04 Aralık 2015 01:00

Cezalandırılmayan katiller!

Cezalandırılmayan katiller!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Doksanlı yıllarda faili meçhul cinayetler vardı, faili meçhul denildiğine bakmayın adı öyle konmuştu ama cinayetin kimler tarafından planlandığı, tetiği kimlerin çektiği ve kimler tarafından örtbas edildiği belli olan cinayetler bunlar. Hâlâ hesapları sorulamadı, Cumartesi Anneleri hâlâ bu katillerin peşlerindeler ve her hafta Galatasaray Meydanı’nda bu katillerin tek tek isimlerini açıklıyorlar.
Artık faili meçhul cinayetlere çok az rastlar olduk, artık faili belli yani tetiği çekenin kim olduğu bilinen cinayetler var. Artık gizleme saklama ihtiyacı duyulmadan korunan kollanan katiller var. Hani diyorlar ya yargılanma bitmeden bir kimseye katil diyemezsin öyle ama Türk Dil Kurumu böyle diyor. Türk Dil Kurumuna göre “İnsan öldüren kimseye” katil deniliyor. Tahir Elçi’nin katili, Ali İsmail Korkmaz’ın katili, Berkin Elvan’ın katili, Medeni Yıldırım’ın katili, Mehmet Ayvalıtaş’ın katili, Abdullah Cömert’in katili,  Ethem Sarısülük’ün katili,  Ahmet Atakan’ın katili, Ceylan Önkol’un katili, Uğur Kaymaz’ın katili... Liste uzayıp gidiyor.
Bu yazıyı yazdıktan sonra bu katliamlardan birinin duruşmasına katılacağım. Okmeydanı Cemevi avlusunda bir yakınının cenazesine katılan ve faili belli olan bir polisin (Sezgin K.) kurşunlarıyla öldürülen Uğur Kurt’un duruşmasına katılacağım. Uğur Kurt’un kim tarafından katledildiği belli ancak hâlâ tutuksuz. Devlet katil de olsa polisini tutuklamıyor, o yüzden de bu tür katliamlar devam ediyor.
Kimi insanlar “Devlet başka hükümet başka. Devlet bizim ama bunları hükümet yapıyor” diye itiraz etse de biz bu devletin hiçbir zaman bizim olduğunu görmedik. Dersim’e isyan, Maraş’a, Çorum’a provokasyon, Madımak’a tahrik diyerek katledilen hep biz olduk. Katledenler ya bulunamadı, ya da uyduruk cezalarla örtbas edilip kısa sürede serbest bırakıldılar. O katilleri savunanlar ödüllendirildi. Kimilerine madalyalar takıldı. Uğur Kurt’un katiline ne tür bir gerekçe bulacaksınız; üç duruşmadır kendini savunmak için ateş açtı denilerek savunuluyor ve tutuklanmıyor katil polis! Okmeydanı Cemevini çok iyi biliyorum. Oranın mensubuyum ve yıllarca da yöneticiliğini yaptım. Havaya ateş açılarak, o kurşunun Cemevi avlusundaki Uğur Kurt’a isabet edebilmesi için çizgi filmlerdeki gibi kurşunun daire falan çizmesi gerekir. İnsanın aklıyla bu kadar dalga geçecek kadar göstere göstere yapılıyor artık bu işler.
Bu bir devlet aklıdır ve devlet aklı hiç değişmiyor. Koçgiri’den Dersim’den bu tarafa bahane hazır katiller için. Onların öldürmek için bizim de ölmek için hep bir bahanemiz oluyor. Bu katiller hiç hesap vermiyor ve bizim acılarımıza yeni acılar ekleniyor. Sonra da “Devlet bizim devletimiz” deniliyor.
Ne zaman bu katiller hesap verir, ne zamanki bu katiller elini kolunu sallayarak hâlâ görevlerinin başında olmayıp olmaları gereken yerde cezalarını çekiyor olurlar o zaman biz bu devlete “Bizim devletimiz” diyebiliriz.
Hükümet istediği kadar Alevi açılımı yapsın, istediği kadar cemevlerine statü versin, o cemevlerinde katledilen çocuklarımızın katilleri hesap vermediği sürece bunların hiçbir kıymeti ve karşılığı yoktur. Aleviler yatıp kalkıp “Bizim bu cemevlerimizin hali ne olacak?” diyen insanlar değildir. Şüphesiz ki bu bir sorundur ve çözülmelidir ancak bu sorunu Alevilerin temel meselesi gibi ele almak doğru değildir. Alevilerin temel meselesi günümüzde daha çok aş, iş ve yaşam kaygısı olmuştur.
Alevi inancına, Alevi kimliğine inkarı ve asimilasyonu reddederek sahip çıkan insanlar bir taraftan yaşamlarından endişe ediyorlar diğer taraftan da kendilerinin, ailelerinin geçimini sağlayacak işi bulup bulamama kaygısını yaşıyorlar.
Yazıyı burada bırakıp cemevi bahçesinde katledilen Uğur Kurt’un mahkemesine katılmak üzere yola çıkıyorum, bakalım bu defa hangi gerekçelerle katili yine tutuklamayacak ve elinde tabancasıyla görevinin başında tutacaklar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa