08 Haziran 2011 09:35

Seçimlere üç gün kala Avrupa’dan bakarken

Seçimlere üç gün kala Avrupa’dan bakarken

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugünü saymazsak Türkiye’de genel seçimlere üç gün kaldı.
Seçim öncesinde Alman basınında yer alan haber-yorumların çoğunda, AKP’nin üçte iki çoğunluğu kazanması durumunda yeni Anayasayı tek başına yapacağı, dolayısıyla “otoriter bir rejimin” kurulacağına dair görüşler, endişeler öne çıkıyor.
Hem 2002, hem de 2007 seçimlerinde, Avrupa kamuoyunun ve AB kurumlarının açıkça Erdoğan ve AKP’den yana tavır alırken, bu kez havanın eskisinden farklı olduğu, son bir hafta içinde gazete ve dergilerde çıkan haber ve analizlerde görmek mümkün.
Örneğin; bu hafta Türkiye seçimlerine, Erdoğan’ı kastederek “İstancool’ün Sultanı” başlığını atan ve tam 7 sayfa ayıran Der Spiegel dergisi, her ne kadar açıktan The Economist gibi oyların CHP’ye verilmesi çağrısında bulunmasa da, AKP’yi de önceki seçimlerden farklı olarak gözü kapalı bir şekilde desteklemiyor.
AKP ve Erdoğan’ın ekonomi ve dış politikaları ile muhaliflerine yönelik saldırıları, AB’ye uyum adına yaptıkları ve yapamadıkları sıralandıktan sonra, sonuç Erdoğan lehine 3-2 ilan edilse de, eleştirilerin dozu şimdi daha sert. Örneğin yazıda “Türkiye’nin liderinin otorite ile sorunu var” vurgusu yapılıyor.
Denilebilir ki en sert eleştiriyi, dünya görüşü açısından Erdoğan’da daha yakın olan muhafazakar Die Welt gazetesi yayınladı. Münih Üniversitesi Öğretim Üyesi Aydın Fındıkçı tarafından kaleme alınan yorum yazısında açık bir şekilde “Türkiye Batı normları ve İslami-faşist mantık arasında seçim yapıyor” denildi. (06.06.2011)
Fındıkçı, makalesinde batıyı, AKP ve Erdoğan’ın legal yoldan diktatörlük kurmasına karşı çıkmaya çağırıyor.
Erdoğan’ın kendisine karşı çıkanlara tahammül etmediği içerikli bir yazı da geçtiğimiz Cumartesi günü Almanya’nın en büyük gazetelerinden biri olan Süddeutsche Zeitung’da yayınlandı.
Avrupa’nın en büyük ülkesi Almanya’da Erdoğan’a karşı yükselen temkinli yaklaşım, genel olarak Avrupa kamuoyunda verilen desteğin öncesine göre azaldığını gösteriyor.
Bunun elbette iç ve dış politikayla ilgili pek çok nedeni bulunuyor.
Yani. Avrupa kamuoyunun bir bölümünün geç de olsa Erdoğan ve partisinin Türkiye’ye nereye götürmek istediğini anlamaya, fark etmeye başladığı görülüyor.
Bu yüzden, AB kamuoyu şimdi Erdoğan dışındaki aktörlerin yeniden gözden geçirilmesi üzerinde duruluyor ve Kılıçdaroğlu’nun öncesinden farklı olarak partisinin yüzünü “Avrupa’ya çevirdiğinden” (Financial Times Deutschland, 6.6.2011) söz ediliyor.
CHP ve Kılıçdaroğlu’na karşı hava eskisi gibi sert değil, tersine “Erdoğan’ın tek alternatifi” (Die Tageszeitung) olduğu dile getiriliyor.
Bu yüzden, bir dahaki genel seçimlerde CHP ve Kılıçdaroğlu’nun, bugünkünden farklı bir politika içine girmediği taktirde, Avrupa’dan çok daha fazla destek alacağını bugünden söylemek abartılı olmayacaktır.
Junge Welt gazetesi dışında diğer basın Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun çalışmalarında pek değinmese de, Avrupa ülkelerinde yaşayan ilericiler, devrimciler, emek güçleri Blok’u yakından izliyor.
Kendini Blok’a yakın gören Türk, Kürt, Alman ve diğer uluslardan politikacılar, aydınlar, örgütler, destek mahiyetinde basın açıklamaları yaptılar, bildiriler dağıttılar, toplantılar düzenlediler.
50 yıl önce Avrupa’ya göç eden Türkiye kökenli emekçiler için, geçmişte olduğu gibi bu günde Türkiye’deki siyasal gelişmeler önem teşkil ediyor. Bu yüzden gelişmeler yakından takip ediliyor, imkan el verdikçe destek veriliyor.
Dolayısıyla, Blok sadece Türkiye’deki Kürtleri, ilericileri, devrimcileri, sosyalistleri değil, aynı zamanda Türkiye dışında yaşayan Kürtleri ve devrimciler de muazzam derecede heyecanlandırmış ve umutlandırmıştır.
Çünkü; Türkiye sınırları içinde emekten, demokrasiden, özgürlükten, halkların kardeşliğinden yana atılacak her adım, olduğu gibi Türkiye kökenli göçmenlerin yaşadığı Avrupa ülkelerinde de etkisini gösterecek, onlar arasında da dostluk ve kardeşliğin güçlenmesine hizmet edecektir.
Keza; Blok’un başarısı aynı zamanda Avrupa ülkelerinde yaşayan Kürtlerin ve devrimcilerin başarısı olacak, onların çalışmasına güç katacaktır.
Seçimlere üç gün kala Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenlilerin, Kürtlerin harekete geçerek, eş dostlarını her türden iletişim aracını kullanarak Blok ve adaylar hakkında bilgilendirmesi, destek sağlaması önemlidir.
Böylece Blok’un başarısı hepimizin başarısı olacak.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa