Fırlama Heyri

Dünya’nın bir çok ülkesi ABD’nin işgalci politikalarını ve uygulamalarını doğal karşılayan veya mecburen kabul eden ve bu işten nemalanan işbirlikçilerle yönetildiğinden, diğer ülkelerin emperyalist veya anti emperyalist girişimleri yine aynı kişilerce, “işgalcilik”, “yayılmacılık” gibi sloganlarla karşılanıyor. Hemen hemen tüm dünyayı elinde tutan ABD tekerine çomak sokacak Rusya girişimlerine hafifçe sesini yükseltirken işbirlikçiler avaz avaz bağırıyor.

ABD dediğiniz ülkenin dünya üzerindeki 63 ülkede askeri üssü var. 156 ülkede asker bulunduruyor. 250 binden fazla ABD askeri çeşitli dünya ülkelerinde güvenliği (?) sağlamak üzere konuşlandırılmış. Yanki, eski Sovyet Cumhuriyeti ülkelerinin topraklarına üsleriyle, insanlarına cemaat okullarıyla göz dikmiş, devşirme insan yaratıyor. Gittiği her ülkede ayağını masanın üzerine uzatarak oturuyor. Kızılderililer için söylediği sözü muhaliflere uyarlamış; “En iyi muhalif, ölü muhaliftir” diyor. Ama Rusya hafiften sıcak denizlere açılsa başlıyor bağırmaya. Önce küçük işbirlikçiler, sonra orta boyları.

ABD ülkemize İncirlik, Karamürsel, Sinop, Pirinçlik askeri üslerini kurarken, gençlerimizi Kore’de kendi adına ölüme sürerken, Sovyetler İskenderun’a, Karabük’e, Seydişehir’e ağır sanayiler kuruyordu. Güney sahillerimizdeki turizmi Ruslar ayakta tutuyor. Enerjimizin önemli bir kısmını Rusya’dan sağlıyoruz ama tüm bunlara rağmen hala ABD müttefiki olarak bağırıyoruz.

Durum böyle olunca Putin biraz gülümseyerek soruları cevaplıyor.  “Rusya ABD ve NATO’ya karşı tehdit değildir. Dünya haritasında ABD’nin askeri üslerine bakarsanız aramızdaki farkı görürsünüz”.
Dünya karasal yüzölçümü 149 milyon kilometrekare. Bunun yüzde 11’i Rusya. Yüzde 6’sı ABD. Suların binde 2’si Rusların, binde 1,3’ü ABD’nin. Rusya dünyanın en büyük petrol ve doğal gaz üreticisi. Durum böyle olunca Putin’de gülerek batının Rusya’ya ambargo uygulayıp tecrit edeceği ile ilgili soruyu cevaplıyor: “Yaptırım ve tecrit politikası  modern dünyada etkili olmaz ve hedefe ulaşmaz. Rusya gibi bir ülkeye karşı tecrit kesinlikle mümkün değildir. Bunu anlamak için haritaya bakmak yeterli.”
Dünyada bunlar olurken benim aklıma ortaokulda bizim sınıfın arka sıralarında oturup, iriliğini ve gücünü aslında yüreğindeki barış tutkusuyla zincirlediği için sınıfın ufak tefek fırlamaları tarafından korkaklıkla suçlanan, itilip kakılan çift dikiş Kamil’in bir gün patlayıp g.tten bacak fırlama Hayri’yi silindir gibi ezmesi geldi. O günden sonra sınıfta kartlar yeniden karıldı, sıralar yeniden paylaşıldı. Kamil, Silindir Kamil, Fırlama Hayri’de sadece Heyri diye çağırılır oldu.   

SENİ UNUTMAYACAĞIZ SENNUR ABLA

(Adana’daydık bir panel için. Bina girişinde buluştuk. “Ben” dedi gülerek, “Bu partiyi bırakıyorum. Tüm parti merkezleri asansörsüz binaların 5. katında. Merdivenlerde öleceğiz.” Dedi ama 5. kata vardığında ben 3. katta dinlenme molası vermiştim. Seni hiç unutmayacağız Sennur Abla.)