29 Ekim 2015 00:07

1 Kasım'da tribünlerin geleceği de oylanacak

1 Kasım'da tribünlerin geleceği de oylanacak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Memleket sathında yeni stat yapımları ve açılışları tam gaz devam ediyor. Seçimler yaklaşırken TOKİ bir nevi fazla mesai yapıp Anadolu’nun güzide kentlerini yeni statlarına kavuşturmak için kollarını sıvadı. Bu hafta, Antalyaspor-Beşiktaş maçıyla birlikte Antalyalılar da yeni statlarına kavuştu. “Kavuştu” kelimesini lafın gelişi kullanıyorum. Çünkü 33 bin kişilik stadın açılış maçında bile tribünlerin üçte birinden fazlası boştu. Bir tarafta hemen her yerde süren stat inşaatları bir tarafta “passolig” satış rakamlarını yalanlarcasına kan kaybeden tribünler.
Nerden baksanız bir tutarsızlık var. Bugüne kadar 1 milyon 537 bin “passolig” kartı satılmış olmasına rağmen, geçen hafta süper ligde oynanan 9 maçın tamamını sadece 78 bin seyirci izlemişti. Oysa aynı hafta Almanya’da oynanan Schalke - H. Berlin ve Hamburg- B. Leverkusen maçlarını izleyen seyirci sayısı 117 bindi. Almanya’da oynanan 9 maçı ise toplamda 395 bin seyirci izledi. Aynı hafta İngiltere Premier Ligi ise 340 bin taraftar tribünlerden takip etti. Avrupa’nın diğer ülkelerinde de durum farklı değildi. Bütün rakamları karşılaştırdığımız zaman, medyada ve gündelik hayatımızda futbol üzerinden koparttığımız bütün kıyamete rağmen, Türkiye Avrupa’nın en tribün fakiri ülkesi olarak ortaya çıkıyor.
“Passolig”ile birlikte nasıl bir tribün tahribatı yaratıldığını, yeni açılan statların nasıl boş kaldığını, “futbolun marka değeri” lafını ağzından düşürmeyen TFF yetkilileri görmüyor mu?
Van Persie, Podolski, Mario Gomez, Etoo’o gibi büyük rakamlarla transfer edilen futbol yıldızlarının boş tribünlere oynamasının anlamsızlığının farkında değiller mi?
Passolig uygulaması başladığı günden beri sonuçlarının ne olacağını yazdığımızda, “Gelmeyenler zaten istenmeyen taraftarlar”, “Passolig satışları milyonu geçti, yakında statlar dolar” diyenler, şimdi boş tribünlere bakıp ne düşünüyorlardır acaba?
Çok değil sadece 2 sene öncesine kadar herhangi bir Galatasaray - Fenerbahçe derbisinin biletleri günler öncesinden biterdi. Maç sonrasında ise medyada kullanılan klişe bir cümle vardı: “Stada giren taraftarlardan daha fazlası dışarıda kaldı”. Oysa bu hafta oynanan Fenerbahçe-Galatasaray derbisine son dakikada gitmeye karar verenler bile stada rahatlıkla girdi. Son iki senenin seyirci rekoru kırılmasına rağmen statta hâlâ boşlukların olması ise durumun vahametini görmek istemeyenlere bile gösterdi.
“Passolig” uygulaması başladığından beri sürmekte olan memleket tarihinin en kapsamlı tüketici boykotunun etkisinin sezon karşılaştırmalarında da görmek mümkün. 2012-13 sezonunda Fenerbahçe ortalama 42 bin seyirciye oynayarak yüzde 84 doluluk oranına ulaşmıştı. Passolig uygulaması sonrası 2013-14 sezonunda 34 bine düşen ortalama seyirci sadece yüzde 68 doluluk oranına tekabül ediyordu. Passolige en sert boykotun olduğu 2014-15 sezonunda ortalama seyirci 19 bine düşerken doluluk oranı sadece yüzde 38’de kalmıştı. Bu sezon boykot en fazla Fenerbahçe tribününde kırılmış olsa da ortalama seyirci sayısı ve doluluk oranında ancak 2013-14 düzeyi yakalandı. Bu bile Fenerbahçe’yi tribün doluluk oranlarını gösteren listenin başına yerleştirdi.
Antalya, Eskişehir, Mersin, Bursa, Kayseri, Sivas, Antep, Rize, 7 bin ortalamanın altına oynarken; Osmanlı, Başakşehir, Gençlerbirliği, Kasımpaşa 3 binden az ortalama seyirciye oynadılar. Akhisarspor’un ise ortalama seyircisi sadece 909 oldu.
“Passolig” uygulamasının tribünlere nasıl kan kaybettirdiği, tribün kültürünü nasıl öldürdüğü, taraftarı statlardan nasıl uzaklaştırdığı rakamlarla ortada. Taraftarın önüne 1 Kasım’da bir şans daha geliyor, seçim beyannamelerinde “passolig” kalkacak diyen HDP ve CHP’ye karşı, memleket ligini e-bilet adıyla “fa$$olige” çevirenler seçime giriyor. Yani 1 Kasım’da taraftarlar tribünlerin geleceği için de oy kullanacaklar. Söz şimdi yine taraftarlarda…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa