MİT’iniz, itiniz, IŞİD’inizle yenileceksiniz!
MİT.
Devletin istihbarat örgütüydü.
2007’de ABD, Türkiye’ye ‘bölgesel liderlik’ rolü verdi.
MİT, AKP’nin ‘aktif dış politika’sının operasyonel gücü oldu.
Dün ecdadın at koşturduğu ülkelerin siyaseti, bugün MİT’in kontra eylem-operasyonları ile dizayn edilmeye çalışıldı.
AKP-Erdoğan, Suriye’ye müdahalenin ‘koçbaşı’lığına soyununca, bu müdahalenin başarısı Bölgesel liderlik için varlık-yokluk sorunu haline geldi.
MİT, Esad rejimini devirmek ve ülkedeki Kürt sorunuyla da iç içe geçmiş olan Rojava’da Kürt kantonlarını yıkmak için IŞİD-Nusra gibi radikal İslamcı çetelerle işbirliği yaptı.
Bir ayağı ülkede, bir ayağı Suriye’de olan bu çetelerin başarısı için MİT neler yapmadı ki?
Yeri geldi “dinlenme tesisleri” tahsis etti, yeri geldi TIR’larla silah taşıdı.
Bu süreçte yurt içinde de MİT’in gözetiminde İstanbul, Ankara ve Adıyaman başta olmak üzere IŞİD’in irtibat büroları ve yüzlerce hücresi kuruldu.
Suriye’ye müdahale olanakları ortadan kalktıkça ve AKP-Erdoğan’ın tek parti-tek adam iktidarı tehlikeye girdikçe bu çetelerin hedefi ülke içine çevrildi.
Sarayın dikta rejiminin devamı için Diyarbakır, Suruç ve en son Ankara’da demokrasi ve barış güçlerine yönelik birbirinin devamı niteliğinde olan katliamlar yapıldı.
Ankara’nın göbeğinde yüze yakın devrimci-demokrat-yurtsever katledilmiş ama 90’ların kelle avcılarından devşirme içişleri bakanına göre ne emniyetin, ne de MİT’in bir istihbarat zaafı yoktu!
Her şey yolundaydı!
***
İt.
Tehditle tahsilat yapan ülkücü mafya bozuntusu bir katil.
Dosyası bir hayli kabarık.
En son Ergenekon’dan yattı.
Erdoğan, Cemaat-Gülen’le kanlı bıçaklı olunca “kandırıldım” diyerek Ergenekoncuları salıverince Erdoğan’a biat edip hizmetine girdi.
Sonra ‘En hayırsever İş Adamı’ ödülünü aldı.
Artık düğünlerde-davetlerde Erdoğan ile sohbet eden itibarlı bir iş adamıydı!
Ankara bombalarından bir gün önce Rize’de “teröre lanet” adıyla Erdoğan’a destek mitingi yaptı.
“Oluk oluk kanlarını akıtacağız” dedi.
Ertesi gün Ankara kan gölüne döndü.
***
IŞİD.
İnsanlık tarihinin görebileceği en barbar örgütlerden biri.
Kendisi gibi olmayan herkese insan aklının sınırlarını fazlasıyla zorlayan işkenceler ve öldürme yöntemleri uyguluyor.
Sonra bu görüntüleri yayımlayarak bütün insanlığa korku salmaya çalışıyor.
Tesadüfe bakın ki AKP-Erdoğan gibi en büyük düşmanları Kürtler ve Esad rejimi!
Sınır kentlerinde AKP’li yöneticilerin bunlarla sarmaş dolaş fotoğrafları da yayımlandı.
Sınırın iki tarafını istedikleri gibi kullandılar.
Onlar için hastaneler kuruldu, genelgelerle devletin bütün imkânlarının onların hizmetine sunulması istendi.
Ülkede camilerde, “çay ocakları”nda örgütlenen gençlerin otobüslerle IŞİD kamplarına katılması sağlandı.
Adıyaman’da IŞİD’e katılan çocuklarını ihbar eden aileler gözaltına alındı.
“Oğlum eşini de alıp gitti” diyen anneye Başbakan Davutoğlu, “iyi ki beraber gitmişler” dedi.
Erdoğan, “Kobanê düştü, düşecek” diye bekledi.
Sonra Kobanê’de IŞİD, 7 Haziran’da Erdoğan yenildi.
***
Şimdi Ankara’daki eylem ve kullanılan bombaların Suruç ile aynı olduğu konuşuluyor-ki Diyarbakır bombacısı da Suruç bombacısıyla Adıyaman’daki aynı “çay ocağı”nda örgütlenerek IŞİD saflarına katılmıştı.
Katliamı yapanlar ve yaptıranlar bütün emek, barış ve demokrasi güçlerini sindirmek istiyorlar.
Böylece 1 Kasım seçimlerine giderken dikta rejimlerinin önündeki engelleri kaldıracaklarını hesaplıyorlar.
Ama bu barbarlığa, faşist katliama karşı Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir tarafında öfke kabarıp bir sel gibi akıyor.
Sokağa çıkamasın, sinsin istenen emek, barış ve demokrasi güçlerinin eylemleri yayılıyor.
Yanlış hesap halklarımızdan dönecek.
MİT’iniz, itiniz, IŞİD’inizle yenileceksiniz!
Evrensel'i Takip Et