29 Kasım 2015 01:00

'Yerli ve milli milletvekili' meselesi (8)

'Yerli ve milli milletvekili' meselesi (8)

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,
Hayli zamandan beri yukardaki başlık altında kaleme aldığım meseleyle ilgili laflarken, acaba farkında olmadan kantarın topuzunu kaçırıp işi lüzumundan fazla mı uzattım, keza aynı konu etrafında fırıldak misali dönüp durduğum için sayıları Çin nüfusunu sollayan okuyucularımın giderek sabrını mı taşırdım, bunu gerçekten bilmiyorum...
Dünya ahvalinde her geçen günün ardından kimileri incir çekirdeğini dolduramayacak kertede “boş”, kimileri yürek dağlayacak kadar “nahoş” olaylar karşısında karınca kararınca da olsa düşüncelerimi sağa sola gönül rahatlığıyla pazarlamayı, hatta gerektiğinde katarlar dolusu yazılarımla “kalemşor”luğa soyunmayı nedense “fıtrat”ıma daha uygun buluyorum ağparik!
Kirvem, senin de bildiğin gibi, şu sıralar ülkemizin semalarında “akbaba”lar misali dolanıp duran “milliyeti bilinmeyen” bir uçak düşürüldükten sonra, bu uçağın Suriye’den yola çıktığını ve eski adıyla Moskof gavurlarına, şimdilerde de Sovyetler Birliği’ne ait olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz nitekim!
Nitekim, kendi payıma yüce Tanrı’nın huzurunda doğrusunu söylemem gerekirse; gökyüzünde uçan tüm kuşların, serçesinsen saksağanına; kartalından kırlangıcına, hatta “baykuş”una varıncaya kadar hepsinin de pasaport, nüfus cüzdanı veya kafa kağıdının yanı sıra, ayrıca en azından altı adet vesikalık fotoğraf taşıdıklarından az çok haberdardım ama, öte yandan ahı gitmiş vahı kalmış bunca yaşıma rağmen “demirkuş” lakaplı insan yapısı bilumum uçakların da, kuşlar misali “milliyet”leri olduğunu kesinlikle bilmiyordum zo!
Bu ve benzer türdeki sayısız cehaletlerimi bir tarafa dehleyip, bunun yerine “akil” zevatın hemen her fırsatta televizyon ekranlarından döktürdükleri incilere, bu baptaki söylemlerine bakılırsa; eskiden beri ve özellikle de şu son yıllarda Ortadoğu denen bu “petrol bataklığı”nda cirit atan, çelik çomak oynayan “kıdemli” kimi “jandarma çavuşları”nın yanı sıra, keza aynı minvaldeki hesaplarla buraları mesken tutmaya çalışan yeni yetme “usta”ların kendi aralarında sürdürdükleri “hırgür”ün boyutları giderek tadından yenmez kulvarlara doğru yol alırsa; işte o zaman insanlık alemi, amiyane deyimiyle hem “ayvayı yiyecek” hem de kıyametin habercisi olan “üçüncü dünya savaşı”na ister istemez toslayıp, dolayısıyla gökyüzünde mevlasını ararken, tam aksine cehennemin bucağında belasını bulacak ka yavrum!
Şöyle ya da böyle; “akil” adam etiketli bu şom ağızlıların laflarını ata yadigarı çalı süpürgelerimizle özenle süpürüp, bir kenara veya en yakın komşularımızdan herhangi birinin kapısının önüne her zamanki nezaketimizle boca ettikten sonra, dönüp dolaşıp günümüze dönersek; görünen o ki, öncelikle “milliyetçilik” kavramının hikmetini “yerli ve milli” milletvekilleri tekerlemesiyle “demokrasi” tarihimizin boz bulanık sayfalarına altın harflerle yazdırıp bir bakıma “icat” eden, seçimlerde gündeme taşıyıp, bunu da “Yeni Türkiye”nin refahının olmazsa olmaz koşuluna dönüştürmeyi görev belleyen cumhurumuzun başkanının, “milliyeti bilinmeyen” bu uçak vesilesiyle milliyetçiliğin kıymetini, “benim halkım”, “benim vatandaşım” diyerek yere göğe sığdıramadığı bizlere bir kez daha hatırlatması, özüme kalırsa gerçekten de “İstikbalimizin teminatı” tahtında fevkaledenin fevkinde önemli bir uyarı...
       Öyleyse?
       Öyleyse devam edeceğiz Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa