16 Aralık 2015 01:00

Hendekte 'masa' inşa ediliyor

Hendekte 'masa' inşa ediliyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kürt devrimci hareketine karşı yürütülen çok yönlü psikolojik savaşın aparatı…
Maiyet medyasındaki elemanlar mütemadiyen şunu işliyor:
‘Hiçbir sebep yokken… Durduk yerde… PKK hendek savaşı başlattı…’
İrili ufaklı trollerin diline doladığı…
Zihinlerimize boca ettikleri ana argüman şu:
“Siyasi mekanizmalarla taleplerini gerçekleştirmenin olanağına erişmişken…”
“Siyaset kanalları açıkken…”
İki misal…
İlki, Yıldıray Oğur:
“Her türlü siyaset kanalı önünde açık HDP…” (Türkiye, 13 Kasım 2015)
Ezbere devam edenlerden, Melih Altınok:
“Siyaset kanallarının açık olduğu ortamda…” (Sabah, 30 Kasım 2015)
Ne lüzumu vardı hendeğin mendeğin?!
Öyleyse… “Dış güçler”in marifeti...
Misal. Yıldıray Oğur:
Hendeği taşerona kazdırmak (Türkiye, 9 Aralık 2015)
Türkiye gazetesindeki elemanın başlığı söylüyor zaten:
“Hendekler Rus ve İran siparişi”
Yazmış, Yıldıray Oğur:
“Ortada hiçbir gerekçe yokken, seçimlerden sonra Kürt şehirlerinin yoksul mahallelerini niye ateşe verdi PKK?” (9 Aralık 2015)
“Ortada hiçbir gerekçe yokken…” ha… Böyle mi?
Hayır… Selahattin Demirtaş aynı kanıda değil…

HENDEĞİ 7 HAZİRAN’I YOKSAYAN AK-SARAY VE BAHÇELİ MHP KAZDI
Diyor ki, HDP Eş Başkanı Demirtaş:
“(Hendekleri kazdıran-ea) 7 Haziran’da, o seçim sonuçlarına saygı duyulmaması, yok sayılması, Bahçeli’nin söylemleri, Cumhurbaşkanının söylemleri. Bugün hendekleri kazdıran, yayılmasını sağlayan, barikatların kurulmasına yol açan şey odur.
Milli Güvenlik Kurulunda şöyle bir kararlaşma yaşandı: HDP farklı bir ivme ve motivasyon yakaladı ve bu gidişle bu oy artış ve nüfus artış hızı alt alta toplandığında, iki seçim olmasa üçüncü seçimde iktidardalar… Cumhurbaşkanıyla ortaklaştıkları nokta budur. 7 Haziran seçimlerinin devlet tarafından tanınmamasının nedeni budur. Şöyle denildi kabaca söylüyorum, MGK’yi dinlemiş falan değilim. Ama okuduğumuz, gelen bilgilerden toparladığımız şey bu. Şöyle deniyor, ‘Son Türk yurdunun Kürtler tarafından ele geçirilmesine az kaldı’.” (4 Aralık 2015,
http://www.birgun.net/haber-detay/demirtas-tan-carpici-iddia-mgk-da-turk-yurdu-kurtler-tarafindan-ele-gecirilecek-engellememiz-lazim-dendi-96935.html)
Pek kulak asacak halleri yok ama yine de ben vazifemi yapayım…
Her gece… Hangi dil ve söylemle, neyi nasıl düşünmemizi dikte eden ekranın gedikli fetvacılarına tavsiye ederim:
Hendekleri, Kürtlere dönük polis kuşatmasını ve devlet terörünü meşrulaştırma aracı olarak göstermeyi bırakın…
Bi’de Demirtaş’ın çizdiği çerçeveden anlamaya çalışın, ‘hendek’ dinamiğini…

AK-SARAY’IN KESTİĞİ 7 HAZİRAN CEZASI İSYAN ETTİRDİ
Harfiyat takipçileri, Demirtaş’ın yukarıda zikredilen tespitlerine aşina olmalı…
Müsaade edin hatırlatayım…
7 Haziran seçim sonucunu değerlendirirken…
Yaşananlar, ihtimal ve kaygılar olarak bu sütunda da ifade edilmişti: (http://www.evrensel.net/yazi/74272/hop-dedik-tayyip, 17 Haziran 2015
Yazılan şuydu:
“HDP barajı yıkarken iki şeyi kurdu… galiba:
Öncelikle Türkiye Kürtlerinin siyasi temsilcisi statüsünü tartışma dışı bıraktı…
Kürtlerin siyasi temsilcisi artık tartışmasız HDP!
HDP, temsilciliğini tescil ettiği Kürtlerin bi’nevi siyasi birliğini sağladı…
Ki, Tayyiban devletini ürkütenlerden biri de buydu:
Kürtlerin tartışmasız siyasi merkezinin HDP bayrağı altında tahkimi!”   
Peki, bu tablo karşısında…
“Tayyiban durdu mu?.. Duruyor mu?..
Bana pek öyle gelmiyor…”
denilmiş ve tehlikeye işaret edilmişti, o yazıda:  
“Eski/yeni… Derin/yüzey…
Devlet aklı sandıktan çıkan bu yeni Kürt blokuna takıldı…
Tayyiban AKP’sinin hedefi de sanırım rahatsızlık yaratan bu Kürt blokunu parçalamak… Olacak.”
Dahası…
7 Haziran’ın Tayyiban’ı kaygılandıran diğer sonuçlarına işaret edilirken de…
“HDP’nin Batıyla buluşması ürküttü”ğü savunulmuştu…
Kimi?
“Kürtleri ‘barış’ ve ‘çözüm’ rehinesi olarak elinde tutmak isteyen AKP olabilir mi?”
Denilmişti…
Bir yandan Kürtlerin siyasi temsilinin büyük ölçüde HDP çatısı altında bloklaşması…
Bu yetmezmiş gibi…
Laik demokrat halkın milliyetçi/şoven kuşatmayı yarmaya başlamasının işareti olarak değerlendirilebilecek…
Batılı Kürt olmayan seçmenin HDP’nin uzattığı eli havada bırakmaması...
Not edilmişti AKP’nin… Ve devletinin bekasına dönük bu tehlikeli yönelim…

ŞEYHLİ ŞIHLI…CAŞ KÜRTLERLE MASAYA OTURMA HESABI

7 Haziran sonuçlarıyla… Galiba en çok da rejimin diş bilemesine yol açan…
“Kürt devrimcileri devre dışı bırakma planı akamete uğradı…”ğı gerçeği ile…
“HDP önderliğinin akim bıraktığı Kürt’ü Kürt’e kırdırma provokasyonları…” oldu…
Ki bunun cezasız kalmayacağı, bahsettiğim ve deminden beri alıntılar yaptığım (17 Haziran 205 tarihli) o yazıda (da) vurgulanmıştı:
“ ‘Çözüm süreci’ni Kürt siyasi hareketini ‘çözme’ süreci olarak planlayanlar, rüşeym halindeki yönelimin mutlu sona ermemesi için elinden geleni yapacağı aşikar…”
Yaptılar… Yapıyorlar… Hendekler ve barikatlar durduramazsa kalleşlik yapmaya devam edecekler…
Peki… Batı yakasından da seslerin yükselmesiyle (de) hendekler durdurursa Tayyiban rejimin kanlı oyununu, ne olur?
İlkin, Saray’ın HDP ve Kürt devrimci hareketini devreden çıkararak, paralelinde icazetli Kürt-İslam sentezli hareket yaratma planı sekteye uğrar…
Ve bu hesabın parçası olan...
 “Çözüm süreci”ni ikame etmek üzere kurgulanan “milli birlik” sürecinde…
Kürtleri temsilen şeyh ve şıhlardan müteşekkil ulema heyetleri ile caş STK’lerle ‘masa’ya oturma tezgahı boşa çıkar…

BARİKATLARDA TUZ BUZ OLURSA O MEŞUM PLAN…
Hatırlayın... 1 Kasım öncesi Saray’ın Reisi, ‘Kürt kanaat önderleri’ tandansı yakıştırılan gerici güruhu toplamıştı Ankara’da…
Bu bi’bakıma yeni “masa”nın müstakbel namzetlerini maç öncesi kampa alma…
Tanıtma ve…
Kamuoyuna hazırlama temaşasıydı…
Hazretler yiyip içtikleri ve ceplerine koydukları vaatlerle kalırlar… Hendekten dönerse, Tayyiban Planı…
O halde… ise… mi?
Kürt şehirlerinde kazılan hendeklerde yeni masa çatılıyor(*)...
Halkların haysiyetli barışı ve Kürt meselesinin riyadan uzak sahici çözümünü müzakere edecek taraflarını bekliyor…
Gördüğüm bu…
Ankara da görmeli…
Ve Sabah’ın manşetindeki o basiretsizliği terk etmeli…
Hiç mi tarih bilgisi ve şuuru yok…
Ne o allasen:
“Bin defa baş kaldırsa
Bin defa başını ezeriz” (Sabah 9 Aralık 2015)
Rahmetli(ler) de böyle höykürüyordu… Lakin…
(*) Bu bapta...Ferda Koç’un Yeni Özgür Politika’daki”Barikatın Altı Boş mu?” (12 Aralık 2015) başlıklı yazısını da tavsiye ederim (http://sendika7.org/2015/12/barikatin-alti-bos-mu-ferda-koc-yeni-ozgur-politika/)


