04 Ekim 2015 00:24

Onur’u ve TEKEL işçilerini kutlayarak

Onur’u ve TEKEL işçilerini kutlayarak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Önce haberi gördüm, biraz işportacı ağzıydı: “Tekel Direnişinin Şiiri Bunlar”. Onur Caymaz’ın  (1977) Pervane ile Yaren şiir kitabının yeni baskısının duyurusuydu. Onur Caymaz’ın 2011 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu Şiir Ödülünü kazanan Pervaneyle Yaren adlı dosyası ve daha önce yayımlanan ama baskısı tükenen Behçet Aysan Şiir Ödülü kazanmış Bak Hâlâ Çok Güzelsin adlı şiir kitabı Kırmızı Kedi Yayınevince Pervane ile Yaren adıyla tek kitapta yayımlanmış! 
Şiir kitabının yeniden baskı yapması ne güzel. Çok hoşuma gitti... Birden, Üsküdar, Tophane, Cibali kıyıları meşalelerle aydınlanmış gibi oldu. Tütün yüzünden. Ya da tütün emekçileri yüzünden... 
İlk toplumsal Türk romanı da (Çulluk) tütün konusundadır. Savaş kadınlarımızı dayanaksız, yalnız bırakmış. Ama, teyzem, annem, anneannem gibi çocukken ana babasız kalmış insanlar, devlete sığınmışlar. Tütün onlara acı bir katık olmuş. 
Tütün dikeni, işleyeni ile hep bir umut. Aklımda hep Talip Apaydın’ın Tütün Yorgunu romanı bir çığlık gibi... 
Yöneticiler yaşamlarını emek harcayarak kazananları çok şımartmaz. Ama nicedir edebiyat, sanat da görmezden geliyor onları. Bizse  emekçileri okşayan şiirleri özledik. Devlet de emekleri için baş kaldıranları öven söz, saz ustalarını da pek fazla sevmez, şair oldukları için biraz daha ezmekten yana gibidir. Onur’un “tütün; ellerinden Türkçenin” şiiri Tekel işçilerine adanmış, emekleri için. Turgut Uyar’a bir saygı selamıyla: “Bir kitap: Turgut Uyar - Tütünler Islak / ama olsun kuruyorlar güneşte, kuruyacak”.  
Sonra yetiştiği topraklar unutulmuş (Bitlis, Adıyaman, Samsun, Taşova,  Akhisar, Söke, Manisa, Denizli, Eşme, Bafra, Samsun, Trabzon, Keşan, Kırklareli, Balıkesir, Bursa, Bolu, İzmit ,Malatya, Diyarbakır, Muş, Hakkari) her bölgenin kokusu birinden  farklı tütünleri tütecek: 

dönüp geldim direnişin orta yerinden
ses buldum çiçeğime, el aldım pir’imden, dönüp geldi 
şiirdi: kaldırmak yukarı tutup yere düşeni elinden 
şiir: baştan sona asgari ücretle Anadolu, geçim derdi 
şiir, en kuşbakışı kelimesi Türkçe’nin, karanfilli mendil 
meydanlarda diziyorlardı yazgıyı, evet isyan esas şimdi! 
şiir: tam da şimdi yazılıyor susmadan, yazılacak! (...) 
bir tütün tarlasından çözülüp geliyor sözcükler, dizeleşerek:  
bir bayrak: saçları dalgalanan nazlı kızlar 
ince çatlak dudaklarına değiyor mavi nefesi 
ey yaşlı yeryüzünün o kaypak sınır bilgisi
sarılıyor ince ak kâğıda, delikanlı, yele verilecek 
zeybek kız saçı der adına, zulüm der mahkûm 
mahpus mektup, sayılı gün der asker, günler sayılmaz 
sürgün hasret der de çeker içine sılayı yakar yakmaz 
dilekçe der köylü, devlet kapısı, arzuhalcinin kasketi 
bir yüceden üzgün kararmış ayaklara eğilir dağlar 
çok olur ki dinlenir toprak, gencelir uykusunda 
kolay değil bin yıl kışladık göğsünde diklenir bahar
ey dünyanın bütün borsalarından arta kalan keder 
bizim içindi barkodlarla belirlenen haritalar ve hayat 
öte yanda çelebi harfleriyle ıslanırken bez pankart 
kredi kartı taksitleri, alın teri ve akşam kursları 
iç sızısı senetler, bonolar, bordrolar bizim içindi 
ey soba borularının durmadan söndüğü şey kış günleri 
söyle, söyle, söyle şimdi bize yanıp gitmiş trenleri

ey delice koşup terlediği şey özgür, ölümsüz atların 
dokun ve karart şimdi geçici vergileri, yıllık izinleri 
bırak kırmızıdan yağmura dönsün trafik lambaları 
karart şimdi hüznü öylece ışısın, çek perdeleri 
bu kez açlığa kaldırıp çileli ellerini 
gökyüzünden geçmiş yüzlerce tanrıdan yanık izleri 
bu kez Hamdullah Uysal; işçi, sabahın erinde 
iki yetim, portakal kabukları, sıcak ekmekler 
emekle yaşayan bir şey vardı yüzünde 
can veriyor bir cipin altında bu kez sarı tütün 
bu kez ince boyunlu likör şişelerinin namusu 
kan karışıyor, kan vardı zaten her yerde 
can veriyor kuytusunda, defterinizde çizgidir 
bir rakam istatistiklerde, haber bültenlerinde 
çalıntı gerilim müziği: Requiem For a Dream (düşler için bir ağıt S.S.) 
ne diyelim, bistrolarda falan, fularımız filan işte 
hiç anlamadığımız alıntılarla coşarız mirim!”
Bir şiirde işçilerin seslerinin kısılarak, renklerin soluşlarıyla yer alması, beni mutlandırdı. 
(...)dönüp geldim direnişin orta yerinden
ses buldum çiçeğime, el aldım pir’imden, dönüp geldi 
şiirdi: kaldırmak yukarı tutup yere düşeni elinden 
şiir: baştan sona asgari ücretle Anadolu, geçim derdi 
şiir, en kuşbakışı kelimesi Türkçe’nin, karanfilli mendil 
meydanlarda diziyorlardı yazgıyı, evet isyan esas şimdi! 
şiir: tam da şimdi yazılıyor susmadan, yazılacak!

Yeniden kutluyorum, edebiyat  ve sanatın genç ustalarının hepsini kutluyorum . Şiirimizin, edebiyatımızın  genç ustalarını, onlar odaklarına  emeğin alanlarını aldıkça  yaşamımızın değişeceğine inanarak alnından öpüyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa