02 Ekim 2015 01:00

Galatasaray sevinmeli

Galatasaray sevinmeli

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hamza Hamzaoğlu, Astana karşısında iki kez öne geçmelerine karşın bunu koruyamadıkları için 2 puan kaybeden tarafın kendileri olduğunu söylüyor. Oysa skorun gelişimi bir yana bırakılıp özellikle ikinci yarıdaki oyuna bakıldığında galibiyete daha yakın olan taraf şüphesiz Astana’ydı...
İstanbul’daki Atletico yenilgisinin ardından deplasmandaki Astana maçı, Galatasaray’ın gruptan çıkma iddiasını sürdürmesi açısından büyük önem taşıyordu. Sarı-kırmızılı ekibin Kazakistan’dan 3 puanla dönmesi bir bakıma Atletico yenilgisinin telafi edilmesi anlamına gelecekti. Kağıt üzerinde de Galatasaray favoriydi!..
Ne var ki kağıt üzerinde favori olmak, maçtan 3 puanla ayrılmayı garanti etmiyordu. Futbolun teknik, taktik gerekliliklerini yerine getirmeden ve fiziksel açıdan rakiplerle kora kor mücadele edebilecek seviyeye ulaşmadan Şampiyonlar Ligi gibi üst düzey platformda maç kazanmak mümkün değildi.
Astana fizik gücü yüksek oyuncularıyla dakikalar ilerledikçe oyuna ağırlığını koymayı başardı. Hamzaoğlu orta sahada Selçuk, Bilal ve Sneijder gibi teknik kapasiteleri yüksek ancak fiziksel dirençleri düşük oyunculara görev verirken belli ki topa uzun süre sahip olarak rakibi yormayı ve dolayısıyla oyunun kontrolünü elde tutmayı hesap etmişti. Bu plana göre, top rakibe fazla geçmeyeceği için savunmada bir sıkıntı yaşanmayacaktı. Tabii Podolski’nin de oyunun savunma kısmında zayıf kaldığını unutmamak lazım.
Düşünülenler gerçekleşmez ve bol pas yaparak oyunun kontrolünü elde tutma hedefine dayalı bu plan tutmazsa Galatasaray’ın kırılgan orta sahası yüzünden sıkıntı yaşaması kaçınılmazdı.
Nitekim Astanalı oyuncular yaptıkları amansız presle Galatasaraylı oyuncuların orta sahada yüksek yüzdeli pas trafiği oluşturmasına ve oyunu kontrolünü ele geçirmesine fırsat vermediler. Fiziksel olarak daha güçlü oldukları için de diri kaldılar ve ikinci yarıda oyunun hakimiyetini tamamen ele geçirdiler. Yakaladıkları pozisyonlarda biraz daha sakin ve becerikli olabilseler Galatasaray’ın gruptan çıkma umudunu daha ikinci maçta bitirebilirlerdi.
Galatasaray teknik ekibinin Astana’yı doğru şekilde analiz ettiği de son derece şüpheli. Eğer etselerdi mücadele gücü daha yüksek oyuncularla sahaya çıkar, Astana’nın orta sahayı hızlı geçmesine ve kanat akınları geliştirmesine engel olmaya çalışırlardı. Orta sahada fazla bir dirençle karşılaşmayan Astanalı oyuncular neredeyse ellerini kollarını sallayarak oyunu istedikleri gibi yönlendirdiler ve kanatlardan Galatasaray savunmasını zorlayan pek çok akın geliştirdiler.
Galatasaray’ın yanı sıra aynı zamanda milli takımın da stoperi olan Semih için ayrı bir parantez açmak şart. Dengesizliği, ayakta kalmayı bir türlü becerememesi ve yüksek düzeydeki bireysel hata potansiyeliyle berbat bir stoper görüntüsü çiziyor. Yıllardır hiçbir gelişme gösteremiyor, sürekli olarak aynı hataları tekrarlıyor. Olur olmaz yerlerde kendisini yere atması bir yana sık sık kayıp düşmek gibi sakarlıklar da yapıyor. En iyi savunma oyuncusunun ayakta kalan oyuncu olduğunu anlamadığı ve bunu oyun karakterinin temel parçası haline getiremediği sürece Semih’in kendisini geliştirmesi mümkün görünmüyor...
Astana maçı gösterdi ki, Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde üst tura geçme şansı çok zayıf. Mevcut form durumuyla grubu üçüncü sırada bitirip yoluna Avrupa Ligi’nde devam etmesi bile büyük başarı sayılabilir. Bu açıdan bakıldığında sarı-kırmızılı ekip 1 puana sevinmeli...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa