Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir!
Fotoğraf: Envato
Cam işçileri, Türkiye işçi sınıfı tarihinde hep en önde mücadele eden işçiler oldu. 1966’daki büyük grevlerinin 80. gününde yayımladıkları; “Sayın İstanbul Halkına; Biz işçiyiz. Paşabahçe’de bir fabrika şişe ve cam yapar, orada çalışırız. Beyoğlu’da süslü bir mağazası var. Tabaklar, bardaklar görürsünüz de iftihar edersiniz. İşte onları yaparız biz. 1800 derece hararetin altında çalışırız” diye başlayan, “Millet isterse her şeyi yapar, her meseleyi halleder. Hoşça kalın hemşehrilerimiz, birimizin derdi hepimizindir. 1966 yılında bunu anlamayanlar başlarına gelince üzülmesinler.” diye biten “Grev Bildirisi” olarak bilinen bildiri, her grevde, her mücadele ihtiyacı duyulduğunda, her birlik ihtiyacı gündeme geldiğinde ilk akla gelmeye devam etmektedir.
Şimdi bu, işçi sınıfının başyapıtı bildiriyi yazan cam işçilerinin son kuşağı, Mersin’de Anadolu Cam fabrikasında, yeni bir grevin başındadır.
Evrensel’in okurları bu grevle ilgili gelişmeleri yakından izliyorlar.
Mersin’deki Anadolu Cam fabrikasındaki üç ocaktan birinin kapatılmasını bahane eden cam patronu, 125 işçiyi (Bu saldırı püskürtülemezse, atılacak işçi sayısının 200’ü bulacağı da söyleniyor) işten çıkaracağını ilan etmiş bulunuyor. İşten çıkarma tarihi de 6 Kasım; yani bugün!
Eğer işçilerin tepkisi patronu geri adım atmaya zorlayamazsa, bugün patron 125 işçinin çıkışını verecek!
Ancak şu da bir gerçek ki, Anadolu Cam işçileri bunu görerek ve örgütlü oldukları Kristal-İş Sendikası merkez yönetiminin “ağırdan alması”na, “Sabırla mücadele etme” olarak ifade ettikleri mücadeleyi söndürme taktiğine, işçi aileleri bile “Kusura bakmasınlar bizde o sabır yok” diyerek yanıt vermektedir. İşçiler dört günden beri fabrikayı terk etmeme eylemlerini sürdürüyorlar. İşçi aileleri, yöredeki işçiler ve işçi dostu çevreler de fabrikanın önünü bir mücadele meydanına çevirmiş bulunuyorlar. Kristal-İş Sendikasının Mersin Şubesi Başkanı ve yönetimi de direnen işçilerle birlikteler. Ki, bu elbette işçiler için önemli bir dayanak.
Muhabirlerimize konuşan ve gazetemize mektup yazan işçiler de mücadele kararlılığını ifade ederken, mücadelenin başarısı için başta diğer cam fabrikalarındaki işçiler olmak üzere tüm işçilerden ve mücadeleden yana sendikacılar ve sendikalardan da destek bekliyorlar.
Dün, bu yazının yazıldığı saatlerde , işçilerin direnişi karşısında patronun masaya oturduğuna dair haberler vardı ama, henüz “bir anlaşma yapıldığı”na dair bir bilgi yoktu.
Ancak, eğer patron işçilerin işyerini terk etmeme kararına rağmen geri adım atmazsa, cam işçilerinin mücadelesinin ilerlemesi için diğer cam fabrikalarının işçileri ve her sektörden işçilerden gelen ziyaret, işyeri önünde toplanarak tutum belirleme biçimindeki “gönül desteği”nin ötesinde, yeni bir mücadele hattına girilmesi gerekeceği apaçıktır. İşçilerin çağrısı da eğer patron geri adım atmazsa bu mücadelenin uzun süreli olacağı varsayımına dayanıyor.
Eğer cam patronu geri adım atıp işçilerin taleplerini kabul etmezse, mücadelenin bundan sonra nasıl sürmesi gerektiğine dair, cam işçilerinin 50 yıllık mücadele gelenekleri içinde olduğu gibi, daha altı ay önce ayağa kalkışlarıyla işçi hareketine yeni ölçütler koyan, “Bir tek işçi atılırsa direniş bitmez” diyen metal işçilerinin tutumu yeterince öğreticidir.
50 yıl önce, 1966’da; “Birimizin derdi hepimizindir. 1966 yılında bunu anlamayanlar başlarına gelince üzülmesinler.” diyen cam işçilerinin bugünkü destek çağrısına da çok benzemektedir. Çünkü önümüzdeki dönem, “Artık seçim de yok. Hükümet de arkamızdadır. Kriz bulutları da dolaşmaktadır” diye işçilerin haklarını kısıtlamak için ortam oluşturan sermayenin saldırı dönemidir. Yani işten atmaların (atma girişimlerinin), cam işçileriyle sınırlı kalmayacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu yüzdendir ki, cam patronlarına geri adım attırmak önemlidir. Aksi halde işçi kıyımlarından cesaret alan diğer patronlar da “Az işçiyle daha çok iş yapma ve eski işçileri sokağa atıp az ücretle işçi çalıştırma”nın cazibesine kapılmazlık etmeyecektir.
Ve dönüp dolaşıp o en eski formülasyona geliyoruz: Anadolu Cam’ın işçileri sadece kendileri için değil tüm cam işçileri, tüm işçi sınıfı için mücadele ediyorlar!
Kazanımları da tüm sınıfın kazanımı olacak!
Öyleyse her imkanla cam işçisiyle dayanışmaya!
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00
- Öncesini unutmadan seçimden sonrası! 04 Kasım 2015 00:52