İtirazı olan ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun!
Fotoğraf: Envato
CNN Türk’teki programında Ankara katliamını ele alan Şirin Payzın siyasi tartışma yapmayacaklarını belirterek tartışmanın kapsamını kısıtlamaya çalıştı. Bir önceki gece aynı kanalda Ahmet Hakan’ın tartışma konusunu takdim edişi ve kendisine yönelttiği soru üzerine gazeteci Kadri Gürsel Hakan’ın tartışma alanını ne kadar daralttığından şikayet etti. Ana akım medya katliama dair ne tartışacağımızı, ne hissedeceğimizi kendi meşrebince belirlemeye ve kendi çizdiği sınırlar dışındaki tartışmaları ahlak ve vicdan dışı, “siyasi” tartışmalar olarak karalıyor. Herşeyden önce siyasetten bağımsız bir ahlak, vicdan, hukuk, felsefe anlayışı yoktur. Her saldırıda “uzman” kimliğiyle ortalıkta dolaşanların uzmanı oldukları güvenlik kavramı ise baştan aşağıya siyaset tarafından belirlenir. Hatta siyasetin esas konusudur. Ana akım medya siyasetin dışında olduğunu iddia ederken en basit propaganda söylemini tekrarlamaktadır. Ana akım medya demektedir ki “Ey halk biz siyaset üstüyüz, hiçbir siyasi çıkarı temsil etmiyoruz”. Oysa bu iddia en bayağı, en ucuz yalandır! Ucuz diye sakın satın almayalım!
Çünkü hepimiz biliyoruz ki, Alo Fatih döneminde ana akım medyanın ne deyip, ne diyemeyeceği siyasi iktidar tarafından belirlenmiştir. Biliyoruz ki iktidar partisinin milletvekili öncülüğünde gerçekleştirilen saldırılar karşısında ana akım medya sinmiştir, korkmuştur, hizaya gelmiştir. “Biz de devletimizi severiz, biz de terörü lanetliyoruz” diye haykırıp, devlet aygıtına hükmeden iktidarın kriminalize ettiği barış ve demokrasi güçleri ekranlardan, sayfalardan silinmiştir. Çözüm sürecini kimin, hangi amaçla bitirdiği gün gibi aşikarken sorumluluk barış talep edenlere yüklenmiştir. Şimdi utanmazca bu siyasetin sonucunda hayatını kaybedenler için timsah gözyaşı dökülmektedir. Farkında değil misiniz ahali? Batan geminin filikasındasınız! Kaptan köşkünde oturmamanız sizi sorumluluktan kurtaracak mı sanırsınız? Bütün partilerin temsilcilerinin olduğu bir panelde, AKP adına çıkardığınız propaganda görevlilerini diğer partilerin eleştirilerinden “Ama onlar AKPyi temsil etmiyor, bilmemne düşünce kuruluşunu, bilmemne gazetesini temsil ediyor” diye korumanız gözümüzden kaçtı mı zannedersiniz? Bu kötü sahnelenmiş müsamereyi yutacak kadar aptal olduğumuzu düşünüyorsanız çok aptalsınız.
Düne kadar bizleri “kınıyor musun, kınamıyor musun” cenderesine sokmaya, kendi kurdukları cümleleri bizim ağzımızdan almaya çalışıp, işkenceci gibi yazdıkları ifadeleri imzalamaya zorlayan, barış ve demokrasi talep edenleri kriminalize eden yayın organları bugün hangi yüzle acımızı üslenmişler? Üslenmekle kalmamışlar, yine nasıl konuşacağımızı belirlemeye cesaret ediyorlar. Bizler ki her nesil arkadaşlarını, yoldaşlarını yüreğine taş basarak toprağa vermiş, ama barış ve demokrasi mücadelesine devam etmiş bir siyasi geleneğiz. Biz bu ülkede idam sehpalarındaki, işkence odalarındaki, cezaevi koğuşlarında ve hücrelerindeki, ev baskınlarındaki, kent meydanlarında ve mahallelerindeki, köylerdeki, dağlardaki tüm faili malum katliamların yaşayan hafızasıyız. Sizlerin hatırlamadığı insanların siyah beyaz fotoğraflarını taşırız, onları anarız ölümlerinden yarım asır geçtikten sonra. Her engellemeye, polis şiddetine karşı Taksim’e karanfil bırakırız 1977’de katledilen canlarımızı anmak için. Onları geleceğe taşımak için. Mücadele azmimizi tazelemek, umudu yaşatmak için.
Bizler şunu biliriz: Farklı siyasi görüşlere mensup insanların aynı acıyı hissetmesi meselenin siyasi olmadığı anlamına gelmez. Bu acıyı hissedenlerin ortak bir siyaset geliştirmesi gerektiği anlamına gelir. O siyaset de tartışılmadan geliştirilmez. Onun için yılmadan tartışacağız. Ana akım medyanın “Batsın bu dünya” eşliğinde oynadığı ucuz dram insanlara ancak çaresizlik aşılar. Umudu yeşertebilmek için ne yapacağımızı konuşacağız ve tabii kimin sorumlu olduğunu. Ve hesap soracağız. Şimdi siyaset yapmazsak ne zaman yapacağız!
- Türkiye-Suriye ilişkisi 18 Aralık 2024 04:58
- Ortadoğu’da yeni döneme girerken vaziyet 11 Aralık 2024 04:32
- Lindner’in komplosu ve Almanya’da seçimler 27 Kasım 2024 04:40
- Trump'ın zaferi: Enflasyon algısı ve 2008 sonrası aile şirketleri 13 Kasım 2024 04:08
- ABD’de seçimler ve yeni saflaşma 06 Kasım 2024 04:51
- Yeni Yeşil Düzen’in sergüzeşti 30 Ekim 2024 04:35
- Tırmandırarak gerilimi azaltmak 02 Ekim 2024 04:16
- AfD’li sınıf fraksiyonları ve aile/cinsiyet politikaları 11 Eylül 2024 05:03
- Saksonya ve Thüringen'de seçimler 04 Eylül 2024 04:30
- AfD'nin aile politikası 28 Ağustos 2024 04:15
- Thüringen'de nüfus, aile ve siyasi eklemlenme 21 Ağustos 2024 04:39
- Taşra ve siyasi kültür: Doğu Almanya'da seçimlere doğru 14 Ağustos 2024 04:22