19 Aralık 2015 01:00

Had bildirmek!..

Had bildirmek!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Had bildirmeye ne kadar da hevesliler var bu ülkede... Güçlü olduğuna ya da gücü temsil ettiğine inanan herkes, gözüne kestirdiğine haddini bildiriyor!.. Tabii en başta devlet!.. Ekonomik ve askeri anlamda en büyük gücü elinde tutan bir yönetim aygıtı olarak eşitlik ve özgürlük isteyen halklara haddini bildirmekte üstüne yok!.. Silahlarıyla ve “güvenlik gücü” etiketi altında beslediği psikopat katil sürüleriyle insanlara musallat olmaya, zulmetmeye ve kan dökmeye doymuyor bu barbar mekanizma... Ve ne yazık ki güce tapan anlayış bütün toplumsal alanlarda hakimiyetini sürdürdüğü için de zorbalıklar, meydan okumalar yadırganmak bir yana giderek daha çok kanıksanıyor ve doğal karşılanıyor.
Futbolda da durum farklı değil... Galatasaray’ın Kaptanı Selçuk İnan, Beşiktaş maçının hakemi Mete Kalkavan için “Benimle konuşurken haddini bilecek” diyor. Beşiktaş yenilgisinin sorumluluğunu Mete Kalkavan’a yüklemekle kalmıyor, sözü aynı hakemin daha önceki icraatlarına(!) getirip onu hedef tahtasına oturtuyor. Ne de olsa, koskoca Galatasaray’ın kaptanı... Kendisini ezdirecek hali yok ya?.. Hem hakem dediğin; yöneticilerin, medyanın, futbolcuların ve taraftarların gözünde “şamar oğlanı” olmaktan başka nedir ki?..
Selçuk, aslında hakemler hakkında hiç konuşmazmış ama kötü niyet hissettiği için bu kez kendisini tutamamış!.. Bu sezon 3 cezasını da Mete Kalkavan yüzünden aldığını söylerken, kendisine yönelik özel bir “gıcık olma” durumunun varlığından şüphe ettiğini dile getiriyor. Ayrıca Mersin İdmanyurdu maçında Mete Kalkavan’ın kendisine gösterdiği kırmızı kartın haksız olduğunu ima ediyor. Düpedüz zırvalıyor... Mersin maçındaki hareketinin karşılığı tartışmasız kırmızı karttı çünkü...
Son derbide de Mete Kalkavan’ın, takdir haklarını hep Beşiktaş lehine kullanıp kendilerini ince ince doğradığını iddia eden Selçuk, yenilgiye ideal(!) bir kılıf yaratmış oldu... Konuşmasının sonunda iyice coşan deneyimli oyuncu, son 4 yılda 8 kupa kazandıklarını ancak bu durumu çekemeyen insanların değişiklik istediklerini belirterek komploculukta ve paranoyada sınır tanımadığını da gösterdi.
Evet, her şey kesinlikle Selçuk’un dediği gibi olmuştur. Galatasaray çok iyi oynamış, Beşiktaş’a adeta nefes aldırmamıştır; ancak sarı-kırmızılı ekibin son yıllarda kazandığı kupalardan rahatsızlık duyan ve bu gidişatın değişmesini isteyen insanlar hakemi ayarlayıp sonucu belirlemişlerdir!.. Ülke futbolunun en önde gelen oyuncuları arasında yer aldığı kabul edilen Selçuk için gerçekten de trajikomik bir durum oluşturuyor bu açıklamalar... Belli ki, kafası hem karışık hem de koşullanmış... Böyle bir kafadan çıkan düşünceleri ciddiye almak ise elbette mümkün değil...
Mustafa Denizli’nin maç sonundaki açıklamalarının da Selçuk’un söylediklerinden farkı yok!.. O da hakemin kendilerini lime lime doğradığından yakınıyor.
Maç boyunca rakip kaleye doğru dürüst tek bir atak yapamayan, tek bir gol pozisyonu üretemeyen bir takımın teknik direktörü bile yenilgiyi hakemle ilişkilendirebiliyorsa, futbolumuzun vay haline!...
Zaten bu ülkede kim yapamadıklarından dolayı yenilir ki?.. Yenilgilerin tek sorumlusu her zaman dış faktörlerdir.
Sorumluluklardan kaç(ın)ma ve sorumlulukları başkasına yıkma alışkanlığının yanı sıra özeleştiri kültürünü bir türlü benimse(ye)memek işte böyle utanç tabloları doğurabiliyor...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa