Hacıosmanoğlu'ya ceza mı ödül mü?

Toplumsal çürüme ve “cahil cesareti” at başı gidiyor. Çürüme arttıkça, toplumsal değerleri, hukuku çiğneme cüretini gösterenler de artıyor.
Trabzonspor-Gaziantepspor maçı sonrasında hakemlerin 4 saat boyunca “rehin” alınması olayına ilişkin Profesyonel Disiplin Kurulu (PFDK) cezaları açıkladı. Hakemlerin “rehin” alınması talimatını A Spor’da canlı bağlandığı programda veren ve yaptığı konuşma ve eylemleriyle hem Türk Ceza Kanunu’nu hem de 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası’nı defalarca çiğneyen Trabzonspor Başkanı İ. Hacıosmanoğlu’ya, 280 gün hak mahrumiyeti ve 150 bin lira para cezası verildi.
Hangi rezillikten başlasak diye düşünüyor insan.
“Bizi kadın gibi yaşatmak istiyorlar, kadın gibi yaşamaktansa bir gün adam gibi yaşarım” sığlığına imza atan, ertesi gün gelen tepkiler üzerine “geri adım” atarken bile “benim annem de kadın” vecizini yumurtlayan Hacıosmanoğlu’ya, PFDK sembolik olarak 9 ay 10 güne denk gelen 280 gün hak mahrumiyeti cezası verdi. Ceza sonrası TFF ve kurulları, matah bir şey yapmışlar gibi övgü bekliyorlar.
Cahil cüreti böyle bir şey işte, TS başkanının sözleri mi PFDK’nin verdiği ceza mı daha cinsiyetçi yorumu siz yapın.
1 Kasım seçiminden sonra fabrika ayarlarına dönen medya “tarihi ceza, rekor ceza” gibi başlıkları atıp PFDK’nin cezalarını duyurduktan sonra bir daha konuya dönmemeyi tercih etti.
Oysa ortada “rekoru”, “tarihi”yi bırakın bir “ceza” bile yoktu.
Aklımızla alay ediyorlar diyoruz ya hep, TFF “kayyumu” Demirören ve alt kurulları artık alışkanlık haline getirdikleri bu davranışlarına devam ediyorlar.
Futbolun biraz içinde olan herkes bilir ki “ceza” diye adlandırılan “hak mahrumiyeti” memleket futbol yöneticileri için hiçbir anlam ifade etmez. “Protokol tribününe girmeleri engelleniyormuş”, zaten locada seyrediyorlar, “Kulüp adına imza atamıyorlarmış” zaten başkan yardımcılarına imza attırıyorlar. Para cezasına gelince verilen para cezalarının hepsi nasıl olsa yöneticilerin cebinden değil, kulübün kasasından çıkacak. Yani Hacıosmanoğlu’nun densizliğinin faturasını taraftar ödeyecek.
Peki, o zaman sormak lazım “rekor ve tarihi” olan ceza nerede?
Demirören’in, “İnşallah hakemler Hacıosmanoğlu’ya dava açmaz yoksa 10 sene ceza alabilir” demesinden sonra Hakem Çağatay Şahan ve arkadaşlarından tek laf duyan var mı? Canlı yayında bütün memleket kamuoyunun gözü önünde “rehin alınan”, gözlemci raporlarıyla neler yaşadıkları resmi kayıt altına alınan hakemler neden susuyor acaba?
Hadi “kayyum” yönetimindeki TFF’nin manevra alanı dar, ya savcılara ne demeli?
Hem Türk Ceza Kanunu, hem de 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası çiğnendiği halde savcılar ilk bir hafta sessiz kaldılar, sonra dostlar alışverişte görsün misali Trabzon savcılığı “soruşturma” bile değil “inceleme” başlatma lütfunda bulundu.
Aslında “yeni Türkiye”ye yakışan bir manzara, nasıl olsa medya çoktan “Van Persie mi ilk 11’de olsun yoksa Fernandao mu? Alex mi haklı Aziz Yıldırım mı?” gibi incir çekirdeğini doldurmayacak tartışmaların içine girdi. Kısa bir süre sonra her şey unutulur, TFF de Hacıosmanoğlu da kaldığı yerden devam eder. Bu mantık daha önce birçok kez olduğu gibi bu olayda da işleyebilir. Ama ortada bir sorun duruyor. Geçen hafta bu sütunda bir soru sormuştum: Bundan sonra hangi hakem Trabzonspor’un maçını adil bir şekilde yönetebilir?
“Rehin” alınan arkadaşlarının hesabını bile soramayan, protesto için maçlara 10 dakika geç çıkma kararını bile uygulayamayan hakemler, bu “cezasızlık” sonrasında Trabzon’da maç yönetebilir mi?
Yanıt için fazla beklemeye gerek kalmadı.
Bu hafta sonu oynanan Başakşehir-Trabzonspor maçı 1-0 Başakşehir’in galibiyetiyle devam ederken 90+3. dakikada Hakem Fırat Aydınus’un Trabzonspor lehine açıkça “uydurduğu” penaltı bundan sonra hakemlerin Trabzonspor maçlarındaki olası tutumunun adeta habercisiydi.
Bu şartlar altında sadece tribüne gitmek için “passolige” sürekli aidat ödeyen az sayıdaki taraftara üzülmekten başka bir şey gelmiyor elden. Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus gibi hakemler eliyle dizayn edilen bir tiyatro var ortada biz de futbol rekabeti diye seyrediyoruz.
Neyse bu ağır konuları boş verelim sahi Volkan Şen mi ilk 11 oynar yoksa Nani mi?