Küresel şeyler...
Fotoğraf: Envato
G20 toplantısına doğru giderken, bu kadar başkanın, kralın, cumhurbaşkanının neden bir araya geldiği sorusu genellikle açıkta kaldı. Toplantının gündemi ne? Bu kadar büyük kafa bir araya gelince, dünyada herhalde çözülmedik mesele kalmayacaktır! Zaten sorun, yüz yüze görüşememelerinden kaynaklanmıyor muydu?
Estirilen hava bu ve benzeri pek çok toplantının sonucuna bakarak yine şunu söyleyebiliriz ki, yusyuvarlak cümlelerden kurulmuş bir “sonuç” bildirgesinden başka hiçbir şey çıkmayacaktır.
Mesela Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “Suriye meselesini çözeceğiz diye bir beklenti içine kimse girmesin” diyor.
Diğer resmi açıklamaların çoğunda da, “küresel sermayenin sorunları” gibi belirsiz laflar geçiyor.
Son haber, biraz daha somut bir derdi dile getirir gibi: R. T. Erdoğan, gündeme mülteciler ve terör sorununu eklenmesini istemiş. Böylece gündem güncellenmiş.
Bu iki kavramın birlikte ifade ettiği şey apaçık Suriye krizidir! Gerçekten “küresel sorunlar” listesinin başında bugün herhalde bu bulunmalıdır. Ama bu bileşim bu konuda ne konuşabilir?
Silahların konuştuğu bir sahadan masaya ne gelebilir? İki temel güç, ABD ve Rusya zaten konuşacaklarını konuşuyorlar. Türkiye, zaten ağzına geleni kimse dinlemese de her gün söylüyor.
Toplantı, Türkiye’yi yönetenler açısından yalnızca bir özelliğiyle önemlidir: Geniş bir tanıtım yapma olanağı bulacaktır ve sıkışıp kaldığı köşeden bir nefes deliği kadar yer bulabilmek için bu büyük oyun sahnesini bir imkan olarak değerlendirmek istiyor.
Kuşkusuz, diğer yandan iç politikaya yönelik bir reklam fırsatı da olacak burada. Saray’da ziyafetler, saraylarda toplantılar falan…
Gerçekte, Türkiye’nin gerektiğinden fazla ve konu dışı sorunlar yükleyerek önemli kılmaya çalıştığı bu toplantının, diğerleri açısından önemi neredeyse bir tatil imkanı kadardır. Suudi Kralı’na bak, karar ver. Haşmetlinin niye geldiği belli değil mi?
Bir de, böyle bir toplantıyı sermayenin gerçek ve derin sorunları hakkında konuşmak için kullanacaklar var. Onların gerçek gündemi, çok önceden teknik kurullar aracılığıyla ince ince işlenip son rötuşlara bırakılmış dosyalar halinde hepsinin koltuğu altında geliyor. Türkiye ve benzerleri bu konuda ne söyleseler boş olduğundan, “çok önemli” başka sorunları gündeme sokmaya çalışıyorlar.
Sonuç şudur; gerçek küresel sorunlar, o sorunları yaratanların sorunudur! Suriye dahil. Türkiye hepsinin yan rollerini üstlenmeye talip figüranıdır. Ancak birbirlerinden rol çalabilirler.
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Gariplerin ölümü 29 Mart 2017 00:38
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- Almanya'ya karşı birleşik milli cephe! 08 Mart 2017 00:10
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43