08 Ocak 2016 01:00

Tek sorumlu Başçı mı?

Tek sorumlu Başçı mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son açıklanan enflasyon rakamları ile birlikte Başçı bir kez daha hedef tahtasına kondu. Nasıl konmasın enflasyon yüzde 8.8’lere varmış, MB’nin hedefi ise yüzde 5. Sapma az buz değil. Hem de petrol fiyatlarının son 11 yılın dibine ulaştığı, enerji ve girdi maliyetlerinin dolar bazında hızla gerilediği bir dönemde. Sıkça vurguluyoruz, MB tarafından açıklanan hedefler artık dilek ve temenniden öteye geçmiyor. Piyasa aktörleri tarafından da artık ciddiye alınmıyor. Zira geçtiğimiz 5 yıl içerisinde hiçbir dönemde hedefi tutturamamış bir banka var karşılarında.
Başçı’nın burada en büyük yanlışı gerçeklikten uzak tahminlerle piyasa beklentilerini şekillendirerek fiyat hareketlerini baskılayabileceği düşüncesiydi. Bunun en belirgin örneğini kur tahminlerinde görmüştük. Faizlere dokunmadan sırf beklentileri aşağı çekerek kur hareketlerini baskılama yönündeki çabası bir süre sonra ters etki yaratmaya başlamış, Başçı ekran karşısına çıktığında dolar yükselir olmuştu.   
Peki tek sorumlu Başçı mı? Diyeceksiniz ki, MB bağımsız olduğuna göre aldığı kararın sorumluluğu da kendisinde. Evet kağıt üzerinde öyle. Gerçekte ise Judo Federasyonu ne kadar bağımsız ise MB de o kadar bağımsız.  Zamanında Bakan Zafer Çağlayan, Başçı hükümetin memurudur haddini bilecek demişti. Sonrasında Babacan uluslararası sermaye çevreleriyle doğrudan temaslarla bu açıklamayı toparlamaya çalışmıştı. Bugün bu görevi Mehmet Şimşek üstlenmiş gibi gözüküyor.  Ne var ki, hükümet programında MB’ye dönük “bağımsız” ifadesinin uçurulmasının bir tesadüften ibaret olmadığı ortada.  
Erdoğan’ın faiz çıkışı sonrasında gün geçtikçe daha da yalnızlaştı Başçı. Zamanında kendisine Nobel ödülü verilmesi gerektiğini savunacak kadar ileri giden havuz medyası tarafından sertçe eleştirildi.  Bu süreçte ülkeye yabancı sermaye çekmek için bir dönem sıkıca sarıldıkları MB’nin bağımsızlığı da kavramı da (en azından iç siyasette) sahipsiz kaldı. Önümüzdeki aylarda görev süresi sona erecek olan ve yeniden atanma arayışında olduğu anlaşılan Başçı da uzunca bir süredir siyaset mekanizması tarafından eli kolu bağlanmış bir şekilde görevini sürdürüyor.
Bu nedenle “faizler gerilerse enflasyon da geriler” diyen siyasetçileri işin içinden sıyırarak bu başarısızlığı tahlil etmek mümkün değil.  Nihayetinde, siyasi baskılar sonucu MB politika faizini 2014 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yüzde 10 seviyesinden kademeli olarak indirmiş, 2015 yılının şubat ayında yüzde 7.75’den 7.50’ye çekmiş ve yıl boyunca da bu seviyede tutmuştu. Aynı dönemde dolar ise TL karşısında yüzde 25 dolayında değer kazandı.  Böylece, emtia fiyatlarındaki sert gerilemeye rağmen kur etkisi enflasyonu yukarı taşıdı. Bu duruma seçim döneminde artan kamu harcamaları ve hızla artan hane halkı borcu eşliğinde büyüyen iç talep de eklenince bugünkü tablo ortaya çıktı. Bu kurması zor bir neden-sonuç ilişkisi değildi. Başçı’nın Saray’a çağrıldığı dönemde yaptığı sunumun içeriği de aynı şekilde kur etkisinin belirleyiciliğine vurgu yapıyordu.
Sözün kısası Başçı kolay hedef.  Ortada bir başarısızlık olduğu ortada ama gerçek sorumluyu bulmak için kafayı biraz daha yukarı kaldırmak gerekiyor. Unutmamak lazım enflasyon her daim sabit ücretliden götürür. Gözüken o ki, asgari ücrette yapılan “iyileştirme” de enflasyonla kısa sürede uçup gidecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa