ABD’nin faizi, Çin’in kuru
Fotoğraf: Envato
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) beklenen faiz artırımını eylül toplantısında da gerçekleştirmemesi ve bankanın başkanı Janet Yellen’in bir sonraki toplantıyı (27-28 Ekim) işaret etmesi, konuyla ilgili tartışmaların biçimini de değiştirdi. Fed’in faiz artırımı için yılbaşından bu yana en çok tahmin yapılan ay eylüldü. Yellen, eylül toplantısında faiz artırımı kararı çıkmamasını Çin ve gelişmekte olan piyasalardaki belirsizliklere bağlıyor. Yani, kurtarıcı(!) ABD bizim gibi ülkeler ve Çin olumsuz etkilenmesin diye faiz artırmamış!
Dünyada buna –kendilerinden başka- inanacak birilerini bulmaları zor.
Zor ama esas zor olan da Fed’in bundan sonra faiz artırımını –gelişmekte olan piyasaların durumu iyileşse de- gerçekleştirmesi. Bu zorluğun en önemli sebebi Çin’in geçen ay gerçekleştirdiği devalüasyon ile 2005’ten bu yana ilk kez Yuan’ın Dolar karşısında değer kaybetmesine neden olmasıdır. Bu hamlenin sonuçlarından ilki, devalüasyon nedeniyle ucuzlayan Çin mallarının dış satımının (ihracat) artması ve dış ticarette dünyanın iki kutbu olan ABD ve Çin arasındaki farkın daha da açılması olacaktır. Hali hazırda ABD dünyada en çok dış açık veren ülke iken Çin ise –doğal olarak- en çok dış fazla veren ülkedir. Bu fazla, Çin’deki dolar rezervini 4 trilyon dolara yaklaştırmış bulunuyor. Yani Çin küçük bir ABD yutmuş durumda! Çin’deki dolar rezervinin yaklaşık yüzde 90’ı devlet kontrolünde bulunuyor. Devlet bu fonları dünyanın farklı ülkelerinde finans-kapital olarak dolaştırıyor. Çin’deki rezervin boyutu ABD ile Çin arasında da karşılıklı bağımlılık ilişkisi yaratıyor. Doların değer kaybetmesi Çin rezervinin de erimesi anlamına geliyor.
Bu, birinci sonuç. İkincisi, Çin’in ucuzlayan malları Avrupa ülkeleri ve ABD’ye satması bu ülkelerdeki deflasyon (fiyatlar genel düzeyindeki düzenli azalış) eğilimini güçlendirecektir. Bu da gelişmiş kapitalist ülkelerdeki durgunluk eğiliminin beslenmesi anlamına geliyor. ABD’deki cılız toparlanma ve canlanma potansiyelinin terse dönmesi olasıdır. İşte bu ihtimal faiz konusunda Fed’in elini kolunu bağlamaktadır.
Fed’in faiz adımını geciktirmesi, gelişmekte olan piyasalar (geç-kapitalist ülkeler) için sermaye çıkışının da ertelenmesi anlamına geliyor. İki aydır tarihi düşüş rekorları kıran TL’nin dolar karşısındaki düşüşünün geçici duraksamasında da Fed’in ertelenen kararının etkisi büyük.
***
Kapitalist Çin’in sermaye birikiminde ulaştığı devasa boyutlar onun kapitalist-emperyalist yönelimi için de itici gücü oluşturuyor. Çin, düşmemek için koşmak zorunda olan bir dev! Yıllık ortalama yüzde 10’luk büyümenin olasılık dışına çıkması ve yeni hedefin yüzde 7’ye çekilmesi, mevcut birikim rejiminin teklemeye başladığını gösteriyor. Çin’in büyümesi ülke içerisindeki gelir eşitsizliğini beslemiş ve bu da yurtiçi talebin bir türlü hedeflere yaklaşmamasına neden olmuştur.
Son kur politikasıyla Çin kapitalist devleti, rotasını yine dışarıya çevirmiş ve böylelikle ülke içinde gün geçtikçe derinleşen eşitsizliğin artışını göze almıştır. Her ne kadar ihracat içerisinde nitelikli malların (yatırım ve teknoloji içkin) payını artıracak bir dönüşüm hedefi bulunsa da ABD ile giriştikleri oyunun masadaki planları ortadan kaldırabileceği söylenebilir. Çin’in devalüasyon sonrası –daha da- ucuzlayan malları karşısında, ucuz emeğe dayalı sanayileşmeye dayalı birikim rejimini benimseyen Türkiye gibi ülkelerin işi giderek zorlaşmaktadır. İşçilerin ölümü pahasına çalıştırılması da sermayeyi kurtarmayabilir artık.
***
ABD ya da Çin’deki küçük bir ekonomi politikası değişikliğinin bizim gibi geç kapitalistleşen ülkeler üzerinde aşırı (olumlu ya da olumsuz) etkiler yaratması, ülke içerisinde de sermaye grupları ve onların iktidarını işçi ve emekçilere karşı daha ani ve pervasız saldırılar yapmak konusunda cesaretlendirmektedir! Ülkenin içerisinde bulunduğu durum ve uluslararası konjonktür dikkate alındığında, işçi sınıfı ve emekçilerin ortak bir program oluşturarak mücadelede birliğinin olanaklarını genişletmesi kaçınılmaz bir görev olarak durmaktadır.
- Kadının adı var! 08 Mart 2018 00:56
- Sefalet endeksinde zirveye 22 Şubat 2018 00:15
- Teknolojik asimetri 08 Şubat 2018 00:54
- Merkez Bankası bağımsız! 18 Ocak 2018 00:58
- Enflasyon nereye 04 Ocak 2018 00:54
- Rant azaldıkça kavga büyüyor 28 Aralık 2017 00:34
- Rekorlu ekonomi 14 Aralık 2017 00:56
- 2018 gelirken… 07 Aralık 2017 00:22
- Davul zurna az! 23 Kasım 2017 00:53
- Kurdan kaleler, kırılgan beşler... 09 Kasım 2017 00:15
- Sanal ama gerçek! 25 Ekim 2017 23:09
- İstikrarın faturası kadın ve gençlere... 19 Ekim 2017 00:15