Zombiler ülkesi
Fotoğraf: Envato
Nobel ödüllü bir bilim insanı… Aziz Sancar… Bilim alanında Nobel ödülü alan ilk Türk Bilim insanı olarak haberi yapıldı. Türkiye’de yaşamıyor. Bütün araştırmaları başka bir ülkede başka kurumlar tarafından destekleniyor. Ama Türkiye’de yaşayanlar “bir Türk bilim adamı Nobel ödülü aldı” diye sevindi. Orhan Pamuk bile Nobel ödülü aldığında bu kadar sevinilmemişti. Ama Aziz Sancar hemen sahiplenildi. Gerçi birçok insan hala Aziz Sancar’ın neden ödül aldığını bilmiyor; sorsanız bunu söyleyebilecek olanların sayısı belli…
Suriyeli bir bilim adamı… Suriye’deki iç savaştan kaçmış gelmiş. Ailesinin büyük kısmını bombardımanda kaybetmiş. İki çocuğuyla birlikte Türkiye’de yaşıyor. Mide kanseri… Türkiye’deki üniversitelerde çalışmak için çalışma izni alamamış. Sigortası olmadığı için tedavi de edilemiyor. ABD’ye iltica talebinde bulunmuş. Kabul edilmiş. Obama’dan özel ilgi görmüş. Bu ilgiyi görmesinin nedeni, alanında önemli bir bilim insanı olması; yazdığı kitaplar ders kitabı olarak okutuluyor... Türkiye’de yetkililer sahiplenmemiş Suriyeli bilim insanını, Aziz Sancar’ı sahiplendikleri kadar… Muhtemelen “bizden değil” diye sahiplenmemişlerdir. Aziz Sancar da “bizden” ya… Her ne kadar çalışmalarını Türkiye’de sürdürmese de…Çalışmalarını Türkiye’de sürdürseydi, bu ödülü almasını sağlayacak devlet destekli olanaklara sahip olur muydu? Hayır… Yani aslında Aziz Sancar ya da onun gibi Nobel ödülü alabilecek veya alma potansiyeline sahip insanlar da sahiplenilmemiş ya da sahiplenilmiyor. Tıpkı sosyal psikoloji alanının dünyaca ünlü bilim insanı Muzaffer Sherif’in sahiplenilmediği gibi… Bu yüzden soyadının Şerif olarak değil de Sherif olarak anılmasını tercih etmişti. Muzaffer Sherif’in sahiplenilmemesi siyasi nedenlerden kaynaklanıyor. Hatırlatmakta fayda var, o da ABD’de sürdürdü çalışmalarını.
ABD kapitalizmi akıllı tabii… Dikkat ederseniz Aziz Sancar da ABD’de sürdürüyor çalışmalarını. Suriyeli bilim insanı da artık ABD’de sürdürecek çalışmalarını. ABD iyi sahipleniyor böyle değerli insanları.
Değer verme anlamında bilim insanını sahiplenme konusunda pek de iyi bir sicile sahip değil Türkiye’yi yöneten siyasetçiler. Her dönem böyle olmuş. Ama çocukları sahiplenme konusunda sicili fena sayılmaz. Ne de olsa o çocuklar büyüyüp bilim insanı olacaklar… Ya da belki de olamadan, okul sınırları içinde vurulacaklar bir kör kurşunla ya da ezilecekler bir tankın altında… Zaten burada kastettiğim sahiplenme, efendi (sahip) – köle ilişkisi anlamında. Köle şartlarında sahipleri tarafından çalıştırılan bir milyon civarında çocuk işçi ve en son ülkelerindeki iç savaştan kaçıp da Türkiye’de köle şartlarında,gelişen ve büyüyen her sektörde (tekstil, inşaat, vs.) çalıştırılan Suriyeli çocuk işçiler... Ee, kendi (!?) çocuklarına sahip çıkmayan bir toplum, Suriyeli çocuklara neden sahip çıksın, kol kanat germek, özen göstermek ve eğitim hakkını sağlamak anlamında… Suriye’nin iç savaşından kaçanlardan beslenen bir çocuk çalışma kampı oluşmak üzere Türkiye’de… Hem de Avrupa Birliğinin desteğiyle…
Garip bir ülke vesselam… Çocuk olamadan, çocukluğunu yaşamadan terörist damgası yiyen, bir sapkına gelin giden, gelişen (!) ve büyüyen (!) sektörlerde köle işçilik yapan, öğretmenlerinden ve okulundan yoksun bırakılan, yarış atı gibi ve kendisine yabancılaştırılarak sınavdan sınava koşturulan, başarılı olanlarının/sanılanlarının ise duyarsız yetişkinlere dönüşeceği çocuklarla dolu… İnsan mı yetiştiriyoruz, yürüyen ölüler mi belli değil… Bir Zombi filminin platosu gibi sanki bu coğrafya…
- Eğitimde reform… Kim için ve ne için? 15 Ekim 2016 00:26
- İhtisaslaşmış kölelik 17 Eylül 2016 00:11
- Meslek liselerinin devri? 10 Eylül 2016 00:56
- Mültecilik, kölelik midir? 03 Eylül 2016 00:54
- Özgürlük, adaletten başka bir şey değildir 06 Ağustos 2016 00:51
- İnsan olmak, demokrasi ve yabancılaşma 30 Temmuz 2016 01:00
- Demokrasi eğitimi ve demokrasinin neresindeyiz? 23 Temmuz 2016 00:51
- Vatandaş mı, yandaş mı, düşman mı? yoksa insan mı? 16 Temmuz 2016 00:51
- Yabancı öğretmen yetiştirme düzeni 09 Temmuz 2016 01:00
- Performans kaygısı 02 Temmuz 2016 01:00
- Maarif Vakfı Kanunu 25 Haziran 2016 00:51
- Başka bir seçenek hakkı için: ‘Yeter Artık’ 18 Haziran 2016 00:13