Ayrımcılık, umursamazlık, görmezden gelmek
Bingöl’ün Kiğı ilçesinde 3 Kasım’da yaşanan 5.5 büyüklüğündeki deprem, bu sefer “Kiğı depremi, İstanbul depreminin habercisi olur mu”, “İstanbul’da da deprem olursa hangi önlemler alınacak” geyiğinin konusu bile olmadı!
Oysa Fizan’da bile, 4-5 şiddetinde bir deprem olsa, lafı dolandırıp, “İstanbul’da ne zaman ve kaç büyüklüğünde deprem olacak; bu depreme hazır mıyız?..” üstünden habercilik yapanlar Bingöl’ün 5.5’lik depremine itibar etmedi!
Ama onlar umursamasa da, Kiğı’da evleri, iş yerleri yıkılmış, kullanılmayacak hale gelmiş yüzlerce insan kışın giderek artan soğuğunda, yokluk ve yoksulluk içinde ne yapacağını bilmiyor.
Belki de ülkeyi yönetenler artık “ayrımcılık”ta öyle bir noktaya geldiler ki, bu topraklarda yaşayanları kendilerinden saymıyorlar!
Bugün, Türkiye’nin de altına imza attığı, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin yayımlanmasının 67. yılı.
Bildirgenin esası insanların can ve mal güvenliğini sağlamayı, barınma çalışma hakkını korumayı da devletin sorumluluğuna vermesi.
Deprem, insanın can ve mal güvenliğini olduğu kadar çalışma ve barınma haklarını da en yıkıcı biçimde ortadan kaldıran bir afet.
Demek ki, bugün depremin yarattığı yıkımı görmezden gelenler, sadece bölge halkını umursamamakla kalmıyor, imza attığı uluslararası anlaşmaları da ayak altına alıyor.
Burada da insanın aklına; “Peki bu devlet, bu hükümet ne yapıyor?” sorusu geliyor.
Tabii, halkın ne istediğini, ne hissettiğini umursamamak, önemsememek, görmezden gelmek ve ayrımcılık yapmak dışında!
Evrensel'i Takip Et