11 Ekim 2015 01:00

Nobel ödülleri ile sınavımız

Nobel ödülleri ile sınavımız

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Tıp ve kimya alanlarındaki Nobel ödülleri geçtiğimiz günlerde açıklandı1-2. Tıp alanındaki Nobel ödülleri 1901 yılından bu yana verilmekte. Yüz on dört yıllık süre içinde tıp alanındaki ödül toplamda yüz altı kere iki yüz on araştırmacıya verilmiş ve ne yazık ki toplamda yalnızca on iki bilim kadını bu ödülü kazanmış. Tıp alanındaki Nobel ödülünün yarısı bağırsak parazitlerinin yol açtığı enfeksiyonlara karşı yeni bir tedavi geliştiren William C. Campbell ve Satoshi Omura’ya ve diğer yarısı da sıtmaya karşı yeni bir tedavi geliştiren Youyou Tu’ya verildi. Youyou Tu bu alanda Nobel ödülünü kazanan on ikinci kadın oldu. William Campbell ve Satoshi Omura Avermectin isimli yeni bir ilaç keşfettiler vebu ilacın çeşitli türevleri Nehir Körlüğü, Lenfatik Filiyaris gibi parazitlerin neden olduğubulaşıcı hastalıkların görülme oranını düşürdü. Bu ilaç ve türevlerinin parazitlerin yol açtığı başka hastalıkların tedavisinde de etkiliolduğugösterildi. Youyou Tu’nun sıtmaya karşı geliştirdiği Artemisinin isimli ilaç bu hastalığa yakalanlarda ölüm oranlarını büyük oranda düşürdü. Parazitlerin yol açtığı hastalıklar yoksulluğun, savaşın ve gelir eşitsizliğinin arttığı ülkelerde, tropikal iklimlerde daha fazla görülüyor. Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre Nehir Körlüğü vakalarının yüzed 99’u Sahraaltı Afrikası’nda bulunan Angola, Benin, Burkina Faso, Burundi gibi ülkelerde görülmekte. Bizim daha yakından tanıdığımız sıtma vakalarının ise yüzde 80’i yine Sahraaltı Afrikası’ndaki yoksul ülkelerde görülmekte. Bütün bu sayılarıdikkate aldığımızda Campbell, OmuraveTu’nun buluşlarının önemi daha da anlaşılacaktır.
Tıp alanındaki ödüllerin açıklanmasından yalnızca ikigün sonra kimya alanındaki Nobel ödülleri 7 Ekim 2015 tarihinde açıklandı. Kimyaalanındaki ödül, moleküler seviyede hücrelerin hasarlı DNA’yı nasıl tamir ettiklerini keşfeden bilim insanlarına (Tomas Lindahl, Paul Modrichve Aziz Sancar) verildi. Yetmişli yıllarda bilim insanları DNA’nın oldukça kararlıbir yapıda olduğunu düşünüyordu. Tomas Lindahl DNA’nın düşünülenden daha hızlı bir şekilde bozunduğunu ve bu bozunmanın dünya üzerinde yaşamı oluşturmaya elverişli olmayacak bir hızda olduğunu gösterdi. Bu öngörü Lindahl’ın base excision repair (baz kesim tamiri) isimli mekanizmayı keşfetmesine yol açtı. Lindahl, hücre içinde DNA’nın bozunmasını önleyen önemli bir mekanizmayı tanımladı. Paul Modrichise hücre bölünmesi esnasında DNA kendi kopyasını çıkarırken (DNA eşlenmesi sırasında) oluşan hataların nasıl tamir edildiğini gösteren mekanizmayı (mismatch repair) tanımladı. Bu mekanizma ile hücre bölünmesi sırasında oluşan DNA’daki hatalar bin kat daha azalmaktadır. Bu da daha az mutasyon anlamına gelmektedir. Aziz Sancar ise nükleotid kesim tamiri (nucleotide excision repair) isimli mekanizmayı tanımladı. Bu mekanizma, mor ötesi ışınların (UV ışınlarının) DNA’da yol açtığı hataların hücre tarafından nasıl tamir edildiğini açıklamaktadır. DNA’nın tamir mekanizmalarından bana ne diyebilirsiniz ancak bu mekanizmaların anlaşılması çağımızın en önemli hastalıklarından kansere karşı yeni tedavilerin geliştirilmesine ön ayak olacaktır.  Güneşten gelen mor ötesi ışınlar, serbest radikaller ve diğer kansere sebep olan çeşitli kimyasallar, hücre bölünmesi esnasındaki hatalar DNA’mızda çeşitli hasarlara yol açıyor. Hücrelerimizin bu hasarlarıtamiredemediği durumlarda ise bu hatalar (mutasyonlar) kanser başta olmak üzere çeşitli hastalıklara sebep olabiliyor.
Ülkenin siyasal ikliminin yarattığı ortam ile birlikte kimya alanındaki Nobel ödülleri ile ilgili sığ, ırkçı ve ödülün bilimsel içeriğinin yakınından dahi geçmeyen tartışmalar da sosyal medya üzerinde başladı ve asıl tartışılması gereken nokta çoktan unutuldu. Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış ama biz işin bilimsel anlamını bile etraflıca tartışamadan, memleket üniversitelerinin kendi laboratuvarlarından dünya seviyesinde nitelikli araştırmaların neden fazlaca çıkmadığını/çıkamadığını sorgulamadan, nitelikli bilim insanlarının beyin göçünün nedenlerini ve sonuçlarını tartışmadan, etnik kökenlerin tartışıldığı bir gündemin içinde buluverdik kendimizi.

1 http://www.nobelprize.org/nobel_prizes/medicine/
2 http://www.nobelprize.org/nobel_prizes/chemistry/

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa