Tek cümle
Fotoğraf: Envato
İlber Ortaylı’yı 1960’lı yılların ortalarından başlayarak tanırım ve uzaktan da olsa izlerim. ’68 kuşağının en bilgili, donanımlı gençlerindendi. Henüz yirmi yaşındayken benim de ara sıra yazdığım Yön dergisinde yazılar yayımlardı. Doğan Avcıoğlu onun için, “Siyasetçi olursa Türkiye’de çok şeyi değiştirir, bilim adamı olursa bütün dünyada saygın bir yer edinir” derdi.
Ben, Ortaylı kadar öğrenme tutkusuna sahip bir insana rastlamadım. Üstelik, öğrendiğini belleğine öyle bir düzenle yerleştirir ve gerektiğinde o bilgiyi belleğinden öyle olgun biçimde, bir kitap paragrafı gibi çıkarıp kullanır ki, böyle üstün bir belleği ben yalnızca, çaldığı piyano eserlerinin toplam tuşe sayısının dört milyon dolayında olduğu 16 yaşındaki bir piyanistimizde gördüm. Hemen belirteyim: Bellek üstünlüğünde asıl aranan, nicelikten çok, niteliktir, anlamdır. Çağımızın en üstün bilgisayarları, bilginin derinindeki teori değerini ve sanatsal anlatımın derinindeki anlamı ayırt edemez.
Geçenlerde, gecenin geç vakitlerine kadar uzayan bir televizyon programında İlber Ortaylı ile değerli bir bilim adamı (jeolog) olan Celâl Şengör’ün konuşmalarını izledim. Ortaylı, konu kapsamında sergilediği bilgilerden çıkarılması gereken sonuçları ayrı bir özenle belirtiyor, Şengör ise bildiklerini coşkuyla söylüyor, ama o sözlerden ne gibi bir sonuç çıkarılacağını umursamıyordu. Bana öyle geldi ki, cerbezeli bir aydın görünümündeki Şengör’ün yarattığı gerilimli hava olmasa, onu televizyon programlarına çağıran pek çıkmaz. Çünkü televizyonda izlediğim kadarıyla Şengör, bilginin derinindeki anlama önem veren bir konuşmacı değildi. Ondan alıntılayacağım tek bir cümle, bu gerçeği ortaya koymaya yeter:
Sayın Şengör, konuşmasının bir yerinde “Sosyalist düşüncenin dogmatik” olduğunu söyledi. Oysa doğru olan, bu yargının tam tersidir. Dogmatizmin karşısında olan tek teorik ve ideolojik kavrayış, sosyalizmin özü sayılan diyalektik mantıkta yer alır: Sosyalist teori, gerçekliği yansıtan yöntemin ancak TEZ ve ANTİTEZ karşıtlığından doğan SENTEZ olduğunu belirtir. Ve kullandığı bu mantık yöntemiyle dogmatizmin sadece TEZ’den oluşan ısrarcılığını boşa çıkarır.
Bay Celâl Şengör hakkında benim yargıda bulunmama gerek yok: O, yukarıdaki tek cümleyle kendini tanıttı.
- Veda yazısı 01 Nisan 2019 19:40
- İki konu bir de sav söz 11 Mart 2019 20:05
- Atabaş'ın ardından 04 Mart 2019 19:30
- Ceyhun Atuf Kansu 25 Şubat 2019 23:10
- Fenerbahçe’nin Hâl-i Pür Melâli 19 Şubat 2019 01:19
- Beyin Göçü 12 Şubat 2019 00:33
- ‘Selim Ağbi’yi hatırlarken 05 Şubat 2019 00:00
- İstanbul Müzik Festivali 21 Ocak 2019 23:40
- Fiyatlar yasayla düşer mi? 08 Ocak 2019 00:24
- Ankara’da yeni bir dönem mi? 01 Ocak 2019 00:34
- Erdal Erzincan'la halk müziğimiz üzerine (2) 25 Aralık 2018 00:05
- Erdal Erzincan’la halk müziğimiz üzerine (1) 18 Aralık 2018 02:47