05 Ocak 2016 01:00

Diyanetten rest: Cemevlerine ibadethane statüsü verilemez!

Diyanetten rest: Cemevlerine ibadethane statüsü verilemez!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yine Diyanetin, “din tarifi”; yine Diyanetin, “inanç yapıcılığına girişmesi”; yine Diyanetin dönüp dolaşıp cemevlerine ibadethane diyen Alevilerin “İslam dışı” görülmesi;... yine “bir dine inanıp inanmamanın ya da nasıl inandığının” tartışmaya açılması; illa da “benim dinim herkesin dininden iyidir” saçmalığının bilimsel bir gerçek olarak savunulmaya devam edilmesinde ısrar!

AĞIRBAŞLI DİYANETTE BU TELAŞ NİYE?

1500 yıldır sürdürülen bütün din ve mezhepten kişilerin egemen din ve mezhep anlayışına bağlanması kavgasında, “Benim dediğim gibi inanıp ibadet etmeyen kafirdir” kavgasının devamında ısrarla karşı karşıyayız.

Diyanet ve onun Başkanı Prof. Mehmet Görmez çok tedirgin, hatta telaşlı. Bu yüzden de her zamankinin aksine, “Aman statü demeyin” diye Hükümeti de uyarıyor. Öyle ki daha Hükümet, “Cemevlerinin statüsü”nden neyi kastettiğini söylemeden Diyanet İşleri Başkanı Görmez; “Cemevlerine ibadethane statüsü verilmemesini ”Diyanetin, hatta “İslam inancı”nın “kırmızı çizgisi” olduğunu açık seçik ilan etti. Öyle anlaşılıyor ki Görmez, Hükümeti “yanlış” açıklamalar yaparak kendisini “boşa düşürmesini” ama en çok da “Diyanetin zora düşürülmesi”ni önlemek istiyor. Çünkü Hükümet, “Diyanetin kırmızı çizgisini” anlamayıp o çizgiyi aşan bir “statü” tarif etmeye kalkarsa, bunu geri çevirmek Diyanet için daha zor olurdu!

DİYANET NASIL CEMEVLERİ İSTİYOR!

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 64. Hükümet Programı’nda yer alan, “Cemevlerine hukuki statü verilmesi”ne değinerek şunları söylüyor: “Cemevlerinin caminin alternatifi, başka bir inancın mabedi gibi gösterilmesi kırmızı çizgimizdir... Bizim daima iki kırmızı çizgimiz olmuştur, bundan hiçbir zaman vazgeçmedik. Bir tanesi; Aleviliğin İslam’ın dışında bir yol olarak tarif edilmesi. İkincisi de; Cemevlerinin caminin alternatifi, başka bir inancın mabedi gibi gösterilmesi.”

Diyanet İşleri Başkanı bu sefer lafı dolandırmadan söylüyor: “Cemevlerinin ibadethane kabul edilmesini istemiyoruz. Bu Cemevlerini caminin alternatifi haline getirir.”

Bunu Diyanetin isteyip istememesi diye bir tercih yoktur. Çünkü Aleviler Cemevlerini bir ibadet yeri olarak görüyorlarsa, ibadet yeridir. Yok Aleviler, “Cemevleri ibadet yeri değildir sadece bir kültür ve sosyal ilişkileri geliştirme kurumlarıdır” diyorlarsa öyledir.
Bugün devletin ve Diyanetin, Alevilerin bin yıldır ibadethane kabul ettiği Cemevlerini ibadethane kabul etmeme diye bir problem vardır. İşin teolojik boyutu zaten teolojistlerin işidir.

Alevilerin istediği de devletin Aleviliğe karşı yüzlerce yıldır, katliam, baskı ve asimilasyon karşısında Alevilerin inanç özgürlüğünü kabul ettiğini, bunun gereği olarak da cemevlerinin ibadethane olarak tanıdığını ilan etmesidir. Bu da yüzlerce yıllık mücadelelerine bakıldığında “Alevilerin kırmızı çizgisi” gibi görünmektedir.

AILEVİLERİN EN TEMEL TALEBİ İSLAM DIŞI SAYILIYOR

Bu tartışma, AKP Hükümetinin Diyanet üstünden “kırmızı çizgisini yenileyerek, “Cemevlerine ibadethane statüsü vermeyeceğiz” diye ilan etmesi, “ilahiyatçılar” ya da polika erbabı arasındaki bir tartışmaya katılmak için öne sürülen bir görüş değildir. Tersine bu, “Cemevlerine ibadethane statüsü veremeyeceğiz” tutumu, Türkiye topraklarında yaşayan milyonlarca Alevinin, bin yıllık varlık-yokluk mücadelesinden gelip dayandıkları yer de baş taleplerini kabul etmeyeceğiz” demektir.

Ve bu tutum ya da milyonlarca Alevi’ye rest çekme tutumu: Şii-Sünni çatışmasının Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de bir iç savaşa dönüştüğü gibi bütün Körfez ve Arap Yarımadası’nda da bu çatışmanın alevlerinin büyüdüğü koşullarda ortaya konmuş bulunmaktadır. Öte yandan da Sünniler kendi içinde de IŞİD belasıyla da ayrıca uğraşmaktadır.

Türkiye’de mezhepçilik IŞİD’cilik, geleneksel cihatçılıktan devlet “Sünniliği”ne kadar geniş bir yelpazede Alevi-Sünni karşıtlaşması olarak biçimlenmektedir. Diyanet bu “Cemevlerine ibadethane statüsü verilemez” diyen tutumuyla, zaten tutuşmuş olan ateşe benzin dökmektedir.

DİYANETİ AKP HÜKÜMETİ İZLEYECEK!

Ortadoğu’daki mezhep çatışmalarında taraf olmaya pek hevesli olan Erdoğan-Davutoğlu yönetimi, “Sünni İslam”ın liderliğine oynamaktadır. Ve bu heves kendi ülkesinde Alevileri bastırmaya yönelmeyle de birleşecek görünmektedir.

Diyanetin bu “statü” çıkışı, bunun işareti olarak görülmelidir.

Bu yüzden Hükümet, bu statü tartışmasını “Cemevleri ibadethanedir” talebini dışlayarak cemevlerine statü tanımaya kalkarsa, belki Aleviler içinde de çatama yaratabilir ama Hükümetle Aleviler arasında daha büyük bir yarılma yaratacağı da besbellidir.

Elbette ki Hükümet, Diyanetin “kırmızı çizgisine” uyarak, ”Cemevlerini ibadethane kabul etmeyen” bir statü dayatması yaparsa; ne inanç özgürlüğüne uygun davranmış olur ne de laik bir devlet tutumuyla bağdaşan bir iş yapmış olur.

AKP Hükümeti ve Diyanet İşleri Başkanının bunlar umurunda değildir. Onları asıl ilgilendiren ‘ulemanın’ tatmin edilmesidir” diyorsanız. Buna da söylenecek bir şey yoktur. Çünkü burası lafın bittiği yerdir!

BÖLGEDEKİ BÜYÜK MEZHEP ÇATIŞMASININ MERKEZİNE DOĞRU!

İşte “lafın bittiği” yerde Diyanet; “Cemevlerine ibadethane statüsü verilemez” deyip, bunun eskiden beri “kırımızı çizgileri” olduğunu ilan ederek, milyonlarca Alevinin temel talebini reddetmeyi “kırmızı çizgisi” olarak ilan etmiştir. Diyanetin bunu Hükümetten bağımsız yapması beklenemez. Tersine önümüzdeki günlerde gelecek Hükümetin “Eylem Planı”yla ilgi “Alevi açılmı”nın da “Diyanetin kırmızı çizgisi” doğrultusunda bir “statü tanıma” olacağını söylemek yanlış olmaz.

Bu yüzden 2016’nın, bir yanıyla da Alevilerin taleplerinin bastırılma almaçlı girişimlerin yılı olacağını söylemek yanlış olmaz.
Ortadoğu ve Türkiye’nin içinden geçtiği koşullarda bunun anlamı ise, Türkiye’nin bölgede hızla büyüyen mezhep çatışmalarının oluşturduğu burgacın merkezine doğru sürüklenmesi demektir. Hem de Diyanetin teşviki ve Erdoğan-Davutoğlu Hükümeti eliyle!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa