17 Aralık 2015 01:00

Tayyip ve AKP de FETÖ davasına dahil edilmeli

Tayyip ve AKP de FETÖ davasına dahil edilmeli

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Aksi halde yapılacak hiçbir yargılamanın meşruiyeti yoktur!..
Virgül, …
Nedenini izah ediyorum…
Tayyiban yargısı ve kolluğu,”Fethullah Terör Örgütü (FETÖ)”ye ‘Ayıklama ve tasfiye harekatı’ çekip duruyor…
Ha bire… FETÖ iş birlikçisi/elemanları yaftası yapıştırılanlar teşhir ediliyor… Tutuklanıyor…
Heyhat… Daha düne kadar “FETÖ” ortakçısı olan AKP ve şefine sual eyleyen yok…
Fakaat…
Meslektaşlarımız Can Dündar ve Erdem Gül tutsak ediliyor… 
Silivri zindanı nüfusuna kaydediliyor…
Hem de… FETÖ iş birlikçiliği… Hatta FETÖ sevk ve idaresinde ajanlıkla… Filan da itham edilerek…
“Çetelere silah taşıyan MİT TIR’ları”nın tekerine taş değmesin diye… 
Gazetecilik esaret altına alınacağına…
Sahiden “Fethullah Terör Örgütü” deşifre edilip yargı önüne çıkarılmak isteniyorsa…
Tüm bağlantılarını ortalığa saçmak arzulanıyorsa…
Tamam, anladık… 
Hariçteki “Üst akıl” cısss… Madem…
İşe, dahildeki “tepeden”… İktidarın zirvesinden… Saray ve AKP’den başlamak lazım…Değil mi!?
Ben değil, Yeni Şafak Yazarı Faruk Aksoy diyor, bunu…
Hani bi’süredir Fethullahçılar, terör örgütü… Ajan… Kripto… Filan ilan ediliyor ya…
Aksoy, suçlanan bu “Ajan” mihrakının… 
“Terör örgütü”nün iş birlikçilerinin kimliğini bakın nasıl deşifre ediyor…

‘CEMAAT VE AK PARTİ BİRLİKTE PLAN YAPTI’
Yeni Şafak’taki (3 Aralık 2015) köşesinde “Ben size işin aslını anlatayım…” şeklinde girmiş mevzuya…
Kulak verelim, anlatsın… 
Faruk Aksoy’dan uzunca bi’alıntı:
“AK Parti ve Cemaat, Kemalist yapının, Cumhuriyet tarihiyle başlayan eylemsel statükosuna karşı işbirliği yaptı.
Bürokrasiyi Cemaat, siyaseti de AK Parti şekillendirdi.
Bu planın uygulanabilmesi için Cemaat’in mi AK Parti’yi iktidara taşıdığı, yoksa AK Parti’nin mi Cemaat’i devletleştirdiği başka bir konu, bunu sonra konuşuruz.
...
Devletin tepeden tırnağa el değiştirmesi, önceki devlet yapısına itirazla başlamalıydı ve öyle de oldu.
İtiraz edecekleri ‘şey’ konusunda hemfikir olan Cemaat ve AK Parti, istedikleri ‘şey’ konusunda anlaşamadılar.
Neo Amerikancılığı, Neo Osmanlıcılık diye kakalamaya çalışan Cemaat’e, Siyasal İslam’ın, Neo Ümmetçilik haline getirilebileceği cevabını verdi, AK Parti…
Oslo, Hakan Fidan, 17/25 Aralık, MİT TIR’ları ve dershaneler, esas amacını gerçekleştirmek isteyen tarafların malzemeleri oldu.
Gerisini zaten biliyorsunuz…
Artık yeni bir evredeyiz, Cemaat tartışmasız olarak saf dışı kaldı, yani Erdoğan, yani devlet kazandı.
Gerçi Cemaat, Erdoğan’ı tasfiye edebilseydi, onlar da devlet kazandı, diyeceklerdi ya, neyse!”(Vurgular benim, ea, Yeni Şafak, 3 Aralık 2015)
Neyse, ya…

