1 Kasım ve bir devir kapanırken
Fotoğraf: Envato
Türkiye’nin 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını beğenmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kurmaylarının zorlamasıyla gittiği seçimlere günler kaldı.
Bu başlığı atarken, 1 Kasım seçimlerinin AKP’yi sandığa gömeceği gibi keskin bir iddia da değilim. Ancak, AKP açısından daha öncesinden başlayan geriye düşüş sürecinin, belki ‘Esad’sız geçiş süreci’nden bile önce bir sonuca bağlanacağı günlere doğru gidiyoruz. 1 Kasım’da ortaya çıkacak olan sonuçlar bunun hangi hızla gerçekleşeceğine dair bir işaret verecek. AKP, sandıktan 7 Haziran’daki konumunu koruyarak bile çıksa bu gerçek uzun vadede değişmeyecek.
AKP, 2001 ekonomik krizinin yarattığı büyük yıkımın siyasal sonuçlarını, daha önce hükümet olmuş olan partiler 2002 seçimlerinde sandığın dibinde kalırken, halkın umut arayışını birleştirdiği parti olarak yaşadı.
Bu, siyasetteki asker ağırlığına dayalı eski statükonun değişmesinden yana olan liberal aydınların da desteğini AKP’de birleştirdiği bir dönemdi. Pek çok liberal aydın AKP’yi açıktan destekleyen ve AKP iktidarı tarafından da aynı şekilde siyasi ve mali açıdan desteklenen gazetelerde, bu iktidara karşı çıkan solcuları, sosyalistleri bir ayrıma tabi tutmadan ‘darbeci’ ilan ettiği bir dönemdi aynı zamanda.
Ancak epey bir zamandır bu aydınların birçoğu arka arkaya ‘aldatıldık’ anlamına gelen yazılar yazıyor. Son olarak da, 2010 anayasa değişikliği referandumunda ‘Yetmez ama evet’ diyen grubun içerisinde yer alan Taraf Gazetesi Yazarı Murat Belge, kendisini kandırılmış hissettiğini kaydederek, ‘Bizim desteklediğimiz uydurma bir Erdoğan’mış’ dedi. (Bugün Gazetesi, 25 Ekim 2015)
Bu itiraflar, AKP kurmaylarının bugün sıklıkla ‘Aynı gemideyiz, batarsak birlikte batarız’ söylemlerine karşı, ona destek veren liberal aydınların artık o gemiyi terk etmeyi seçtiklerini gösteriyor.
Büyük sermaye de. 7 Haziran’ın sonuçlarından itibaren, AKP-CHP koalisyonu formülünü ‘büyük uzlaşma’ diye destekledi ve bu arayışın bundan sonra da devam edeceği görülüyor.
Elbette sermaye, iktidarının devamı için baskı ve sömürüyü zaten bir sınıf tercihi olarak benimser, ancak AKP iktidarı bu denklem açısından dahi rantabl olmaktan çıkmıştır. Yani zararı kârından daha fazla olan bir iktidar durumuna gelmiştir.
İktidara geliş süreci halkın ve aydınların önemli bir kesimi açısından bir ‘umut’ olarak görülen AKP, ikinci döneminden itibaren ve üçüncü dönemiyle birlikte tamamen bir korku iktidarına dönüşmüştür.
Bu dönem aynı zamanda AKP’nin sonunu da hazırlayan dönemdir. 2013 yılının mayıs ayının sonunda başlayan, haziran ayına damgasını vuran ve etkisi çeşitli boyutlarıyla sonrasında da devam eden Gezi direnişi süreci, bu korku iktidarına karşı tarihi etkileri olan bir toplumsal patlamaydı. Eksik yanlarını da tartıştık ve bundan sonra da tartışmaya devam edeceğiz. Ancak bu sürecin yaşandığı haliyle de AKP iktidarına çok derin bir çizik attığı kesindir. Erdoğan’ın ‘Düştü düşecek’ dediği Kobanê direnişi ve zaferi de ikinci bir çiziktir. Arada daha hafif başka çizikler de oldu. HDP’nin barajı aştığı ve AKP’nin tek başına iktidar döneminin son bulduğu 7 Haziran seçimleri ise AKP için üçüncü büyük çiziktir. Önceki çizikler, bu son çiziğin etkisinin daha derine işlemesinde de etkili oldu.
1 Kasım seçimleri buna yeni bir çizik ekleyecek mi, göreceğiz. Ancak, Ankara Katliamı’ndan sonra bu iktidar 7 Haziran’daki sonucu dahi alsa artık, Türkiye’nin geleceği açısından ifade ettiği o kaotik anlamı değiştiremez.
Vaktiyle ANAP’ın yaşadığı erimeyi bugün AKP de kendi düzlemi içinde yaşıyor, yaşayacak. Ancak bu noktada önemli olan bu erimede hangi güçlerin ne kadar söz ve etki sahibi olacağı. Çünkü siyasetin bundan sonraki şekillenmesinde de o güçler o derece etkili olacaklar. HDP ve birlikte hareket eden güçler, 7 Haziran’da olduğu gibi 1 Kasım seçimlerinde de değişim umudunun adresi durumundadır. Bu umuda güç vermeli ve hep birlikte başarmalıyız. Yeni süreç, Türkiye’de çok daha geniş kesimler için umudun adresi olmayı başaracak birleşik bir hareketin inşa edilmesi süreci olabilir. Bunu başarabiliriz, başarmalıyız!
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00