Barış istiyoruz, özgürlük de...
Fotoğraf: Envato
Bir slogan çok atılırdı: “İş, Ekmek, Özgürlük!”
Unutulmadıysa da, arka plana düştüğü tartışılmaz.
Gerekli miydi değil miydi, ayrı sorun, ancak Kürt sorununun kazandığı önem barış talebi ve sloganlarını öne çıkardı.
Barış sloganlarının ortalığı kaplaması bir sorun mudur, hata mıdır? Neden olsun? Ülkede Kürt sorunu gibi küçümsenmez bir sorun oldukça barış elbette talep edilecek ve dört bir yandan barış sloganları yükselecektir. Üstelik burnumuzun dibinde, Suriye ve Irak’ta “vekalet savaşı” denen savaş sürdükçe ve giderek asiller vekillerin yanında sahnedeki yerlerini aldıkça... Yani bölgede savaş etkenleri yükseldikçe kapsamı genişleyerek barış talebinin daha bir önem kazanmasında anlaşılmayacak hiçbir şey olamaz. Amerika’nın yanı sıra Rusya da artık fiilen silah kullanıyor ve emperyalistlerle gericilik saflarında birbirlerinin boğazına sarılmaya doğru gidiliyor.
Hem iç ve hem de dış nedenlerle barış mücadelesi zorunluluktur.
Ancak yakından bakıldığında, Kürt sorununda, barış kadar, ulusal baskı ve hak tanımazlığa karşı özgürlük ve hak eşitliği olarak demokrasi taleplerinin can yakıcılığı ortadadır. Sosyalizm tartışmasına girilmezse, özgürlük ve demokrasinin savaş ve barış sorununun da bağlandığı platformu belirlediği, özgürlüklerin kullanılabileceği Türkiye’nin demokratikleşmesinin zorunluluğu tartışma götürmez. Demokrasinin içeriği, burjuva mı, halk demokrasisi mi ya da “radikal” mi, sosyalist demokrasi mi olmasının hedefleneceği ayrı konudur. Ama özgürlük ve demokrasi talepleri ileri sürülmeden ve sloganlaştırılmadan edilemez.
Ve önemlidir, küçümsenip yok sayılamaz, ancak tek başına ve yalnızca Kürt sorunu yoktur, konu, sadece Kürt sorunu ve çözümüne dair özel ihtiyaçlardan hareketle ele alınamaz.
Daha birkaç ay önce Metal işçileri ayaktaydılar ve ileri sürdükleri başlıca talepler, 1) “ekmek”e ve 2) sendikal alanda “demokrasi”ye, “özgürlük”e dairdi. Henüz ülkenin demokratikleşmesi ve sermaye karşısında “eşitlik” ve “bağımsızlık” ya da sermaye egemenliğinden kurtuluş taleplerini ileri sürmüyorlardı. Ancak işten atmalara karşı “iş” talebiyle saat ücretlerine iki TL zam olarak “ekmek” talebini benimsemiş ve şimdilik sendikal alanla sınırlı olsa bile özgürlük ve demokrasi de istemişlerdi. İşçi emekçi hareketi, kim “işçi sınıf bitti” derse desin, gelişecektir ve kriz belirtilerinin artması bu gelişmeyi yakınlaştırıp hızlandıracaktır.
Sadece bu değildir. Ülkede faşizan bir gidişat belirgindir ve tekçi, hak tanımaz, dayatmacı faşist tutumlarla ülkenin geleceğini bütünüyle karartma girişimlerinin yanı sıra yarı-faşist kurumlaşmalar belirmektedir. Basın özgürlüğünün çiğnenmesi Hürriyet Gazetesi’nin zapturapt altına alınma çabalarına varmıştır. Toplantı ve gösteri özgürlüğü, katliamlarla fiilen olanaksızlaştırılmaktadır. Örgütlenme özgürlüğü, can güvenliğinin çiğnenmesi noktasına sıkıştırılmaktadır. Barış istemek bile, yani düşünce ifade etmek ve talep ileri sürmek, ölümle yüzleşme demek olmaktadır. Hukukun üstünlüğü ve hukuk önünde eşitlik olarak burjuva demokrasisi bile, bakın Ahmet Hakan’ın “Hukuk Yok, Adalet Yok, Mahkeme Yok, Kriter Yok” başlıklı 18 Ekim yazısına, bulana aşkolsun haldedir! “Ya ben, ya tek başına iktidar” ya “kaos” ya da savaş ve “ölüm” platformu dayatılmaktadır. Uzatmayalım.
Barış kadar demokrasi ve özgürlük talebi de yaşamsaldır. Ve barış talep etmeyen özgürlük mücadelesi kadar özgürlük mücadelesine bağlanmamış barış talebi de, iyice anlaşılmış olmalıdır ki, başarı şansına sahip değildir. Tümünün hareket noktası olarak iş ve ekmek içerikli işçi ve emekçi yığınları ve hareketlerini özgürlük mücadelesine bağlayacak taleplerse kesinlikle küçümsenemez.
Barış sloganlarının yanında “İş, ekmek, özgürlük” sloganını yeniden yükseltmenin zamanıdır!..
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02