Sahi TFF hâlâ kulüplere neden ceza kesiyor?
Fotoğraf: Envato
Memleket futbolunun içinde bulunduğu çöküş durumunun nedenleri hakkında ısrarla yazıyoruz. Sorunları, görünenin ve gösterilenin ardındaki gerçekleri, müsebbiplerini dile getiriyoruz. Merkez medya ve havuz medyasının çeşitli gerekçelerle gözden uzak tutmak istediği doğruları ortaya koyuyoruz. Çoğu zaman bir sessizlik ve görmezlik duvarına çarpsak da, öyle anlar geliyor ki mızrak çuvala sığmıyor ve istemeseler de görmek, kabul etmek zorunda kalıyorlar.
Bu sezon başında yapılan TFF seçimi ve ardından oluşturulan MHK sonrasında, yazdık: Bu yönetim ve alt kurulları liyakatleri nedeniyle değil hükümete yakın oldukları için seçilmiştir. Tamamen, Ankara’dan gelen işaretlere göre dizayn edilen bu kurullar, özellikle MHK ligde içinden çıkılmaz bir durum yaratacaktır dedik. Bütün bunları yazarken merkez medyada MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu ile yapılan röportajlar “hakemlikte devrim” başlıklarıyla veriliyordu. Lig başladı, hep birlikte “devrimi” gördük. Son iki haftadır, bu sezon verilen yanlış kararların “basit hakem hataları” olarak yorumlanamayacağını nedenleriyle bu sütunda anlatmaya çalıştım. Meraklısı için yazılar Evrensel’in internet sitesinde duruyor. Sezonun 7. haftasına gelindiğinde ne merkez medya ne havuz medyası artık bu gerçeği saklayamıyor, nedenlerine hâlâ değinmeseler de, hakemlik müessesinin iflas ettiği konusunda hemen herkes hemfikir oldu. “Hakemlikte devrimden”, “iflasa” gelmek sadece 7 hafta sürdü.
Devam edelim.
E-bilet adı altında passolige geçildiğinde, merkez medyanın, Demirören’in gazetelerinin ve havuz medyasının kalemleri bu uygulamayı sporda şiddeti, kötü tezahüratı engelleyeceği için alkışlarla karşıladılar. Bu yorumculara göre adeta bir “devrim de” tribünde yapılıyordu. Bu organlardaki çok az sayıdaki çatlak ses de passolig sponsorluğu ile “susturuldu”.
Buna karşılık, özgür basındaki az sayıdaki spor yazarı,bu uygulamaya, özellikle Gezi direnişi sonrasında tribünlerde siyasal iktidara yönelik söylemleri susturmak, taraftarı fişlemek ve hükümete yakın olan Aktif Bank’a rant yaratmak için geçildiğini yazdı. Bu uygulama sonrasında süper ligde büyük taraftar kaybı olacağını, 1. Ligde ise bomboş tribünlere oynanacağı söylendi. Sadece bu sütunda, bu konuyla ilgili 20’ye yakın yazı yayımlandı.
Çok uzak değil, geçen sezonun başında, boş tribünler için ne diyordu passolig uygulamasını savunanlar?
Önce, “Taraftarlar henüz tatildedirler ilerleyen haftalarda döneceklerdir”; kış ayları geldiğinde, “Henüz uygulama tam oturmadı alışılacaktır”; sezon sonuna doğru, “Futbol mu oynanıyor, niye gelsinler?” dediler. Sezon sonu ise TFF Başkanı Demirören “Tribünleri terk edenler aslında istemediğimiz seyirciler” vecizesini yumurtlamadı mı?
Uygulamada ikinci sezonun 7. haftasına geldiğimizde, bir sezon boyunca passolig sponsorluğunda spor programı yapan yorumcular bile “Dolu tribünleri özledik, bu passolig uygulaması tutmadı” demeye başladılar.
Günaydın diyelim ve esas soruya geçelim.
TFF passolig uygulamasına rağmen neden tribün olayları ve kötü tezahürat yüzünden hâlâ kulüplere ceza kesiyor?
Her hafta birçok süper lig ve 1. lig kulübü “tribün olayları”, “saha olayları”, “çirkin ve kötü tezahürat” yüzünden Disiplin Kuruluna sevk ediliyor, on binlerce lira ceza ödemek zorunda kalıyor. Oysa passolig uygulaması neden gelmişti? Bu tip olayları yaratan taraftarlar tespit edilip onlar cezalandırılmayacak mıydı? Hem kulüpleri “kötü tezahüratı” engellemek adına passolige zorlayıp, hem de “kötü tezahürat” nedeniyle yine kulüplere ceza kesmek hangi hukuka sığıyor? Sahi bugüne kadar “çirkin ve kötü tezahürat” yüzünden kaç kişinin passoligi iptal edildi? Yoksa bankanın geliri kesilmesin diye passolig iptal etmek yerine kulüplere mi ceza veriliyor?
Sorular uzar gider. Birçok sorunda olduğu gibi bu sorularımız da koyu bir sessizlik ve görmezlik duvarıyla karşılaşacaktır, ta ki mızrak çuvala sığmayana kadar.
Biz yine hatırlatalım, Kocaman futbol bilgesinin dediği gibi “Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır” ve passolig hakkındaki gerçeklerin ortaya çıkması da yakındır.
- Rasim Ozan gitti futbol medyası temize mi çıktı? 30 Kasım 2017 00:15
- Fenerbahçeli medyayı deşifre edelim 16 Kasım 2017 00:26
- Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gerisi yalan… 25 Ekim 2017 23:01
- 'Yıldırım Demirören yeter' 05 Ekim 2017 01:21
- Ne etti la bu Aykut Kocaman size? 21 Eylül 2017 01:00
- Aykut Kocaman'a niye saldırıyorlar? 14 Eylül 2017 00:15
- Federasyon, Tribün Mühendisliği: Beleştepe, Göztepe, Konya... 24 Ağustos 2017 00:15
- Terim kovuldu sıra Demirören’de mi? 04 Ağustos 2017 01:01
- Terim ve Demirören'e sonsuz teşekkürler! 20 Temmuz 2017 01:00
- Futbola da adalet lazım 13 Temmuz 2017 00:15
- Arda Turan'a neden kızıyorsunuz ki? 15 Haziran 2017 00:30
- Şampiyonluklara seviniyor musunuz? 01 Haziran 2017 01:00