21 Kasım 2015 00:57

Kurulan hükümet ‘Saray hükümeti’dir!

Kurulan hükümet ‘Saray hükümeti’dir!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

1 Kasım’da seçilen milletvekillerinin daha yemin törenleri sürerken, AKP Genel Başkanı Davutoğlu’yu Saray’a çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, onu 64. Hükümeti kurmakla görevlendirdi. Aslında böyle olacağı, Erdoğan ve Davutoğlu’nun “jet hızı”yla hükümeti kurarak, bir “istikrar”, “Tek parti hükümetinin işleri ne kadar kolaylaştırdığı” şovu yapması bekleniyordu. Bu yüzden de Davutoğlu’nun görev aldığı günün hemen ertesi günü Bakanlar Kurulu listesini Cumhurbaşkanına sunması bekleniyordu.

Ama öyle olmadı. Davutoğlu’nun “istişareleri”ni sürdürdüğü bu yüzden hükümet listesini ancak cuma (dün) günü Cumhurbaşkanına sunacağı söylendi. Daha sonra ise, “Hayır istişareler sürecek, Bakanlar Kurulu listesinin sunulması hafta başına kalabilir” açıklaması geldi.

ASIL SORUN ‘SENKRONİZASYON’MUŞ!

AKP sözcülerinin, “64. Hükümetin listesi yarın sunulacak, olmadı ertesi gün sunulacak, o da olmadı hafta başına kaldı” gibi açıklamalarına neden olan gecikmenin gerekçesi olarak AKP’li yetkililer, “Davutoğlu’nun istişarelerini sürdürüyor olması” klişesini öne sürüyorlar.

Yandaş basın ve AKP’ye yeniden biat etme gayretine düşen  çevrelerde ise bu gecikmeyi Davutoğlu’nun “parti içi dengeler”, “eski ve yeni vekiller, bölge illerinden gelen vekiller, illerinde oylarını artıran vekiller”, “Cumhurbaşkanının ‘olmazsa olmaz’ ya da ‘olursa olmaz’ dediği isimler ve tabii kendisinin “söz verdikleri”... gibi pek çok ölçütü dikkate almak zorunda olması gerekçeleri olduğunu iddia ediyorlar.
Tartışma genişledikçe ve bahaneler arttıkça ortalık bakan isimlerinden geçilmez hale geliyor.
Ama bütün bu tartışmalara Cumhurbaşkanı Erdoğan bir nokta koydu: “Hükümet listesi neden gecikiyor?” diyenlere, “Cumhurbaşkanı ayrı telden Başbakan ayrı telden çalarsa olmaz. Senkronize olmalıyız!”
Böylece Cumhurbaşkanı Başbakanla bakan isimleri konusunda bir anlaşmazlık olduğunu, bu yüzden de “Aralarında senkronize olmalarının önemli olduğunu” söyleyerek olup bitene daha “anlaşılır” bir gerekçe getirdi.

‘FİİLİ BAŞKANLIĞIN’ BAKANLARI ARANIYOR 

Herhangi bir, parlamenter sistemin yürürlükte olduğu bir ülkede de cumhurbaşkanıyla onun atladığı bakanların isimleri üstünde “Bakan şu mu olsun, bu mu olsun” tartışması olabilir. Bu yüzden hükümetin kurulması da birkaç gün gecikebilir. Hatta hükümette yer alan isimlerin cumhurbaşkanı tarafından da olumlu görülen isimler olması hükümetin işlerini kolaylaştıracağı için tartışılması olumlu bile karşılanır. Ancak bizde bu tartışma sadece isimler üstünden, “Şu kişi mi bu bakanlığı daha iyi yapar bu kişi mi?” şeklinde yapılmıyor. Bu işin sadece görünür yanı. Tersine bu tartışma, Cumhurbaşkanının; “Türkiye’de yönetim biçimi değişmiştir. Parlamenter sistem bekleme odasındadır. Filli başkanlık sistemi vardır” diye ilan etmesi üstünden yapılmaktadır.

Dahası Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından beri aslında adım adım “fiili başkanlık” yürürlüğe sokulmaktadır. Bu amaçla Cumhurbaşkanlığının teşkilatı genişletilmiş, yeni “başkanlıklar” (Siz bakanlık anlayın) oluşturulmuş, mekanı da Çankaya’dan 1050 odalı Saray’a taşınarak, Erdoğan’ın fiilen başkan olduğu bir yönetim için ciddi adımlar atılmıştır.

