Tartışılan benim irademin dokunulmazlığıdır
Fotoğraf: Envato
Parlamenter sistemin en büyük handikaplarından biri, birey ve toplumsal sınıfların politika ile ilişkisini temsili bir hale dönüştürmesidir. Belirli aralıklarla sandığa giderken verdiğiniz oy, artık verdiğiniz parti ve vekile emanettir. Sizin o oyu verirkenki beklentileriniz o parti ve vekil tarafından karşılanmıyorsa bir dahaki seçimlerde oyunuzu bunu dikkate alarak verirsiniz.
Yani verili sistemin size ima ettiği, politika ile ilişkinizin sandık başında edindiğiniz ve bir daha sandık başına gidene kadar da sizden alınmış olan bir hak olarak sınırlandırıldığıdır.
O arada iktidarda olan partinin sizin vermiş olduğunuz oyu hükümsüz hale getirmeye yönelik bir pratik içine girmesi ya da sokağa çıkan tankların demokrasinin en asgari gereği olan yaşam hakkını bile geçersiz kılmak üzere doğrudan sivil yaşam alanlarını hedef alması karşısında bile size vazedilen, bir dahaki sandık vaktine kadar eylemsizlik halidir.
Tüm zor aygıtları, devletin bir baskı aracı olduğunu her gün yeniden kanıtlamak üzere, ülkenin bir coğrafyasında devreye sokulurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın HDP Eş Genel Başkanlarıyla ilgili şu sözleri de bu zor ilişkisinin siyasal alanının yeniden düzenlenmesine dair işlemesinin açık talimatıdır: “Dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, inanıyorum ki terörle mücadele açısından ülkemizdeki havayı da olumlu yönde etkileyecektir. Ülkeyi parçalayıp bölmeye yönelik mesajları kabul etmemiz mümkün değil. Devlet içinde devleti kabul etmemiz asla mümkün değil. Bunlara karşı gerekli cevabın verilmesi, müeyyide uygulanması, yargı mekanizmasının devreye girmesi suretiyle atılması gereken adımlar var. Mecliste 160’ı aşkın dosyaları var. Bunlar gözden geçirildiği zaman neyi kapsıyor, masaya yatırılacak ve ona göre adım atılacaktır.” (1 Ocak 2016)
Yani Erdoğan, MİT TIR’larıyla ilgili haberlerinden ötürü Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar için söylediği “Bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu” (31 Mayıs 2015) sözlerinin bir benzerini bugün HDP Eş Gene Başkanları ve yöneticileri için söylüyor. HDP’li Sırrı Süreyya Önder de tam da bu nedenle, T24’ten Hazal Özvarış’ın sorularını yanıtlarken, “Dokunulmazlığımızı kaldıracaklar. Durum öyle gösteriyor. Ve tutuklanacağız” diyor. (3 Ocak 2016)
Önder, Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde 1994’te TBMM’de dokunulmazlıkları kaldırılan DEP’e mensup milletvekillerinin Meclisten tam bir darbe havasında alınarak tutuklanmalarına atıf yaparak, şu yorumda bulunuyor: “Yapacaklar bunları, ama bir Tansu Çiller derbederliği ile değil, daha sofistike yapacaklar. Önce teamülleri zorlayarak dokunulmazlık dosyalarımızı öne alacaklar, kendi oylarıyla dokunulmazlıklarımızı kaldıracaklar. Belki Meclisten alıp beyaz Renaultlara bindirmezler, ama mahkeme ilk duruşmada tutuklama kararı verir. Olacak olanlar bunlar.”
Açıkçası böylesi bir siyasi gündem konusunda hukuki prosedürlerin siyasetin emriyle çok kolaylıkla bir kenara itildiğini örnekleriyle bildiğimiz için bu yazının sınırlılığı içinde ilgili Anayasa maddeleri üzerinden bir tartışmaya girmeyeceğim.
Ama yeniden başa dönüp şunu özellikle vurgulamak gerekiyor. Siyaset sandıkta başlayıp bitmiyor. Sandığa gelmeden çok öncesinden başlayan bu ilişki, sandıktan sonra da atılan oy ile ortaya konulan iradeye sahip çıkmanın bir gereği olarak sürmelidir.
Politika aslında sandık etrafındaki ilişkilerin de ötesinde, gündelik hayatımız içinde, o hayatı kendimiz için anlamlı kılmak ve her gün yeniden kurmak üzere gerçekleştirdiğimiz eylemlerin içindedir.
En dar haliyle, verdiğimiz oyun takibi olarak ele alsak bile, oy verdiğimiz partinin eş genel başkanlarının, vekillerinin dokunulmazlıklarının fütursuzca tehdit altına sokulmasını üzerimize alınmak durumundayız.
Tam da bu nedenle 1 Kasım’da HDP’ye oy vermiş biri olarak tartışılan benim irademin de dokunulmazlığıdır.
Daha önceki gün, “KCK Van” ana davasında yargılanan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bekir Kaya ve HDP PM Üyesi Cüneyt Caniş’e 15’er yıl hapis verenler, eğer gerekli sahiplenme gösterilmezse Önder’in de dediği gibi yarın HDP Eş Genel Başkanları ve vekillerinin dokunulmazlıklarını da kaldıracaklardır.
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00