Türkiye: Avrupa’nın açık hava hapishanesi
Fotoğraf: Envato
Dün Brüksel’de toplanan ve bugün sona erecek AB zirvesinin en önemli gündemi tahmin edilebileceği gibi sığınmacı akını ve ona bağlı olarak Türkiye ile ilişkiler. Zirve öncesinde basında çıkan haberlere bakılırsa AB’nin, özellikle en çok sığınmacının ulaştığı Almanya’nın keyfine diyecek yok. Çünkü, sığınmacı akınını engellemek için Türkiye’yle yapılan görüşmeler sonuç vermeye başlamış...
Dün Bild gazetesinde yer alan habere göre, AB Komisyonu zirveye katılacak liderler için bir rapor hazırlamış. Raporda Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşan sığınmacı sayısının hızla düştüğü somut rakamlarla anlatılıyor. Örneğin eylül ve ekim aylarında günde ortalama 6 bin 790 sığınmacı Avrupa’ya ulaşırken, bu rakam aralık başında ortalama 3 bin 731’e düşmüş.
Hal böyle olunca, AB zirvesinde sığınmacı sayısının yarıya düşürülmesinin “başarısı” kutlanacak ve bundan sonra aynı yönde atılacak adımlar ele alınacak.
Bu “başarı” elbette AB’nin Türkiye’nin sınırlar duvarlarını yükseltilmesi ve güvenlik önlemlerini arttırılmasıyla açık cezaevine dönüştürülmesinden kaynaklanıyor.
Başka bir değişle Türkiye, AB tarafından mecazi anlamda değil, gerçek anlamda bir hapishaneye çevrilmiştir.
AKP Hükümeti’nin Kürtlere, demokrasi güçlerine, aydınlara yönelik saldırıları karşısında sessizliğini koruyan AB liderleri ve kurumları, ülkenin hızla bütün kesimler için cezaevine dönüştürülmesinde sakınca görmediği için kendi cephesinden gereken her türlü desteği vermeye devam ediyor.
Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan ve basında yer alan “Avrupa’nın Bekçisi” başlıklı rapor da bunu açık olarak gösteriyor.
Raporun dikkat çektiği iki önemli nokta var.
Birincisi, AB tarafından Türkiye’ye verilen yardımlar “Tutuklama Merkezleri”nin kurulması için kullanılıyor. Gelen sığınmacılar aylarca, yıllarca bu merkezlerde tutulacak, geldiklerine bin pişman edilecek. İkincisi de Türkiye, Suriye ve Irak gibi savaşın hakim olduğu ülkelerden gelenleri geri gönderecek. Bu da en temel insan haklarından biri olan sığınma hakkının yok sayılması anlamında geliyor. Hem de “insan haklarını” her şeyin üstünde tuttuğunu ileri süren AB’nin desteğiyle...
Erzurum ve Osmaniye’deki kamplarda tutulan 50 sığınmacıyla görüşülerek hazırlanan raporda, insanlara işkence edilerek sınır dışı edilmek istendiği yer alıyor.
AKP Hükümetini gardiyan, Türkiye’yi de açık hava hapishanesine çeviren AB, elbette bununla yetinmeyecek. Şimdi Türkiye üzerinden alınan önlemlere bir yenisi eklenmek isteniyor.
Yine AB Komisyonu tarafından zirveye sunulan öneriye göre, AB’nin sınırlarını korumakla görevlendirilen Frontex’in yerine “Ajans” diye yeni bir güvenlik birimi kurulmak isteniyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “cesaretli bir öneri” diye tanımladığı plan, açık bir şekilde AB üyesi ülkelerin “ulusal egemenliği”ni rafa kaldırıyor. Tek tek ülkelerin kara ve denizden sınırlarını nasıl koruyacağına Brüksel karar verecek. Bunu yerine getir(e)meyen ülkelerin sınırları “AB Ajansı” tarafından doğrudan korunacak.
İnsansız hava araçlarının da devreye konulmasının önerildiği planın özünü, “Bugüne kadar gönüllülük temelinde Frontex sınırları koruyordu. Artık buna son veriliyor. Sınırlarını koruyamayan ülkelerin sınırları AB tarafından korunacak, sığınmacı geçişi engellenecek. Raporda bir çok kez ifade edilen ‘riziko ülkesi’nden asıl olarak Yunanistan katediliyor.” (Junge Welt, 16.12.2015)
Böylece Yunanistan’ın ekonomiden sonra sınır güvenliğine de AB el koyacak. Dolayısıyla Yunanistan-Türkiye sınırı da artık Almanya başta olmak üzere değişik ülkelerden gelecek polisler tarafından korunacak.
Gelinen aşamada AB’nin Avrupa sınırlarını korumak için attığı ve atacağı her adım Türkiye’yi çok daha fazla açık hava hapishanesi çevirecektir. Bu elbette hem Türkiye içinde pek çok yeni soruna yol açacak hem de temel bir insan hakkı olan sığınma hakkının fiilen AB tarafından yok sayılması neden olacak.
AKP Hükümeti ise AB tarafından verilen siyasi ve maddi rüşvetler karşılığında ülkeyi hem sığınmacılar hem de rejimin baskısı altındaki bütün kesimler için cezaevine dönüştürmekte sakınca görmemiştir.
- Almanya seçimlerine doğru: Muhafazakarlar aşırı sağcılaşıyor 31 Ocak 2025 04:47
- Avrupa Trump’a karşı durabilecek mi? 24 Ocak 2025 04:15
- 2. Trump döneminde Avrupa'yı neler bekliyor? 17 Ocak 2025 04:58
- Avusturya'dan Güney Kore'ye siyasi krizler ne anlama geliyor? 10 Ocak 2025 04:08
- Almanya ABD’nin arka bahçesi mi? 03 Ocak 2025 04:54
- Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele 27 Aralık 2024 04:19
- Romanya seçimleri, TikTok ve AB'nin demokrasi anlayışı 20 Aralık 2024 05:25
- ‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine 13 Aralık 2024 04:24
- Avrupa'da 'siyasi kriz' hayaleti dolaşıyor 06 Aralık 2024 06:40
- Almanya'yı savaşa hazırlıyorlar 29 Kasım 2024 06:45
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12