AMAÇ, ‘DEVLETİN TEPEDEN TIRNAĞA EL DEĞİŞTİRMESİ’
Demek ki neymiş:
“Müesses nizamı… Anayasal düzeni yıkıp, yerine Neoosmanlıcı… Neoümmetçi düzen kurmak”…  
Bunun için “Plan yapmak… İş birliğine gitmek...”
Solcuları vaktiyle idamla yargılatan, devlete karşı taammüden yıkıcı eylem!..
Amaç:
“Devletin tepeden tırnağa el değiştirmesi.”
Bu kadar net ifade ediyor, Yeni Şafak Yazarı…
Haklı olarak denilebilir ki… Suyunun suyuna... Yeni Şafak Yazarı’na müracaata ne lüzum vardı…
Devletin tepesinden (Saray)…tırnağına (İ. M. Gökçek misali, AKP’li Belediyeler)…
Cemaat-AKP iş birliğinin/koalisyonunun harekat planı itiraflarıyla dolu, arşiv… 
Tayyip Erdoğan ne demişti: 
“Ne istediler de vermedik…”
……
Yargıyı verdik…
Emniyeti verdik…
Ankara parsel parsel peşkeş çekildi…
Şamil Tayyarların… Arınçgillerin itiraf sağanağı böyle takip etmişti Tayyip’i…

GÜÇLÜNÜN HUKUKU, İKTİDARIN TARİHİ
Her şey kabak gibi ortadayken, hakikatin etrafından dolaşmak… 
Polis marifeti ve mahkeme hileleriyle eski ortak “FETÖ” üzerinden kendini temize çekmek…
İktidarın/gücün manipülatif tarihini inşa etmek değil mi!?
Neymiş… “Cemaat bizi kullandı… Onları bilmiyorduk, oyuna geldik….”
Bakar mısınız pişkinliğe! 
Hadi oradan!..
Yeni Şafak Yazarı’nın alıntıladığım ifadesiyle, “Devletin tepeden tırnağa el değiştirmesi” için…
Kol kola operasyon çekip, kumpas kurarken… 
“Ajanlık” yaptıklarını… “Terör Örgütü” olduklarını… Bilmiyor muydunuz?
Yeni Şafak Yazarı’nın ifadesiyle ortaklar arası paylaşımda…
“Bürokrasiyi Cemaat, siyaseti de AK Parti şekillendirdi” ise…
“Siyaseti şekillendiren Ak Parti”nin Reisi Tayyip Erdoğan, başında olduğu devletteki “paralel yapıyı” bilmiyor olabilir mi?
“FETÖ”ye isnat edilen suçların işlendiği devrin siyasi sorumlusu olarak AKP/Tayyip Erdoğan’ın…
Fethullahçıların tomografilerini çeken külliyattan… Eleştirilerden haberdar olmaması, mümkün mü!
Fethullahçıların ipliğini pazara çıkaranlara savaş açan… Silivri’ye tutsak eden…
Cemaate göğsünü siper eden AKP ve maiyetindeki medya değil miydi!
Bile bile bu sahiplenme niyeydi?
Hesaplaşma anı gelene… 17/25 Aralık dosyasını açana kadar Cemaat… “FETÖ” ile ilgili dosya ve bilgileri neden sakladı İktidar ve Reis’i?
Bunun sorulması gerekmiyor mu?

‘CİN ALİ’Yİ SAVUNAN TAYYİP ERDOĞAN DEĞİL MİYDİ!
Misalle devam ediyorum…
Savcı iddianame hazırlamış… 2005’den 2010’a kadar yapılan merkezi sınavların ekseriyetinde usulsüzlük yapılmış… Sorular çalınmış…
Ve müsebbibi olarak Eski YÖK Başkanı “Cin Ali”nin 7.5 yıl hapis isteniyor…da…
Bilhassa 2010 yılında… KPSS’de “Soru dağıtıldı” diye birileri feveran ederken… 
“Cin Ali”yi eleştirenlere, “şerefsiz” diye hakaret eden Tayyip Erdoğan değil miydi!?
RT Erdoğan’ın “ÖSYM’nin başındaki değerli bir bilim adamı” ilan ettiği zat, 7.5 yılla yargılanırken…
Zamanın siyasi sorumlusu Başbakana hiç mi sorulmayacak, “Ne iş!” diye…
Hadi biz AKP’nin salağa yatmasını yedik…
Gazozlarına ilaç atıldığını kabul ettik…
İyi ama hukuk…hukuksa… 
Sahiden bağımsız yargı varsa… Bu mizanseni kabul etmemesi… Sorgulaması lazım… İdi.

