27 Kasım 2015 01:00

10 Ekim, 1 Kasım, 24 Kasım: NATO, Suudi, İsrail, AKP ortak yapımı mı?

10 Ekim, 1 Kasım, 24 Kasım: NATO, Suudi, İsrail, AKP ortak yapımı mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

10 Ekim Ankara patlaması, 1 Kasım milletvekili seçimleri, 24 Kasım Rus uçağının düşürülmesi Suudi, İsrail, AKP yapımı mı?
24 Kasım aynı zamanda öğretmenler günüydü. Artık ilahiyatçılar-imamlar gününe dönüştü, dahası uçak düşürmeye bile alkış tutuyor.
7 Haziran seçimlerini sadece AKP kaybetmemişti, aynı zamanda “Derin NATO”, Suudi-İsrail bloku kaybetmişti.
1 Kasım seçimlerini aynı blokların hazırlamış olması makul bir soruyu oluşturmuyor mu?
Uçak düşürülmeden önceki günlerde Ankara’da güvenlik toplantıları yapılıyordu. Hatta uçağın vurulmasından bir gün önce yine zirve vardı.
Lavrov: “Önceden planlanmış bir provokasyon” diyor. Putin: “Arkadan bıçaklandık” diyor.
Ukrayna: Aynı tarihlerde Rus uçaklarına hava sahasını tümden kapattığını açıklıyor.
AKP ve derin kurumlar, Türkiye’nin çok bağımlı olduğu bir yandan doğal gaz, diğer yandan gıda, inşaat, turizm sektörleri… Daha önemlisi komşusu olan Rusya ile ilişkilerin bozulmasını nasıl göze alabiliyor?
Göze almalı mı?
Eğer yıllık 5-10 milyarlık bir ticari-ekonomik büyüklüğü kaybetmeyi göze almışsa, hatta bu olaylar diğer ülkelerden gelecek turizmi de daha ağır bir şekilde yaralayacaksa, birilerinin bunu finanse etmesi gerekmez mi? Suudi Arabistan Türkiye’ye 3-5 sene boyunca 10-15 milyar açıktan dolar aktarma garantisi mi verdi?
AB aynı günlerde 3 milyar sığınmacı yardımı mı öngörüyor?
Açıktan para aktarıldığında bu kamu denetiminin de dışında kaldığından tümden yandaşlara aktarma fırsatı da mı doğuyor? En başta da örtülü İslamlaştırma-Vahabileştirme (Selefileştirme) projelerine, Yeni Osmanlıcılığa mı hizmet ediyor?
Yeni Osmanlıcılık, Osmanlının dağıtılmasında önemli rolü olan Suudi prenslerle mi birlikte yürütülüyor? Dolayısıyla derin NATO ile, CIA ile, İsrail ile birlikte mi yürütülüyor?
Obama’nın, Batılı liderlerin Erdoğan’a mesafeli gibi görünmesi, Türkiye’deki ABD karşıtlığını yükseltmemek, AKP’yi sıkıntıya sokmamak için mi? Aynı zamanda Batı kamuoyları da mı yanıltılıyor? Görüntü ile arkasındaki realite farklılaştırılıp geniş halk kesimlerinin resmi doğru okuması hem Avrupa’da hem de Türkiye’de engellenmeye mi çalışılıyor?
Selefileştirme, Çeçenleştirme, etnikleştirme projeleri aynı zamanda neokonzervatif anlayışa, Yeni Dünya Düzenine mi hizmet ediyor?
Hem Rusya sıkıştırılıyor, hem de Ortadoğu’daki demokratik arayışlar, bilim ve aydınlanma arayışları, tümden sıkıntıya mı sokuluyor? Bir taşla üç beş kuş mu vuruluyor?
Hem de kuşlar birbirine mi vurduruluyor?

ABD VE NATO’YA BAĞLI ORTADOĞU SÜNNİ ORDUSU

Daha önce de yazmıştım. ABD ve NATO’nun en azından son 20 yıldır uygulamaya sokmaya çalıştıkları en büyük proje Ortadoğu ordusu oluşturmak. Bunu Türkiye’nin uşaklığında, Kürtler de dahil, Sünni Araplarla (Ürdün, Mısır, Suudi vb.) Bengladeş’ten, Pakistan’dan oluşturmak istiyorlar.
Böylece Batı emperyalizmi hiçbir bedel ödemeden Ortadoğu’da NATO’ya uşaklık eden Türkiye’nin öncülüğünde NATO Sünni ordusu oluşturmuş olacak.
Rusya’ya karşı da bu ordu kullanılacak. Türkiye ve Ortadoğu’daki her tür aydınlanma ve demokratikleşme, sanayileşme, ilerleme projelerine karşı da bu ordu kullanılacak.
NATO’ya bağlı böyle bir mezhep ağırlıklı SÜNNİ ORDU, zaten bölgedeki her şeye bulaşacağından kendi iç düşmanlıklarını kendi kendisine de yaratmış olacak.
Dönüp dolaşıp varılan nokta: Türk-Kürt Mehmet, Arap Muhammet emperyalist uşaklığa mı? Biz bu duruma hangi yapısal kötülükle, hangi salaklıkla düşüyoruz? Nasıl aşabiliriz?
Yapılacak şey; Suriye, Irak, Libya, Yemen, Mısır… Derin NATO tarafından, Batı emperyalizmi tarafından ortaya koyulan bütün KARDEŞ ÇATIŞMALARINA karşı çıkmaktan geçiyor.
Bu kardeş çatışmalarına kaynak olarak kullanılan, adam devşirmeyi ve birbirini düşmanlaştırmayı kolaylaştıran tüm MEZHEPLEŞTİRME-ETNİKLEŞTİRME süreçlerine, Selefileştirme süreçlerine, Suudi politikalarına, AKP’nin İslamlaştırma ve saldırgan politikalarına tümden karşı çıkmamız gerekiyor.
NATO’ya, derin NATO’ya, tüm karıştırma ve işgal planlarına karşı çıkmamız gerekiyor.
Bölgedeki, dünyadaki tüm halkların ortaklaşması, barış içinde yaşaması, bilim ve sanattan nasibini alması, demokratikleşmesi için mücadele etmemiz gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa