Gerileme raporu
Avrupa Birliği’nin 2015 Türkiye İlerleme Raporu açıklandı. Raporun diplomatik bir metin olduğu ve önemli kimi noktalara yeterince değinmeyeceği ortada olsa da, raporda dikkat çekilen sorunlar Türkiye’de çocukların durumunu özetlemek açısından yararlı olabilir.
Raporda Türkiye’de hakların “etkin olarak güvence altına” alınması gerektiği vurgulanıyor. Yazılanları biraz açar ve sadeleştirirsem, özeti şu olabilir: Kadınların haklar güvence altına alınmalıdır. LGBTİ bireylerin hakları güvence altına alınmalıdır. Romanlar sosyal ve ekonomik olarak ayrımcılığa maruz kalmaktadır.
Ayrımcılıkla mücadele için ancak “zayıf” sıfatı uygun olabilir çünkü savunmasız kesimlerin ve azınlıkların hakları yeterince korunmamaktadır. Cinsiyet temelli şiddet, azınlık topluluklara karşı ayrımcılık ve nefret söylemi, LGBTİ bireylerin hakları gibi konularda ciddi sorunlar bulunmaktadır.
Bu saptamalar ışığında, özel olarak korunması gereken savunmasız kesimlerden biri olan çocuklar hakkında neler yazıldığını tahmin etmek zor değil. Çocukların hakları “etkin olarak güvence altına” alınmalıdır. Neden mi?
Çünkü çocuk işçiliği, hem de en berbat örnekleriyle sürmektedir. Bu sorun öncelikli olarak ele alınmalıdır ama bu yapılmamıştır. Çalışan çocuklar işyeri kazalarına maruz kalmakta ve yaşam hakları ellerinden alınmaktadır. Yaklaşık 7,5 milyon çocuk (çocukların yüzde 30’u kadarı) yoksulluk içinde yaşamaktadır.
Çocuklara yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin bir “ulusal strateji” de bulunmamaktadır. Çocuklara yönelik cinsel istismar ve kötü muamele ile ilgili araştırmalar yetersizdir. Çocuk evlilikleri ve zoraki evlilikler sürmektedir.
Her ilde çocuklara özel mahkemeler kurulması gerekirken bunlar kurulmamış ve birçok ilde çocuklar yetişkin mahkemelerinde yargılanmıştır. Cezaevlerine konulan çocuklar aşırı yoğunluk, sağlıksız koşullar, kötü muamele, diğer tutuklu ve mahkumlar tarafından şiddet ve istismara maruz bırakılmak gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Islahevleri ve diğer kurumların denetlenmesine ilişkin büyük bir boşluk bulunmaktadır.
Gösterilerde 300 çocuk tutuklanmış ya da gözaltına alınmıştır. “Cumhurbaşkanına hakaret” soruşturmalarında büyük bir artış görülmekte ve bundan çocuklar da doğrudan etkilenmektedir. Kimi çocuklar hakaret suçlamasıyla yargılanmış, kimileri ise kısa süreli gözaltına alınmıştır.
Ayrımcılık hakları korunmayan kesimlerin katlanan dezavantajlar ile karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Kız çocukların erken yaşta evlendirilmesi örneğinde olduğu gibi kadın hakları ve çocuk hakları birbirleriyle ilişkilidir. Kızlar ve erkeklerin eğitime erişim ve sürekliliğinde büyük farklar bulunmaktadır. Çocuk bakım kurumlarının sağlanmıyor olması kadın istihdamının düşük olması için bir neden oluşturmaktadır. Roman çocukların okula devam sorunları ve çocuk işçiliği sürmektedir.
Türkiye’nin bilimsel, sosyal devlet anlayışına ve uluslar arası düzenlemeleri ciddiye alan dayalı bir çocuk politikasına gereksinimi olduğu ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Seçmeli Protokolü 4., 7. ve 12. eklerini imzalaması gerekmektedir.
Bütün bunlar ve rapora girmeyen diğer acı gerçekler göz önünde tutulduğunda, bu rapora “ilerleme” değil, “gerileme raporu” denmesi daha gerçekçi olabilirdi.
Evrensel'i Takip Et