SATIR ALTINDAN NOTLAR…
4… 17… 52… 1.300.000

İtalya’ya gidemiyorum bari İtalya’yı sofraya getireyim, dedim… Kendimce.
Akşam makarna ve şarap yaptım…
Sizde ne vardı?
Şeytan kulağına… Manken kızımız Elif Ece Uzun’un da keyfi yerinde:
“Ayda 7-8 bin lira kazanınca öpüp başımıza koyuyorduk. Seçimlerin ardında işlerimiz yavaş yavaş yoluna giriyor.” (T24, 23 Kasım 2015)
Oh oh… Ne alâ…
Hayat (şimdilik) buralarda böyle… Normal.
‘Ora’larda?
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Raporu:
4 ayda 17 ilçede 52 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi, yasak 1 milyon 300 bin kişiyi etkiledi.(12 Aralık 2015)
1.300 bin kişi… Türkiye’nin nüfusu kaçtı?
Sahi milli korkumuz neydi?
Bölünmek…

KÜRDİSTAN İÇİN HAVALANDIRMA VAKTİ
Haberin Başlığı:
“Sur halkı sadece 17 saat nefes alabildi:
Yeniden sokağa çıkma yasağı ilan edildi” (diken.com.tr, 11 Aralık 2015)
‘Ora’larda gündelik hayatın rutini bu… İzliyoruz…
Sokağa çıkma yasağı… Ve arada verilen ihtiyaç molası…
İster misiniz buralarda da?..

IŞİD, ÇOCUKLARA YARDIMI DA İÇ ETMİŞ…
İtalya’da Suriyeli çocuklar için toplanan para Türkiye üzerinden IŞİD’e gönderildi. (6 Aralık 2015)
Savcı Bey ben söylemiyorum valla…
Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) Başkanı David Lewis, diyor...
Hee… Ben de öyle dedim; kati surette yalan…
Yükseleeen Yeni Tür-ki-ye-’yi çekemeyenleriiin...  

AKP’NİN PAKETİ, BAŞKANLIK RÜŞVETİ
Başbakan, seçim vaatlerinin hayata geçirileceğini açıkladı…
Takvim verdi.
Ben, mırıldanıverdim: “Başkanlık rüşveti”
Ahmet Hakan için ise vesile oldu…
İktidara “Gürül gürül övgü” dizdi. (11 Aralık 2015)
Hani pek neşeli, yerli yersiz şıkıdım şıkıdımlar için…
‘Kapı gıcırtısına oynar’ derler ya…
Ahmet Hakan da o ayarda, bu aralar…
Gözü kulağı iktidar mahfillerinde… AKP’nin şeyinde boncuk arıyor…
Mani olmak istemem…
Lakin “Gürül gürül övgü” yazarına hislerin ifadesinde ölçü tavsiye ederim…
Telafi telaşını anlıyorum… da…
Ne bu ölçüsüzlük yahu… Sakin… Bari kararınca…
İhtiyat payı… Olur olmaz, “Gürül gürül”… Ağır ol…
Mahcup olma… Daha fazla…
Beni dinlemezsen, Hasan Cemal’e kulak ver…
Zira, der ki Cemal:
“Erdoğan yeni bir referandum hazırlığı içinde.
Anayasa referandumu.
Ya da başkan babalık referandumu...
Her şey bu hedefe kilitlenmiş durumda.
Adımlar buna göre atılıyor.  
Davutoğlu’nun açıkladığı reform paketi de bu adımlardan biri.
Şu da söylenebilir:
Davutoğlu’nun paketi, Erdoğan’ın başkan babalık referandumuna açılan süreçte, ‘oy depoları’na dönük popülist bir hamledir.”  (T24, 13 Aralık 2015)
Sahi Ahmet Hakan göremiyor musun sen bunu?.. Yoksa…

YARIN EKSTRA GÜNÜ…
Sevgili okur… Doyamadım muhabbetinize… Kısmetse, yarın da buradayım… Bu haftaya mahsus… Ekstra Harfiyat yapacağız… Yalnız komayın buralarda beni… Beklerim…Bi’maniniz yoksa…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa