Düşünen yok mu?
Fotoğraf: Envato
Pazartesi akşamı kanallardan birinin haber programında, yeni eğitim öğretim yılı nedeniyle çocuklarla röportaj yapıyorlar. Röportaj yaptıkları çocuklar, okudukları ilkokul ile bir imam hatip ortaokulunun sınıfları birleştirildiği için yaşadıkları sıkıntıları anlatıyorlar. Veliler de okulun başlangıcında eylem yapmışlar. Ailelere hiçbir haber vermeden yapılmış birleştirme. İlkokulun velileri de şikayetçi, imam hatip ortaokulunun velileri de...
Çarpıcı olan şey ise, röportaj yapılan bir ilkokul kız çocuğunun söyledikleri... Yaşadığı sorunları anlatıp içini döktükten sonra şunu söylüyor: “Düşünen yok muu?” Çok net... O yaştaki bir kız çocuğu, yaşadıklarından hareketle isyan ediyor. Diyor ki kız çocuğu; yukarılarda bir yerlerde yetişkinlerin dünyasında, eğitim bakanlığında birileri düşünüp, taşınıp da karar vermiyor mu? Öğrencilerin, anne, babaların isteklerini veya başlarına gelebilecekleri dikkate almıyor mu? Bilimsel yöntemi kullanarak eğitim öğretim süreçlerini planlamıyor mu? Onlar yetişkin ya... Herhalde böyle yapıyorlardır, diye bir varsayımı var çocukcağızın. Bu işler, ciddi işler çünkü. Oyun değil bütün bunlar. Yetişkinler düşünür, inceleme yapar, karar alır, uygulamaya geçer, uygulamanın sonuçlarını inceler ve buna göre kararlarını gözden geçirir, bir daha inceleme araştırma yapar, yeni kararlar alır ve bütün bunlar bu şekilde devam eder. Eğitim öğretim açısından daha iyisini bulma macerası yani... Bayağı derin bir düşünce, uygulama ve değerlendirme sürecini gerektiren işler bunlar. Kızcağız da soruyor: “Düşünen yok mu?”
Ne bilsin ki çocuk, yetişkinler bilimsel temelli karar almak yerine intikam temelli karar alırlar. Çocukların başına ne gelecek, ne öğrenecekler, nasıl öğrenecekler, diye düşünmek ve bilimsel yaklaşımı uygulamak yerine partizanca yaklaşım kullanırlar. Büyüyünce öğrenecek ama merak etmesin. Okul, ona da düşünmemeyi, partizanca davranmayı, içi boş tarafgirliği, rekabeti, başkalarını ezmeyi, intikam almayı ve sevgisizliği öğretecek.
Eğitim sistemini dönüştürerek insanı dönüştürmek, özgürleştirmek, düşünen bir birey haline getirmek yerine yapılan şey: Okulları, hem de başarılı okulları imam hatip okullarına dönüştürmek... Bu kararın ve benzeri diğer kararların hangi intikam duygusuyla verildiği de malum... 28 Şubat darbesi eğitimde derin izler bıraktı. Yapılanlar yanlıştı. İntikam duygusuyla aynısı yapılınca, haklı olduğun zaman haksız duruma düşüyorsun.
Geçen gün sosyal medyada bir laf dolaşıyordu: “Türk eğitim sisteminde eksik olan iki şey: Eğitim ve sistem...” Kız çocuğu da çok doğal bir şekilde soruyor: “Düşünen yok muu?” O iki eksiğe bir de bunu eklemek lazım herhalde: “Düşünen...”
- Eğitimde reform… Kim için ve ne için? 15 Ekim 2016 00:26
- İhtisaslaşmış kölelik 17 Eylül 2016 00:11
- Meslek liselerinin devri? 10 Eylül 2016 00:56
- Mültecilik, kölelik midir? 03 Eylül 2016 00:54
- Özgürlük, adaletten başka bir şey değildir 06 Ağustos 2016 00:51
- İnsan olmak, demokrasi ve yabancılaşma 30 Temmuz 2016 01:00
- Demokrasi eğitimi ve demokrasinin neresindeyiz? 23 Temmuz 2016 00:51
- Vatandaş mı, yandaş mı, düşman mı? yoksa insan mı? 16 Temmuz 2016 00:51
- Yabancı öğretmen yetiştirme düzeni 09 Temmuz 2016 01:00
- Performans kaygısı 02 Temmuz 2016 01:00
- Maarif Vakfı Kanunu 25 Haziran 2016 00:51
- Başka bir seçenek hakkı için: ‘Yeter Artık’ 18 Haziran 2016 00:13