Civan cevval cabbar
Fotoğraf: Envato
Bu köşe bana kamunun bilgi edinme hakkına katkı sunmam için tahsis edildi. Bu nedenle yazdıklarımın sadece doğru olması yetmiyor. Aynı zamanda net, yalın, direk, ima etmeden derdimi anlatmamı da gerektiriyor.
Bugün ben bu köşeyi istismar ediyor; anlaşılmaz, kapalı, hedefi belirsiz bir yazıyla işgal ediyorum.
Ben de varım. Görün beni diyorlar.
Gençliğimin tazeliği yüzümde, gençliğimin enerjisi hareketlerimde, Civan delikanlıyım görün beni.
Ben de varım. Görün beni diyorlar.
Yel gibiyim. Hızlı, atak, cevvalim cevval görün beni.
İstediğimi zorla yaptırtacak kadar güçlüyüm. Cabbarım ben cabbar görün beni.
Görmüyoruz. Bizim gözümüzde dünkü çocuklar olarak kalıyorlar.
Yer açmıyoruz. Haydi sen de bu kulvarda koş dememiz gereken zamanı es geçiyoruz.
İsimlerini takıyoruz da ismiyle uygun davranmasına izin vermiyoruz.
Bizim görmediklerimizi başkaları görüyor.
Gel diyorlar, sen civansın, güzelsin gel.
Gel diyorlar, sen cevvalsin, hızlı atak.
Gel diyorlar sen cabbarsın güçlü iradeli.
Civan oldukları için, cevval oldukları için, cabbar oldukları için, biz görmediğimiz için, biz zamanında onlara yer açmadığımız için gidiyorlar.
Gel diyenler, civan olan, cevval olan, cabbar olan, civan cevval ve cabbar olduğu için farklıdır, imtiyazlıdır, yönetmelidir, diyorlar.
Gel başla, senin önüne uzun bir kariyer süreci koyuyoruz.
Oyunu kuralına göre oynadığın sürece kazanırsın.
Senin tek ortak çıkarın bizimle birlikte yönetmek diyorlar.
Gittikleri yerlerde karşılaşıyoruz. Cevvalliklerini, cabbarlıklarını görünce şaşırıyor, üzülüyor; bu bizim değil miydi, ne zaman el oldu diyoruz.
Bizden aldıkları bizim civanlarımız, bizim cevvallerimiz, bizim cabbarlarımızla bizi eziyor, bizi yönetiyorlar.
Kızıyoruz, küsüyoruz, üzülüyoruz.
Hızır Paşa, Pir Sultan Abdal öyküsü geliyor aklımıza.
Ocağımızdan çıkanın, ocağımızı yakmakta duraksamadığını görüyoruz.
Avunmak gereksinimi içerisinde, “Ağaç demiş ki baltaya sen beni kesemezdin ama neyleyim ki sapın benden” diyoruz.
Baltaya sap olan ağaçlara kızıp, baltaya sap olmamanın dışında onlara sunamadığımız seçenekler üzerinde hiç düşünmüyoruz.
Civanlar, cevvallar, cabbarlar; tüm civanlıkları, tüm cevvallikleri ve tüm cabbarlıklarıyla bizi eziyorlar.
- Ücretli öğretmenler artık görülmek, haklarına kavuşmak istiyorlar 25 Eylül 2023 04:50
- Güvencesizliğe mahkum edilmiş öğretmenlik: Ücretli öğretmenlik 02 Ağustos 2023 04:14
- Harap olan gözeler 19 Temmuz 2023 04:11
- Güç-İktidar-Hak 12 Temmuz 2023 04:26
- Dayanışma-iyilik-yoksulluk ve sosyal politika 21 Haziran 2023 04:27
- Pes artık: Aile mahkemesi kararı ile sendikal faaliyetin engellenmesini de gördük 14 Haziran 2023 04:26
- Toplu iş sözleşmesi yetki belirleme süresi kısaltılabilir 07 Haziran 2023 04:25
- Sosyal zeka ve hakka saygı 24 Mayıs 2023 04:26
- Demokrasinin güzelliği budur bizim oğlan 17 Mayıs 2023 04:40
- Kanuna karşı hile ve esnaf kuryelik 10 Mayıs 2023 04:40
- Çalışan yoksulluğu ve sosyal iyilik hali 03 Mayıs 2023 04:09
- Kalben yakın olanlar: ‘Gulaça’ 26 Nisan 2023 04:36