Alevi gençlik hareketi

Hükümet programında yer alan Alevilerle ilgili konudaki görüşlerimi geçen haftaki “Yeni hükümetin Alevi açılımı” başlıklı yazımda paylaşmıştım. Hükümet programının Alevilikle ilgili kısmı aynen medyaya sızdığı gibi olduğu için yazı güncelliğini korumaktadır. (Okumayanlar için yazının linki http://www.evrensel.net/yazi/75334/yeni-hukumetin-alevi-acilimi)
Hükümetin ne yapıp ne yapmayacağını bir taraftan takip ederken diğer taraftan da Alevilerin ne yapıp ne yapmadığına da bakmamız gerekmektedir.
Bugünlerde Alevi gençliği önemli bir adım attı ve Alevi Gençlik Hareketi ismiyle bir platform kurdular. Bu platformda şimdilik İstanbul’da yer alan Alevi kurumlarının gençlik örgütleri yer alıyor. Ham de ağabeyleri ablalarının yaptıkları hataları tekrar etmeden onların eksikliklerini iyi gözlemleyerek yola çıkmışlar. İlk önce kuruluş toplantılarında izledim onları, sonra geçen haftaki birlik cemlerinde. Sağlam çocuklar ve sağlam adımlar atıyorlar. Açıkçası içim ferahladı, güvenim arttı.
Kurum kuruluş ayırt etmeden ama öyle ilkesiz bir birliktelik de değildi onların bir araya gelişleri, bunu hem konuşmalarında hem de pratiklerinde görebiliyorsunuz.
Onlar hem öyle ağabeyleri-ablaları gibi ‘lokma’yı sadece bir tatlı türü olarak görmeyip  inançlarını yaşıyorlar hem de Aleviliğin Kızılbaş damarına sahip çıkıyorlar. Onlar için Pir Sultan ne sadece posta oturan bir pir ne de sadece dağlarda savaşan bir isyancı, gençlik Pir Sultan’ın hem inançsal misyonuna hem de direniş ruhuna sahip çıkacak kadar bilinçli.
Kuruluşlarını ilan ettikten sonra bir cemle bir araya gelişleri ve bu cemdeki sergiledikleri duruş ve asimilasyona dur diyen cem ibadetleri beni hayli heyecanlandırdı. Dara durmasını, lokma almasını bilen bu gençlik cemevi girişinde sağladıkları öz savunmalarıyla da kendilerini gösteriyorlardı.
Alevilikte bulunan kadın-erkek eşitliğini sözde değil özde gören gençlik, oluşturdukları harekete “eş başkanlık” sistemini koymakla kalmayıp posta bir kadın zakir oturtarak bu konudaki tutumlarını pratiğe dökecek kadar ne yaptıklarını bilerek öğretilerine sahip çıkıyorlar.
Hep söylediğim gibi Aleviler Alevilikten uzaklaştıkça öğretilerinden bihaber oldukça her türlü gericiliğin, asimilasyonun, ırkçılığın taraftarı oluyorlar.  
Alevilerin kurtuluşunun kendi öz örgütlendirmelerini güçlendirmekten geçtiğini her fırsatta söylüyoruz. Aleviler herhangi bir hareketin, siyasi oluşumunun payandası olmadan, ancak zalimlere karşı, mazlumlarla ortak ve eşit ittifaklar içerisinde mücadeleyi esas almalıdırlar. Benim gençlerde gördüğüm de buydu.
Umarım ki gençlerin bu birlikteliği ve duruşunu kıskanan çevreler ve kurumların kimi yöneticileri bu birlikteliği baltalamazlar. Ancak gördüğüm o ki bu gençler o tür baltalamalara da pabuç bırakacak türden değiller.
Hızır yoldaşınız, kamber kılavuzunuz olsun gençler...
Aşk ile...