TRAFİKTE ‘BİLMİYORDUM’ DİYEMİYORSAK…
Cemaat-Erdoğan ortaklığının karinelerini yok saysak bile…
Temel hukuk düsturu ortada:
‘Kanunu bilmemek… Suçluyu tanımamak mazeret değil…’
Kırmızı ışıkta geçen sürücü, “Bilmiyordum… Fark etmedim” dese… Trafik polisi, af dileyip, yoluna mı gider?
Ya da…
Manav, ortağı uyuşturucu satıcısı çıkmışsa… 
Tezgahı eroin deposuna çevirmişse…
“Ortağımın bu hallerini bilmezdim komşular… Kandırıldım valla hakim bey” savunmasını, mahkeme nasıl karşılar?
Trafikte uygulanan… Manav için çalışan adli muhakeme İktidar’a sökmez mi!?
Ne münasebet canııım..ise… cevap…
Yargının, FETÖ davasında AKP/İktidar kurmaylığı hakkında da”Buyurun” davetiyesi çıkarması beklenmez mi?..
“Suç örgütü liderliği…” Hadi olmadı…
En azından “Yardım ve yataklık”… “Bilmeden suça iştirak…” “Görevi kötüye kullanma…” Filan iddiası/şüphesi araştırılamaz mı… idi!

ADALET GÜÇLÜNÜN KORUMASI, ERDEM VE CAN’IN ESARETİ Mİ
Eee... Aksi olmaya devam ederse… 
Zamanın Başbakanı (RTE) dahil AKP elitlerini kapsamayan bi’FETÖ Davası…
İktidarın zirvesini soruşturmaya/yargılamaya dahil etmeyen adli sürece, nasıl  güvenilsin ki!?..
Dahası… Bunları yapmadığı sürece, mahkemelerin hiçbir yargılaması meşru değildir… Kanımca.
Cemaatin kirli çamaşırları seni… Sizi ‘Ak’lamaz…
Fethullahçılar suç örgütüyse… AKP suç örgütünün daniskasıdır… İddiası dahi öne sürülebilecek… İken… 
Meslektaşlarımız Can Dündar ve Erdem Gül’den FETÖ angajmanlı ajan çıkarmaya çalışmak, hukukun (yine ve yeniden) katlidir… 
Ayıptır… Günahtır… Zulümdür…

SATIR ALTINDAN NOTLAR

KİTAP TOPLATMA MEVSİMİ AÇILDI

Başbakan dedi ya…
“En aykırı fikri savunmak isteyene hodri meydan, savunsunlar. Nerede ne söylemek istiyorlarsa söylesinler.” (15 Aralık 2015)
Adalet müessesi de anında icabına bakmış…
Abdullah Öcalan ve Hasan Cemal’in iki eseri ile Tuğçe Tatari’nin “Anneanne Ben Aslında Diyarbakır’da Değildim” kitabına toplatma kararı vermiş…
Gerekçe... Bildiniz: Terör örgütü propagandası yapmak…
Başbakan ne demişti:
Siyaset kapısı açık (15 Aralık 2015)
Açık da… Nereye “açıldığı” mevzusu pek karışık…
“Siyaset kanalları açıkken hendek kazmak da ne!”ciler… Vağ mı bi’izah tağzınız?

‘TEMİZLİK’ KUMPASI
Başbakan Davutoğlu güvence vermiş:
“En aykırı fikri savunmak isteyene hodri meydan, savunsunlar. Nerede ne söylemek istiyorlarsa söylesinler.” (15 Aralık 2015)
Davutoğlu’nun ipiyle kuyuya inmeye niyetlenenleri uyarmak isterim:
Tahir Elçi… 
“PKK terör örgütü değildir” dedi, CNN Türk’te…
Saray medyası linç etti… 
Davutoğlu’nun adına güvence verdiği yargı, “arama” kararı çıkardı Baro Başkanı hakkında…
Apar topar gözaltına alındı… İstanbul’a getirildi… 
Tutuklanma talebinin geri çevrilmesine sevindik...
“Terör örgütü propagandası” suçundan 7.5 yıl hapsi istendiğinde 6 Kasım 2015.. idi.
Kim vurdu mizanseninde yere serildiğinde, tarih 28 Kasım 2015… idi.
Keşke tutuklansaydı çektik… “Temizlediler…”
Temizlik, demişken…
Davutoğlu “Temizlik” haberi de verdi, aynı konuşmasında…
“Özellikle Cizre, Silopi, Nusaybin, Dargeçit, Yüksekova…bu ilçeler temizlendi.” Artık…
“Temizlik”… Steril… Ari… Hitler… Çağrıştırıyor bi’şeyler değil mi?

KURTULUŞ TAYİZ’DEN AL ‘KATLİAM’ HABERİNİ
Başbakan, “temizlenen ilçeler” listesini verdi…
Saray’ın özel savaş medyasından, “Kürt masası” personeli Kurtuluş Tayiz de boş durmamış, çalışmış…
Yeni “temizlik” mıntıkasını bildirdi…
“Devlet bu kez Sur’da daha büyük bir müdahaleye hazırlanıyor”muş…
Ama öyle böyle değil… miş:
“Diyarbakır Sur’da devam eden PKK’nın ‘özyönetim’ çılgınlığına bu kez tümden son verecek bir harekat hazırlığının sürdüğü…”
Katliama psikolojik olarak hazırlama… 
Halkı yıldırma, korkutma ve kaçırma…vazifesini yerine getirmiş… Daha ne yapsın…

MARKAR ESAYAN KOPTU GİDİYOR…
Markar Esayan’ı takip ediyor musunuz?..
Yazarken fark ettim… Soru biraz tuhaf kaçtı… Zira bilhassa AKP Vekili olduktan sonra… Dur durak bilmiyor… Tutana aşk olsun!..
Özel dosya açmıştın bi’ara, Sayın Reis’ini yalayıp yutmalarını kaydetmek için…
Baş edemedim, vazgeçtim…
Yazıları nasıl olsa arşivde, rastgele çek birini, ne lüzumu var… dedim.
Fakat geçen ‘24 TV’de kendini aştı:
“Sayın Cumhurbaşkanı büyük bir siyasi deha ortaya koyarak G20 Zirvesi’ni…” (24 Kasım 2015, Politik Eksen)
Bi’şey yapmış ama… “Büyük bir siyasi deha…” dehasını duyunca… tutuldum, Reis’in G-20’ye ne yaptığını not edemedim…
Fakat şu kadarını söyleyerek bağlayayım... 
Markar Esayan’ın Tayyip hayranlığı iyice rayından çıkmış…
Bahşedilenin kefaretini ödeme vaziyetini o kadar abartmış ki…
Türkiye’nin kaderi ile Tayyip’in istikbalini bir ve aynı şey haline getirme propagandasının suyunu çıkarıyor…
Yakıştırmıyorum… Peki, okuyun siz karar verin:
“Seni başkan yaptırmayacağız sloganı, halka değil, Türkiye’yi kontrol etmek isteyen ittifaka verilmiş bir parolaydı. Tercümesi “Türkiye’nin ayağa kalkışına engel olacağız” idi.
Tayyip ile “Türkiye’nin ayağa kalkışı” arasında kurulan bağa bakar mısınız… 
Var mı mübalağa yazdıklarımda?
Bu arada… Demirtaş’a da sual ederim:
Yeni parola ne?
“HDP’deki Erdoğan seviciler” beyanı, Ahmet Hakan dahil, iktidar mahfilinde infial yarattı da…

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa