27 Eylül 2015 00:52

İnsan kaynaklı kirlilik besin zincirinde!

İnsan kaynaklı kirlilik besin zincirinde!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Belki hatırlarsınız, aşağıdaki fotoğraf sosyal medyada da sıkça paylaşılmıştı. Küçükken kabuğuna plastik kalıntıları geçmiş ve büyürken de bu kalıntılardan kurtulamadığı için kabuğu gelişememiş ve muhtemelen iç organları da gelişemeyeceği için ölümü bekleyen bir deniz kaplumbağası. Yarattığımız kirliliğin belki de en gözle görülür ve çarpıcı sonuçlarından biri.  İnsan eliyle denizlerde yarattığımız kirlilik ve tahribatın boyutları oldukça büyük. Deniz ekosistemleri ve bunların parçası olan canlılar elbette bu kirlilikten etkileniyor. Atıkların sulara karışmasının önünü alabilmiş değiliz. İnsan kaynaklı atıklar derken bunu yalnızca kişilerin sağa sola attığı plastikler olarak düşünmeyin. Bunun dışında arıtma sistemleri olmayan fabrikaların atıklarını, kanalizasyondan sulara karışan evsel atıkları ve bunun gibi diğerlerini düşünün ve hatta inşaat atıklarıyla doldurulan denizlerimizi düşünün. Kanal İstanbul ve onun olası  geçiş güzergahları ve bunun su ve kara ekosistemlerine olan etkisinin de ele alındığı Dünya Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWF) Türkiye’nin bilim insanlarından oluşan bir kurulla hazırlayarak yayınladığı rapora bir göz atın (Ya Kanal Ya İstanbul, 09 Eylül 20151).

24 Eylül 2015 tarihinde Scientific Reports dergisinde yayınlanan araştırmanın sonuçları kirliliğin gözle görülmeyen sonuçlarını göstermesi bakımından ve bu alanda daha fazla çalışma yapılması gerekliliğini vurguladığı için oldukça önemli2. Denizlerin hızla artan kirliliği, atıkların içeriğindeki toksik maddeler ve bunların deniz yaşamına olan etkileri uzun bir süredir bilim insanlarını meraklandırmakta. Araştırmayı yürüten Rochman ve ekibi, bu kirliliğin deniz mahsullerine olan etkisini araştırdı. Kaliforniya Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nden araştırmacılar Amerika Birleşik Devletleri’nde Kaliforniya’da ile Endonezya’da Makassar’da iki farklı pazara giderek buradan balık ve çift kabuklu yumuşakça (midye vb.) numuneleri topladılar. Toplanan numuneler incelendi ve bu canlıların sindirim sistemlerinde insan kaynaklı  atıklardan gelen plastik ve tekstil(kumaş) iplikçiklerine rastlanıldı.  Endonezya’dan toplanan tek tek balık türlerinin % 28’inde ve tüm türlerin % 55’nde insan kaynaklı bu atıklara rastlandı. Yine benzer bir şekilde ABD’den toplanan tek tek balık türlerinin % 25’inde ve tüm türlerin % 67’sinde bu atıklar mevcuttu. Bunlara ek olarak incelenen kabuklu numunelerinin % 33’ünde de bu atıklara rastlandı. İlginç bir diğer durumda iki ülke arasında geri dönüşümden kaynaklı farkları yansıtıyordu.  ABD’de toplanan numunelerde ağırlıklı olarak tekstil iplikçiklerine rastlanırken Endonezya’dan toplanan örneklerde platik kalıntıları yoğundu. Tekstil iplikçikleri ABD’deki evsel atıkların (çamaşır makinasından çıkan yıkama sularının) arıtma sistemlerinden geçtikten sonra denize salınmasında kaynaklanıyordu. Görünen  o ki ABD’de geri dönüşüm uygulamaları işe yaramış ve plastik kalıntılarının varlığı geri dönüşümün sistematik olarak uygulanmadığı Endonezya’ya göre oldukça düşük kalmıştır. Araştırmayı yürüten bilim insanları balıkların sindirim sistemini tüketmekten kaçınmak gerektiğini vurgulamakta.  Bunun yanında plastik ve iplikçiklerin içinde barındırdığı kimyasalların bu canlıların diğer dokularına geçip geçmediği, bunun canlılar üzerindeki etkilerinin daha derinlemesine araştırılması gerektiği aşikar. Bu kısa rapor çalışma, denizlerdeki kirliğin besin zincirinde olduğunu gösterdi ve besin güvenliği ile ilgili daha fazla araştırma yapılması gerektiğini, kirlilik ile ilgili endişeleri bir kez daha dile getirdi.

1 http://awsassets.wwftr.panda.org/downloads/kanalistanbul150915.pdf
2 Anthropogenic debris in seafood: Plastic debris and fibers from textiles in fish and bivalves sold for human consumption. Rochman et al.,Scientific Reports 5, Article number: 14340 (2015)doi:10.1038/srep14340

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa