Şairin intihar daveti
Cemal Süreya, Yeni Yaprak dergisinin kasım 1989 sayısında öykücü Muzaffer Buyrukçu’yu da kışkırtarak dönemin “reis-i cumhur”u Turgut Özal’a şiirli bir öneride bulunur. Şiir şöyledir:
Ülkemizi sizden,
Sizi de kendi özel sıkıntılarınızdan
Kurtarmak için
Arkadaşım Muzaffer Buyrukçu’yla
Bir önerimiz var:
İntihar etmelisiniz!
Ben ve Buyrukçu bu konuda
Dostça omuz veriyoruz size.
Gelin, halkın önünde,
Üçümüz birlikte intihar edelim.
Yer: Kadıköy eski iskelesinin önü,
Günü ve saatini siz saptayın.
Ülkemiz sizden kurtulsun,
Biz de işe yaramış olalım.
Eceliyle mi öldü, zehirlendi mi vakanüvistler tartışadursun, eski reis-i cumhur, şairin bu “romantik ölüm” önerisini anlayacak incelikte değildi kuşkusuz.
Özal gelmez, Yeni Yaprak dergisi de o sayıda şiirin altına şu mektubu iliştirir:
“Sayın Halil Turgut Özal
Geçenlerde Cemal Süreya ile Muzaffer Buyrukçu size Kadıköy eski vapur iskelesinin önünde birlikte intihar etmeyi önerdiler. Ve bir gün sonra da sizi aynı yerde beklediler. Ama gelmediniz.
Bizce gelmemekle büyük bir fırsatı kaçırdınız. Öyle ki bu fırsat erişebileceğiniz en yüksek mertebeydi. İyi düşündünüz mü? Hadi kendinizi düşünmüyorsanız, bari çocuklarınızı düşünün, torunlarınızı düşünün.”
Derginin kapağındaysa solda Cemal Süreya’nın oğlu Memo’yu omzuna oturttuğu bir fotoğrafı, fotoğrafın altında da bir unvan:
“Şair”
Gülen bir oğul ve gülen bir şair...
Sağda da Turgut Özal’ın elinde “ulusa sesleniş” programlarında halkın gözüne gözüne dürttüğü o ünlü “imaj kalemi” vardır. Fotoğrafın altında da bir unvan:
“Reysizcumhur”
Sıkıntılı bir cumhurbaşkanı ve ruhsuz bir kalem...
O zaman cumhurbaşkanını “rey”le seçmiyorduk. Özal, reysiz başkandı ama şimdi “reyli” bir başkanımız var. Cumhurun yeni reyleriyle başkanlık düşleri de kuran bir reyisicumhur...
Yazgıları benzemesin! Kuşkulu bir ölüm kadar kötü ne olabilir ki?
Onlar “güzel ölüm”den, ben “temiz ölüm”den yanayım!
Öyleyse Cemal Süreya’ya nazire olsun, “reylicumhurreyisi”ne önerim şudur:
Yıllar var
Ölümün elinden alamıyoruz ölümü
Kurtaralım öyleyse şu güzelim ülkeyi.
Gelin, halkın önünde intihar edelim
Ülkemiz sizden kurtulsun
Ben de bir işe yaramış olayım.
Saray da olur sokak da
Ne önemi var yerin
Günü ve saatini siz seçin
Önemi yok zamanın.
Bir işe yarayacaksa
Ülkenin şairi
Ölüm, bir atlıkarıncadır ona.
Ne diyordu Adorno “Minima Moralia”da?
“Yanlış hayat, doğru yaşanmaz. Sonunda iki seçim kalır ve başka hiçbir şey intihar ve kötülük.”
İçimizdeki kötülükten kurtulmak içinse tek seçim vardır: İntihar.
Reyisicumhurun liderliğini örneklediği Hitler, toplama kamplarında krematoryumlarda yok ediyordu insanlığı. Yenildiğini anlayınca da korkudan intiharı seçmişti. Onur intiharı değildi führerinki.
Oysa onurla ölümü seçmektir erdemli olan.
Evrensel'i Takip Et