Okullar açılırken 'Türk Milli Eğitim Sistemi'ne bakış
Fotoğraf: Envato
Türk Milli Eğitim Sistemi, sonradan değişikliğe uğramış da olsa özünü koruyan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na dayanmaktadır. Bu kanun 1973 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. “Bu kanun, Türk milli eğitiminin düzenlenmesinde esas olan amaç ve ilkeler, eğitim sisteminin genel yapısı, öğretmenlik mesleği, okul bina ve tesisleri, eğitim araç ve gereçleri ve devletin eğitim ve öğretim alanındaki görev ve sorumluluğu ile ilgili temel hükümleri bir sistem bütünlüğü içinde kapsar.” (Kanunun 1. maddesi).
Bu kanunda yer alan Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri kısmında şunlar yer alır:
I– Genellik ve eşitlik, II– Ferdin ve toplumun ihtiyaçları, III– Yöneltme, IV– Eğitim hakkı, V– Fırsat ve imkan eşitliği, VI– Süreklilik, VII– Atatürk İnkılap ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği, VIII– Demokrasi eğitimi, IX– Laiklik(: “madde 12– (Değişik: 16/6/1983 - 2842/4 md.) Türk milli eğitiminde laiklik esastır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilköğretim okulları ile lise ve dengi okullarda okutulan zorunlu dersler arasında yer alır.)” X– Bilimsellik(: “Her derece ve türdeki ders programları ve eğitim metotlarıyla ders araç ve gereçleri, bilimsel ve teknolojik esaslara ve yeniliklere, çevre ve ülke ihtiyaçlarına göre sürekli olarak geliştirilir. Eğitimde verimliliğin artırılması ve sürekli olarak gelişme ve yenileşmenin sağlanması bilimsel araştırma ve değerlendirmelere dayalı olarak yapılır. Bilgi ve teknoloji üretmek ve kültürümüzü geliştirmekle görevli eğitim kurumları gereğince donatılıp güçlendirilir; bu yöndeki çalışmalar maddi ve manevi bakımından teşvik edilir ve desteklenir.”) , XI– Planlılık, XII– Karma eğitim, XIII- Eğitim kampüsleri ve okul ile ailenin işbirliği, XIV– Her yerde eğitim.
İşin mevzuat kısmının detayları ilgili kanun ve bu kanunla ilgili inceleme ve araştırma yazılarında bulunabilir. Laiklik ve bilimsellik temel ilkelerini fikir vermesi açısından olduğu biçimiyle aldım.
Gerek kanunun içeriği ve gerekse uygulamalarına kısaca bakıldığında Atatürk milliyetçiliğinin esas alındığı, Türklüğün ve milli değerlerin genel çerçeveyi oluşturduğu, laiklik ve bilimselliğin evrensel tanımları yerine zorlama “milli” tanımların tercih edildiği hemen görülecektir.
Özellikle son 13 yılda yaz-boz tahtasına çevrilen bu “sistem”in aslında toplumu belirli bir “milli amaç” doğrultusunda biçimlendirmeye çalıştığı söylenebilir. Mutsuz öğretmenler, test sınavlarında görece başarılı ancak yaşamın ciddi problemlerini çözemeyen öğrenciler, paranın ve güçlünün hukukunun egemen olduğu karar ve uygulamalar, endişeli anne-babalar, Türk ve Müslüman olmayanlara yönelik hak ihlalleri ve asimilasyon süreçleri, bilimsellikten uzaklaşmaya paralel aşırı muhafazakarlaşma eğilimi olası sonuçların özeti diye sunulabilir.
Üniversiteler ile ilk-ortaöğretim ve liselerde yeni dönemin başladığı/başlayacağı bu zaman diliminde sorunlar yumağının ortada durduğu ve gelecek açısından umut verici gelişmelerin olmadığı göze çarpmaktadır. Çatışmalı sürecin başlamasıyla birlikte artan hak ihlalleri ve etnik temizliğe yönelik uygulamalar, toplumu ve kurumları yozlaştıran ahlaki çöküntü örnekleri, gelir dağılımındaki uçurumun büyümesi, devlet okullarındaki başarı oranlarının sürekli düşmesi, “paralel yapı” ve “terörizmle mücadele” adı altında militarizmin öne çıkarılması ve ırkçılığın körüklenmesi ne yazık ki ülkemizin renklerini soldurmakla kalmayıp zayıf demokrasi deneyimini de yok etmektedir.
Toplumun tüm farklı kesimlerini içeren, evrensel değerlere saygılı, “Eğitim üretim içindir” şiarını yükselten, problem çözme becerisi kazandıran, analitik düşünme yeteneğini geliştiren, kendisiyle ve dünya ile barışık insanlar yetiştiren, emeğe saygıyı temel alan yeni bir eğitim modeli/sistemini oluşturmak üzere genel bir tartışma süreci başlatmak zorundayız.
Toplumsal uzlaşı yoluyla oluşturacağımız bu yeni sistem farklılıkların bir arada yan yana yaşamasına dayalı barış ve demokrasi kültürünü geliştirerek temel sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.
- Nobel bilim ödülleri ışığında Türkiye'ye bakmak 20 Ekim 2016 00:29
- Kısacık ömürlere neler sığdırılırmış neler! (2) 06 Ekim 2016 00:07
- Kısacık ömürlere neler sığdırılırmış neler! 22 Eylül 2016 00:52
- Bu kaos ve kabus ortamında barış olası mı? 25 Ağustos 2016 00:32
- Kentlerimiz ve demokrasimiz 11 Ağustos 2016 01:00
- Darbe girişimi, normalleşme ve demokrasi 28 Temmuz 2016 00:51
- Su uyur, Milli Eğitim Bakanlığı uyumaz 14 Temmuz 2016 01:00
- Ne yazmalı ve ne yapmalı? 30 Haziran 2016 00:52
- Militarist ve gerici eğitimle nereye? 16 Haziran 2016 00:52
- Paranın padişahlığı ve güçlünün hukuku 02 Haziran 2016 01:00
- Bilim karşıtlığı, yozlaşma ve faşizm 19 Mayıs 2016 00:52
- Yüzleşemediğimiz için yozlaşıyoruz! 05 Mayıs 2016 01:00