Daha açık söylersek, bazı koltukları henüz boş olan ya da “vekaleten” dolu olan bir “Saray Hükümeti” yaklaşık bir yıldan beri vardır. Davutoğlu’nun kuracağı hükümette yer alacaklar da ya bu “boş koltuklara” oturacak bir yetenekte ve Cumhurbaşkanının bir dediğini iki etmeyecek kişiler olacak ya da en azından “Saray Hükümeti”nin kararlarını hayata geçirirken mırın kırın etmeyecek kişilerden oluşacaktır!
Aslında Erdoğan ve Davutoğlu arasındaki “senkronizasyonu” önemli kılan da budur.

ERDOĞAN İSTEDİĞİNİ ELDE EDECEK!

Bu yüzden de Davutoğlu ve Erdoğan arasındaki “senkronize olma” tartışması, Saray Hükümeti mi yoksa Davutoğlu Hükümeti mi tartışmasıdır!

Bu tartışmanın galibini de şimdiden söyleyebiliriz: Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır! 

Böylece görülmüştür ki, “Davutoğlu yönetiminde AKP yüzde 49.5 oy aldı. Böylece Davutoğlu rüştünü ispatladı. AKP’nin yeni lideri oldu! Bundan sonra Hükümetin Cumhurbaşkanıyla ilişkisi de anayasal çizgiye dönecek” diyenlerin ne kadar yanıldığını da daha 64. Hükümet kurulmadan görmüş olduk! 
Buradan bir “hükümet kuramama” krizi çıkar mı?

Çıkmaz görünüyor.

Olacak olanın Cumhurbaşkanının dediğinin olmasıdır!

Davutoğlu’ya düşen de “İş takipçisi” hükümetin başı olarak, “Böyle olmasının vatana ve millete ne kadar hayırlı olduğunu, fitne fücura fırsat vermediklerine” dair “akademik” içerikli uzun açıklamalar yapmak olacak gibi görünüyor. 


TARTIŞMANIN SICAK MERKEZİNDE EKONOMİ VAR

Yansıyan bilgilere göre 64. Hükümetin kurulmasında en sıkıntılı konunun, ekonominin başına (ekonomiden sorumlu  başbakan yardımcılığı, ekonomi bakanlığı ve maliye bakanlığı) kimin ya da kimlerin getirileceği olduğu anlaşılıyor. 

Her ne kadar çözüm sürecinin askıya alınması ve çatışmaların artması, cihatist terör ve beş ayda iki seçim yapılmasının yarattığı devasa sorunların belirlediği siyasi tartışmaların gölgesinde kalsa da kurulacak hükümetin karşısındaki en sıcak ve en önemli sorun, “Ekonominin sorunlarının nasıl aşılacağı” ile ilgilidir.

AKP Hükümetinin ekonominin sorunlarını nasıl aşacağı aslında son üç yıldır tartıştığı ama bir türlü adım atamadığı bir konudur.  Son bir yıldan beri de Merkez Bankası ve hükümetin ekonomi yönetimiyle, Cumhurbaşkanı ve yakın çevresindeki ekonomi ekibi arasında “faiz merkezli” bir kavga süregelmekteydi. 
Erdoğan bu kavgayı kendi galibiyetle bitirecek biçimde ekonomi yönetimini kendi istediği gibi düzenlemek istemektedir. Cumhurbaşkanı başında damat Berat Albayrak’ın olduğu bir ekonomi yönetimi kurmak istemektedir.

Davutoğlu da hem ekonomi dünyasına hem de Ali Babacan ve ekibine, son yıllardaki ekonomi yönetimini değiştirmeyeceği sözü vermiş ve Babacan’ın da bu söze güvenerek milletvekili adayı olduğu bilinmektedir. 
Bu yüzden de “Hükümette kim olacak, kim olmayacak?” tartışması sadece “benim adamım” ya da “Hangi kişi daha uygundur” tartışması değil, ekonomiye hangi politikaların yön vereceği sorunu olarak biçimlenmektedir. Ki, yakın gelecekte ekonominin hangi raya gireceğini de bu belirleyecektir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa