15 Ocak 2016 01:00

İyi Alman

İyi Alman

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Nazi Almanyası’nda yaşanan soykırım, şiddet ve katliamlara uzaktan bakıp itiraz etmeyen, otoritenin göz göre göre işlediği savaş suçlarından dolayı bireysel sorumluluk almayanlara “İyi Alman” denirdi.
Oyla başa gelen diktatörün sözde meşru suçlarına bizzat iştirak etmemiş olmak, elini pisliğe bulaştırmamak, olan biteni sadece uzaktan duyuyor, görüyor olmak iyi Alman’ın vicdan temizliğine yetiyordu.
Her gün işlenen sistematik suçlarda sorumluluk almamak için düzinelerce bahane vardı:
“Ben ona oy vermedim ki, veren düşünsün”
“Hükümet bazı şeyleri yapıyorsa düşmanlarla mücadele etmek için yapıyordur”
“Devlet kutsal ve her şeyden önemli”
“Kendimin ve çocuklarımın geleceğinden korkmasam belki protesto ederdim, ama…”
“Ben hiçbir suça göz tanıklığı etmedim, gerçekten olup olmadığını bilemem”
“Başımızdakilerin bütün bunları bizim iyiliğimiz için yaptığına inanıyorum”
“Benim devletim iyi vatandaşına kötü şey yapmaz. Yapıyorsa, kötülere yapıyordur”
“Yapılanlara itiraz etsem de bir şey olmayacak ki; iyisi mi susup oturayım”
“Asıl mağdur biziz. Ülkemiz tehdit altında”
“Devlet sorgulanamaz. Devlet her zaman halkı için doğruyu yapar”
“İyi Almanlar” bu yalanlarla kendi kendilerini kandırırken, Nazi Almanya’sı tüm Avrupa’ya kan banyosu yaptırmaktaydı.
Sayısız savaş suçu…Sayısız insanlık suçu.
Soykırım yapmak…
Silahsız sivilleri hedef gözeterek vurmak, yaralamak, öldürmek…
Köyleri, yetmedi, şehirleri boşaltmak…
İnsanları aç, susuz, tıbbi yardımsız kalacak şekilde mahsur bırakmak…
Hukuksuz sınır dışı etmek, tehcir etmek…
İnsani yardım ekiplerini, sivil toplum kuruluşlarını, muhalif aydınları düşmanlaştırmak ve hedef göstermek.
Esirlere işkence ve eziyet etmek…
Seyyar ölüm mangaları oluşturarak insan avlatmak…
Ölüleri kamyonlarla toplu mezarlara taşımak…
İnsanların yakınlarının cenazelerini gömmesine bile izin vermemek.
20. Yüzyılın yüzkarası olan daha pek çok suç aleni şekilde işlenirken, “düşman” diye nitelendirilip yok edilen muhalifler “Kötü Alman”; devletin suçlarını “meşru” nitelendirip görmezden gelenler ise “İyi Alman”dı…
İkinci Dünya savaşı bittikten sonra şöyle bir durup arkada bıraktıkları kötü mirası değerlendiren Avrupa, insanlığa karşı işlenen bu suçların bir kez daha dünya sahnesinde yaşanmaması için büyük önlemler aldı. Yasalar yapıldı, anlaşmalar imzalandı, paktlar kuruldu, Avrupa İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi yayınlandı.
Savaşta bile olsanız, belli bir ırk veya dinden insanı ve sivilleri toplu olarak kasten öldürmek, kasten yaralamak, işkence etmek, yaşam koşullarını kısıtlamak, bilimsel deneylerde denek olarak kullanmak, hürriyetinden yoksun kılmak, aç, susuz bırakmak, köleleştirmek, şeytanlaştırmak, nefret söylemi yaymak, hedef göstermek, linç için gerekli altyapıyı hazırlamak suçtur… Bütün bunlar insanlığa karşı işlenmiş suçlar olarak kabul edilmiştir.
Nazi Almanyası döneminde yaşanan insan hakları ihlalleri ve insanlık suçları bugün günümüzde hala pek çok ülkede,seçilmiş iktidarlar tarafından, halklara karşı işlenmektedir. Ancak dünya artık eski dünya değil. Günümüz iletişim olanakları 1930’lardan 40’lardan çok ileride. Hep diyoruz ya, artık hepimiz olan bitene tanığız. Hepimiz suçları, suçluları görüyoruz. 21. Yüzyılda hala “İtiraz etseydik de bir şey değişmezdi” demek vicdan temizliğine yetmiyor. Basında, televizyonlarda insanlık suçlarını görüp de başını çevirmek, “Devlet yaparsa vardır bir bildiği” diyerek insanlık suçlarını meşrulaştırmak mümkün olmuyor. Bu görmezden geliş, muhalif olmayanın ancak o suça ortak olması anlamına geliyor. Bu manada, insanlık suçlarına karşı atılan her adım, toplu olarak dile getirilen her itiraz çok önemli. Barışı, insan haklarını, hukuku ve çözümü hedefleyenlerin her girişimine destek vermek bizi daha çok insan yapıyor.
Karar vermemiz gereken tek şey “İyi Alman” rolünü mü oynayacağımız, yoksa otoritenin bizi “Kötü” gibi görmesinden korkmadan kötülüğe “dur” mu diyeceğimiz.
Bu çok önemli ve kritik bir seçimdir ve kötülüğe karşı direnmek, insanı insan yapan en önemli erdemlerden biridir. Bu kritik noktada verdiğimiz her karar, ileride bizden hesap soracak olan çocuklarımızın yüzüne nasıl bakacağımızın da vesikası olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa