Hakemlik müessesesi iflas ederken…
Fotoğraf: Envato
Geçen hafta hakemlerin bu sezon oynadığı rol üzerine bu sütunda yazdığım yazının daha mürekkebi kurumadan, hakemler ve hakemlik müessesesi bu haftada futbol gündeminin odağına oturdu. Memleket hakemlik müessesesi ve hakemler hemen her sezon uygulamaları ve hatalarıyla tartışmalara neden olurdu. Özellikle sezon sonlarında şampiyonluk yarışının kızıştığı dönemlerde hakemlerin verdikleri ya da vermedikleri kararlar futbol kamuoyunun en temel tartışma konusu haline gelirdi. Oysa bu sezonun henüz daha 6. haftası bittiğinde hakemlerin de hakemlik müessesesinin de ipliği pazara çoktan çıktı.
Bu kişisel bir iddia değil.
Türkiye Futbol Federasyonunu yönetenler de bu tespiti yapmış olacaklar ki liglerin başlamasının üzerinden sadece 6 hafta geçmesine rağmen Merkez Hakem Komitesini geçtiğimiz salı günü olağanüstü toplantıya çağırdı.
Daha önce de vurguladım; memleket futbol seyircisinin oran olarak çok büyük bir kısmı, üç büyüklerin maçları dışındaki maçlara fazla ilgi göstermezler ve seyretmezler. Oysa bu sezon ligde oynanan bütün maçları seyredenler, hakem hatalarının “Hakem de insandır hata yapabilir” klişesinin bir tık ilerisinde olduğunu ilk haftadan itibaren fark ettiler. Genel futbol kamuoyu ise durumun farkına sezonun 5. haftasında vardı.
5. haftaya, üç önemli maçta, bu sene başlanan bir uygulamayla “profesyonel” statüsüne geçirilmiş üç üst düzey hakem damga vurdu. Uluslararası klasmanda en üst düzey hakem olarak gösterilen Cüneyt Çakır’ın Trabzon-Galatasaray maçında, Barış Şimşek’in Fenerbahçe-Bursa ve Fırat Aydınus’un Gençlerbirliği-Beşiktaş maçında yaptığı hatalar ve o hatalar sonrası mızrağın çuvala sığmayarak bu hakemlere verilen düşük notlar, ne oluyoruz sorusunu futbol kamuoyuna sordurdu. 6. haftanın Beşiktaş-Fenerbahçe derbi maçında Halis Özkahya’nın yaptığı “hatalar” ise artık “hakem” sorununu bütün futbol kamuoyunun gözüne soktu.
Neden hakem “hataları” bu sezon bu kadar erken gündeme geldi?
Hakemler hakikaten basit insani “hatalar” mı yapıyor, yoksa sözde “hataların” başka bir nedeni mi var?
Çok yazdık, yine yazalım.
Türkiye Futbol Federasyonunun yönetiminden alt kurullarına, teknik kadrolarından destek elemanlarına kadar bütün çalışanları liyakat ya da vizyonları nedeniyle değil, mevcut siyasal iktidara yakınlıkları nedeniyle o makamları işgal etmektedirler. MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu iyi bir hakem ve yönetici olduğu için değil, AKP’den başvurduğu milletvekilliği ve belediye başkanlığı adaylıklarında başarı sağlanamadığı için kendisine bulunmuş olan bir koltukta oturmaktadır. Bu kadrolar tarafından biçimlendirilen, dizayn edilen ligde bazı takımlar muteberdir. Mesela “Osmanlı Ocaklarının” futboldaki iz düşümü olan Osmanlıspor’un lig maçlarını üşenmeyin izleyin. Ortalama bir futbolseverin “Yok artık bu kadarı da olmaz” dedirten sözde “hakem hatalarını” görün. Belli ki hakemlerimiz Osmanlıspor’u iktidarın muteber bir takımı olarak bellemiş.
Bazı takımların “muteber” olarak bellenmesi benim art niyetli bir iddiam mı?
Hayır, bu hafta biri Cumhurbaşkanının doğum yeri, diğeri büyüdüğü semt itibariyle “muteber” sınıfından sayılan iki takımın maçından sonra bir ilk yaşandı. Maçın hakemi Deniz Çoban, maç bitiminin hemen ardından canlı yayına dahil oldu, yaptığı “hatalar” nedeniyle her iki takımdan da özür diledi.
Maç başka iki takım arasında olsaydı Deniz Çoban kariyerini bitirecek bu hareketi yapar mıydı? Ya da başka bir soru soralım, Deniz Çoban bu iki takım arasındaki maça nasıl bir baskıyla çıktı ki bu kadar vahim hatalar yaptı?
Aslında bakmayın bu soruların yanıtlarını, hem merkez medyada, hem TFF başkanının sahibi olduğu medyada, hem de havuz medyasında herkes biliyor. “Profesyonel” hakemlerin maç yönetmese bile ayda 15 bin liralık bir gelire kavuşması, hakemlik kariyeri ile yayıncı kuruluşu satın alan Katar sermayesi arasındaki ilişkiler, siyasal iktidarın doğrudan “muteber” takım algısı yaratması iç içe geçiyor ve bugünkü garabetle karşı karşıya kalıyoruz.
Deniz Çoban’ın, maç sonunda, canlı yayında Rıza Çalımbay’ın röportajına dahil olup vicdanen rahatsız olduğunu söyleyen açıklamaları aslında memleket hakemliğinin iflasıydı. Şimdi olağanüstü MHK toplantısıyla bu iflasın üstü örtülmeye çalışılacak.
Örtülür mü?
Artık çok zor…
- Rasim Ozan gitti futbol medyası temize mi çıktı? 30 Kasım 2017 00:15
- Fenerbahçeli medyayı deşifre edelim 16 Kasım 2017 00:26
- Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gerisi yalan… 25 Ekim 2017 23:01
- 'Yıldırım Demirören yeter' 05 Ekim 2017 01:21
- Ne etti la bu Aykut Kocaman size? 21 Eylül 2017 01:00
- Aykut Kocaman'a niye saldırıyorlar? 14 Eylül 2017 00:15
- Federasyon, Tribün Mühendisliği: Beleştepe, Göztepe, Konya... 24 Ağustos 2017 00:15
- Terim kovuldu sıra Demirören’de mi? 04 Ağustos 2017 01:01
- Terim ve Demirören'e sonsuz teşekkürler! 20 Temmuz 2017 01:00
- Futbola da adalet lazım 13 Temmuz 2017 00:15
- Arda Turan'a neden kızıyorsunuz ki? 15 Haziran 2017 00:30
- Şampiyonluklara seviniyor musunuz? 01 Haziran 2017 01:00