış ve adaletin yerini bulmasında kanının son damlasına kadar çalışmış idi. Yüzlerce insanın can verdiği SOMA olayında ya da inşaat vesair sanayi cinayetlerinde de hep ilgililerin metaneti ve haysiyetli sorumluluk anlayışı ile karşılaşmadık mı?   
Her olay görüntüsü ile zuhur etmez; ancak bazı mercilerin kararı ile ayan olur. Bu tür oluşumlar ilgili merci veya makamlara taşınmadığı durumda toplumda kuşkuların oluşumuna yol açar, ama somut olarak ortaya çıkmaz. Olayın üzerini örtmek de çok önemli bir haysiyet testidir. Gelin görün ki, gerçekten ilginç topluluk olan Japonların bu konuda da inanılmaz maceralara sahip olduğunu tarih kaydetmiştir.

Bir tarihte, yaklaşık 1800’lerde, başkent Osaka iken bir grup Japon ihracatçısı ilgili bakanlık binasının önünde harakiri yaparak toplu intihar girişiminde bulunmuş. Harakiri yapan kişi elindeki kesici aletle karın boşluğunu oyarken, arkadan bir kişi de boyun sapına kılıçla darbe indirerek olayı sonlandırır. Toplu harakiri girişiminde mesele anlaşılmış ki, Japon hükümetinin dünya ipek piyasasını ele geçirmek için ipek üretici ve tüccarlarına verdiği teşvikleri birileri kötü niyetle kullanmış. Buna rağmen amaç gerçekleşmiş, Japonlar dünya ipek piyasasına hakim olmuş. Fakat, bu Japon insanı hakikaten biraz ilginç! Ah canım Japon, bir kere amaç gerçekleşmişken, hatta olayın kapatılması adına birkaç meczup da kendini feda ediyorken, sana ne oluyor da, sen de kendi sorumluluğunu üstlenerek, daha nice ulvi hizmetlere sunabileceğin  kıymetli canına kıyıyorsun? Doğrusu ben bu gerçek olayı okuyunca bir anda dehşete kapıldım. Allah muhafaza eylesin, bu kadar meczup Türkiye’de olsa ve böylesi anlamsız gösterilerde bulunsa Türkiye’de su sıkıntısı çekmeyiz, ama musluklardan kırmızı su akar, diye düşündüm.    

Şimdi gelelim şu “haysiyet anıtı” olayına. Düşünüyorum da, acaba bu anıt, özellikle de böylesi anlamlı bir niteleme ile gerçekten Japon mühendise ithaf olarak mı, yoksa “Japon sana söylüyorum, tüm yeryüzü insanları sizler anlayın” mealinde bir mesaj amaçlı mıdır? İlgililere teşekkürlerimle!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa