Gerçekleri açıklamada ısrar

Bölge’de sokağa çıkma yasakları artık 40’lı, 50’li günlerle anılmaktadır. Sürdürülen asker-polis operasyonlarına paralel olarak sivil ölüm ve yaralanmaları artarken, halkın üstündeki baskı da şiddetin dozu da büyümektedir.

Bu baskılar arttıkça medya üstündeki kuşatma ve otosansür de ağırlaşmaktadır. Çünkü Erdoğan-Davutoğlu yönetimi, bölgede her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir tablo çizmektedir. Sadece baskı ve operasyonları haklı göstermek üzere bölgedeki gelişmelerden söz etmektedirler. 

Burada en önemli dayanakları da ellerindeki devasa medya aygıtıdır.

MİLLETVEKİLİ, ‘SİVİL HEYET’ TANINMIYOR 

Önceki gün aralarında Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın ve gazetecilerin de bulunduğu heyet, hayatını kaybeden üç kişi ve dört yaralıyı hastaneye götürürken bir zırhlı araçtan ateş açılan ateşe hedef oldu. Yaralılar ve heyetin diğer üyeleri bir bodruma sığınarak bir yandan resmi makamların müdahalesini isterken öte yandan da HDP üstünden Meclise başvurarak yardım istemişlerdi.

Ancak İçişleri Bakanının da içinde bulunduğu yetkililer, gerektiği gibi müdahale etmedikleri için Sarıyıldız ve yanındakiler saatlerce, sığındıkları bodrumda mahsur kalmış, yaralılara da müdahale edilememişti.

Ancak bu grubun kurtarılmasından sonra da yaralıların gözaltına alınması ve müdahalenin gecikmesiyle, heyete saldırı sırasında yaralanan Selman Erdoğan ile Abdulhamit Poçal hayatını kaybetti.

AKP GRUBU BÖLGE'DE OLANLARI UMURSAMIYOR

HDP, konuyu Meclis gündemine getirdi. Ama AKP’li vekillerin, “Böyle bir şey yoktur!” direnişiyle karşılandı. AKP’li vekiller; CHP ve HDP’li vekilleri “Meclisi kapatmak” ve “çalışmasını engellemek”le suçladılar. Ve sonunda HDP ve CHP’lilerin ısrarı sonrasında Başbakan Yardımcısı, Sarıyıldız ve heyet üyelerinin “kurtarıldığını” açıkladı.

Böylece;

* Sarıyıldız’ın da içinde bulunduğu heyete, güvenlik güçlerinin zırhlı araçtan ateş açtığı,

* Bodruma sığınan heyetin oradan çıkmasını önleyenlerin yine güvenlik güçleri olduğu,

* Yaralıların zamanında hastaneye ulaşmasını engelleyenlerin güvenlik güçleri olduğu ve hastaneye gitmesi gereken kişileri gözaltına alarak, yaralıların hayatını tehlikeye attığı,

* Hayatını kaybeden Erdoğan ve Poçal’ın büyük olasılıkla geç müdahale edildiği için hayatlarını kaybettiği,

* AKP Meclis grubunun bölgede yaşananları umursamadığı, Hükümetin “Kürt sorununu askerle çözme” tutumunun arkasında olduğu açıkça ortaya çıkmıştır.

OLANLARIN ÜSTÜNÜ ÖRTEBİLSELERDİ! 

Eğer heyette Vekil Sarıyıldız olmasa, HDP konuyu, sıcağı sıcağına Meclis ve kamuoyu gündemine getirmese, olup biteni resmi makamların açıklamasını tek ve tartışılmaz gerçek kabul eden medya organlarından; “Teröristler cenazeleri ve yaralıları almaya giden heyete ateş açtı. 10 kişi yaralandı. Heyeti güvenlik güçleri kurtardı. Ama heyetteki yaralı kişilerden ikisi hayatını kaybetti” biçiminde öğrenecektik!

Demek ki, eğer yetkili makamlar ve onların emrindeki güvenlik güçleri engellemezse, sokakta ya da evlerinin bahçesinde “keskin nişancıların” hedefi olan sivillerin, hayatını kaybeden insanların cesetlerinin günlerce sokaklarda kalması ya da yaralananların hastaneye götürülmemesi gibi sorunlar yaşanmaz!

HALKIN DOĞRU BİLGİLENDİRİLMESİ ESAS!

Elbette Hükümetin, bölgedeki idarecilerin tutumlarını, hak-hukuk tanımazlıklarını eleştireceğiz. Dahası onları yasalara, insan haklarına saygılı olmaya çağıracağız. Ama burada asıl olan batı illerindeki halkın, Türkiye’nin ve dünyanın ilerici, demokratik kamuoyunun bölgede yaşananlara dikkatlerinin çekilmesidir. Bunun yolu da bölgede yaşananların doğru biçimde aktarılmasından geçmektedir. Çünkü gerek güvenlikle ilgili merkezler gerek bölgedeki idareciler gerekse bir kez daha görüldüğü gibi AKP ve MHP’li vekiller bölgede yaşanan gerçeklerin görülmemesi için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Yandaş basın ve sermaye basını da resmi açıklamalar dışında hiçbir gelişmeyi görmemekte ısrarlıdır. 

GERÇEKLERİN AÇIKLANMASI KRİTİK ÖNEM KAZANDI

Barış için Akademisyenlerin hazırladığı bildiriyi imzalayanların gerek Erdoğan-Davutoğlu yönetimi tarafından çarmıha gerilmesi, gerekse demokratik kamuoyunun bildiriyi sahiplenmekte gösterdikleri coşku, gerçeklerin ortaya çıkarılmasında kritik bir aşamaya gelindiğini göstermektedir.

Burada gerçekleri yazan medya organlarının rolünün önemi ortaya çıkmaktadır.

Bu yüzden de halkın gerçekleri öğrenmesi için gerçekleri yazan medyanın izlenmesi, dağıtımının yaygınlaştırılması, salon toplantıları, bildiri, afiş, duvar gazetesi gibi başkaca araçların devreye sokulması dönemin en önemli görevi olarak ortaya çıkmaktadır.