Rejim krizi
Türkiye’de çok partili rejime geçildiğinden bu yana rejim krizleri hiç bitmemiştir. İçinde bulunduğumuz son kriz ise Cumhurbaşkanı ve AKP Hükümetinin Anayasa ve yasaları tanımama, uygulamama pratiği nedeniyle ortaya çıkmış krizdir.
Geçen dönem Meclisinde Anayasa Komisyonu çalışmalarından ve partilerin tutumlarından gördük ki; AKP,CHP ve MHP 1982 Anayasası’nın ilk dört maddesinin değiştirilmemesinden, hatta değiştirilmesinin dahi teklif edilememesinden yanadır. Fakat, sözde anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez diyen bu üç parti, pratikte bu maddeler değiştirilmişken gelişmeleri seyretmektedir.
Anayasa’nın ilk maddeleri nasıl değişti?
Bu ilk maddelerin özü, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik, demokratik bir hukuk devleti olması” prensibidir. Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduğundan bu yana artık Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik, demokratik ve hukuk devleti olma iddiasından söz edilemez.
Elbette, daha önce de bana ve milyonlarca yurttaşa göre Türkiye gerçekten demokratik, laik bir hukuk devleti değildi. Fakat, devlet, devletin sözcüleri böyle olduğunu iddia eder ve Türkiye’nin Anayasa ve yasalara göre yönetildiğini söylerlerdi.
Artık, söylemiyorlar.
Artık, fiili durum yasalara sığmıyor, fiili durum caridir, yasalar fiili duruma uydurulmalıdır, diyorlar.
Cumhurbaşkanı, artık başkanlık sistemine geçilmiştir diye fiili durumu açıklıyor ve başkanlık sistemine geçilmiş de, kendisi de AKP’li bir başkan imiş gibi davranıyor. İki seçimdir, partisinin seçim çalışmalarına katılıyor, seçim propagandası yapıyor ve AKP dışındaki partilere karşı en partizan tutumu gösteriyor. Kendine bir başkanmış gibi kadrolar tahsis ediyor ve örtülü ödenek kullanıyor.
Seçimlerde seçim kanunu ve Anayasa’ya aykırı olarak dini ögeler propaganda malzemesi olarak kullanılıyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Hükümeti temsilcileri bunu savunuyor. AKP’nin seçim şarkısında dini motif olduğu için YSK şarkıyı yasakladığında, Eski Adalet Bakanı, yasaklanan şarkıyı kullanacaklarını söyleyerek, YSK’ye ve yasalara meydan okuyor.
Cumhurbaşkanı ve Hükümet yargı erkini baskı altına almış...
Bağımsız bir hükümet olduğu iddia edilerek, ülkeyi Anayasa’ya aykırı olarak kurulmuş bir AKP Hükümeti yönetiyor.
Ve 7 Haziran seçim sonuçlarına (onların deyişiyle millet iradesine) uygun olarak kurulmamış bir hükümet, askerlerle ittifak, onların gönlünü hoş tutma uğruna Kürtlere karşı son yılların en sert askeri harekatını başlatmış. Her gün sivil ve çocuk ölümü haberleri geliyor.
Ne olacak?
Anlaşıldığı kadarıyla, CHP ve MHP 1 Kasım seçim sonuçlarını bekliyor. Ama, anketler 1 Kasım seçimi sonuçlarının, 7 Haziran seçimi sonuçlarından çok farklı olmayacağını gösteriyor.
Bir ay sonraki seçimin sonuçları da hazirandaki gibi çıkarsa ve Erdoğan yasalar çerçevesine geri dönmeyi reddederse ne olacak? Bir adam, bütün bir sistemi rehin mi alacak? 1980 öncesine mi döneceğiz? Dönmeyeceksek ne olacak?
Evrensel'i Takip Et