15 Ocak 2016 01:00

Transfer olmazsa olmaz mı?

Transfer olmazsa olmaz mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Paranın oyundaki ağırlığı arttıkça transfer, futbolun temel unsuru haline geldi. Çalışmakmış, üretmekmiş, gelişmekmiş bunların hepsi geri planda artık. Transfer bir anlamda işin “angaryasına” hiç bulaşmadan hazır reçeteleri uygulamak demek. Öyle ya, takımdaki eksiklikleri gidermek, futbolcu yetiştirmek gibi yoğun emek gerektiren uzun ve zorlu süreçlerden geçeceğine, parayı bastırıp en iyi oyuncuları transfer eder, kısa zamanda hedeflerine ulaşırsın... Formül bu kadar basit işte!.. Parasal güç sayesinde kestirme yoldan hedeflere ulaşmak varken, kim yoğun emek harcamak, altyapıyla, eğitimle uğraşmak ister ki?.. Hiç kimsenin başarı için uzun vadeli beklemeye tahammülü yok. Zaten şampiyonluğun çok büyük maddi getirisi var. Şampiyonlukla birlikte elde edilen parayla, kadronu daha da güçlendirip başarılarını sürdürme fırsatı yakalayabiliyorsun... Paranın başarıyı getirmesi gibi, başarı da çok büyük miktarlarda para getiriyor. “Para-başarı” döngüsünü yakalayan bir kulübün sırtının kolay kolay yere gelmeyeceği biliniyor. Yeter ki kazandığından fazlasını harcamasın. Ancak çoğu kulüp bu dengeyi tutturamıyor. O kadar açgözlü ve doyumsuzlar ki, göz göre göre ekonomik sıkıntıya sürüklenme pahasına paraları transfere harcamaktan vazgeçmiyorlar. Başarıya giden yolun yıldız/pahalı oyuncuları kadroya katmaktan geçtiği düşüncesi kafalara yerleşmiş bir kere. Bunun dışında da yollar olabileceği akıllara bile gelmiyor. Tam bir transfer çılgınlığı söz konusu. Bütün hedefler, beklentiler transfere bağlı. Transfer varsa umut var, transfer yoksa umut yok...
Transferin, futbolun temel faktörü haline gelmesiyle birlikte teknik direktörlerin de işlevi ve öncelikleri değişti. Teknik direktörlerin asıl işleri, oyunculardaki eksiklikleri gidererek onların gelişimini sağlamak, oyuncuları fiziksel, teknik, psikolojik, zihinsel anlamda karşılaşmalara hazır hale getirmek ve genç oyuncular yetiştirmek olmalıyken şimdi, ağırlıklı olarak transferlerle oluşturulmuş ve kendilerine teslim edilmiş kadrodaki oyuncular arasında koordinasyonu, uyumu ve iletişimi sağlamaya çalışıyorlar. Kuşkusuz koordinasyon, uyum ve iletişim de önemli ancak futbolun geleceği açısından yetiştirmek, geliştirmek, hazırlamak işin temeli ve çok daha ön planda tutulması gereken boyutları.
Ne yazık ki, eksiklikleri, zayıflıkları; araştırarak, üreterek, uygulayarak, gelişme kaydederek değil, transferlerle gidermeye çalışmak, teknik direktörlerce de benimsenmiş durumda. Oysa, geleceğe umutla bakabilmek için, yarışmacı teknik direktörlerden çok, yetiştirici teknik direktörlere ihtiyaç var...
Devre arası tatili bitiyor ve maçlar bu hafta başlıyor.
Takımların kadrolarına, harcadıkları paralara ve hâlâ yürütülen transfer çalışmalarına bakıldığında, zirve yarışının kimler arasında geçeceğini tahmin etmek zor değil. Futbol organizasyonu eşit koşullardan ne kadar uzak gerçekleştiriliyorsa, sürprizlere o oranda kapalı olur. Bizim ligimiz tam da öyle işte. Parayı bastıranın düdüğü çaldığı bir lig...
Transfer demişken işin medya boyutunu da gözden kaçırmamak lazım. Transfer haberleri, medyanın can/rant damarlarından biri. Bu nedenle, “müjde” başlığını hiç ihmal etmeden her gün onlarca uyduruk transfer haberi yapmaktan geri durmuyorlar. Transfer odaklı bir futbol dünyası en çok onların işine geliyor. Onlar da ayaklarına kadar gelen bu fırsatı tepe tepe kullanıyorlar.
Emeğin değerinin bilinmediği, bilgi üretme, uygulama, geliştirme anlamında çoraklığın hüküm sürdüğü ve işlerin hazır reçetelerle yürütülmeye çalışıldığı bir yerde futbolun geleceği adına iyimser olmak elbette mümkün değil...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa